Esmalar ve Dualar ile Özel Terkipler

Celcelutiye Kasidesi Anlamı Faziletleri ve Manevi Gücü

  • 26 Nisan 2025
  • 194

İslam maneviyat tarihinde, taşıdığına inanılan derin sırlar, manevi güç ve faziletler nedeniyle özel bir ilgi gören bazı dua ve metinler bulunmaktadır. Bunların en meşhurlarından biri de Celcelûtiye Duası veya Kaside-i Celcelûtiyye olarak bilinen metindir. Hz. Ali'ye (r.a.) atfedilen bu kaside, Esmâ-ül Hüsnâ'yı, Allah'ın bazı özel isimlerini ve güçlü manevi tesirlere sahip olduğuna inanılan ifadeleri içerir.

Celcelûtiye Nedir? Kökeni ve Mahiyeti

Celcelûtiye, Arapça ve Süryanice (veya İbranice) kelimelerin iç içe geçtiği, belirli bir vezinle yazılmış uzun bir kasidedir (şiir formunda dua). Rivayetlere göre, Cebrail (a.s) tarafından Peygamber Efendimiz'e (s.a.v) Süryanice olarak indirilmiş, ardından Hz. Ali (r.a.) tarafından Arapça harflerle yazılarak şiir formuna getirilmiştir.

Bu kasidenin en belirgin özelliği, içinde Allah Teâlâ'nın en büyük ismi olduğuna inanılan İsm-i A'zam'ın ve pek çok gizli sırrın saklı olduğunun düşünülmesidir. Bu nedenle, özellikle Havass (harflerin, isimlerin, ayetlerin gizli özellikleri ve etkileriyle ilgilenen geleneksel bir alan) ve Tasavvuf çevrelerinde önemli bir yere sahip olmuştur. İmam Gazâlî (rh.a - bazı kaynaklarda ona atfedilir veya şerh ettiği söylenir), İmam Bûnî (rh.a - Şemsü'l-Maarif gibi eserlerinde yer verir) ve Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî (k.s - Mecmuatü'l-Ahzâb adlı dua kitabında nakleder) gibi önemli zatların eserlerinde yer alması, onun İslam geleneğindeki yerini pekiştirmiştir.

Çok Önemli Not (Köken ve Sahihlik): Celcelûtiye'nin faziletleri ve manevi etkileri nesillerdir tecrübe edilmekle birlikte, onun doğrudan Cebrail (a.s) tarafından indirildiği veya Hz. Ali (r.a.) tarafından bu şekilde tertip edildiğine dair, hadis ilmi kriterlerine göre sahih ve kesintisiz bir isnad zinciri bulunmamaktadır. Bu nedenle, hadis alimlerinin çoğunluğu tarafından doğrudan Peygamberimiz'den veya Hz. Ali'den gelen kesin bir metin olarak kabul edilmez. Daha çok manevi ilham, keşif veya Havass ilmi çerçevesinde değerlendirilen, faziletleri tecrübeye dayalı olarak kabul gören ezoterik (bâtıni) bir metin olarak görülür. Bu ayrımı bilmek, metne doğru bir şekilde yaklaşmak açısından hayati önem taşır.

Celcelûtiye'nin Rivayet Edilen Faziletleri ve Sırları

Celcelûtiye Duası'na geleneksel olarak pek çok fazilet ve sır atfedilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır (Unutulmamalıdır ki bunlar rivayetlere ve tecrübelere dayanır, etkileri Allah'ın iznine bağlıdır):

  • İçinde İsm-i A'zam'ın saklı olduğuna inanılır ve bu isimle yapılan duaların kabul olacağı umulur.
  • Her türlü hacetin (ihtiyacın) karşılanması için güçlü bir vesile olduğu kabul edilir.
  • Maddi ve manevi rızık kapılarının açılmasına yardımcı olduğu söylenir.
  • Her türlü şerden, kötülükten, nazardan, sihirden (büyüden), cin ve şeytanların şerrinden korunmak için okunur.
  • Hastalıklara şifa vesilesi olduğuna inanılır.
  • Düşmanlara karşı galibiyet, zalimlerin şerrinden emin olmak için okunur.
  • Sevgi, muhabbet ve ülfet (ısınma) için okunabileceği belirtilir.
  • Manevi sırların açılması, ilham ve keşif kapılarının aralanması için bir anahtar olduğu düşünülür.
  • Her bir beyitinin (mısra çifti) farklı bir özelliğe ve faydaya sahip olduğu, belirli niyetler için belirli beyitlerin okunabileceği ifade edilir.

Celcelûtiye Ne İçin Okunur?

Yukarıdaki faziletlere binaen Celcelûtiye Duası, çok çeşitli niyetlerle okunmaktadır:

  • Genel korunma ve manevi zırh niyetiyle.
  • Zorluklardan kurtulmak ve işlerin kolaylaşması için.
  • Maddi ve manevi bereket ve rızık istemek için.
  • Şifa talep etmek için.
  • Düşmanların ve hasetçilerin şerrinden korunmak için.
  • Kalp gözünün açılması, manevi ilerleme kaydetmek için.
  • Önemli bir işe başlarken veya bir dileğin kabulü için.

Celcelûtiye Duası Tam Metni

       

Celcelûtiye Duası (Tam Metin)

   

Her Beyit İçin Arapça Metin, Türkçe Okunuşu ve Meali

   

    1. بَدَأْتُ بِِبِسْمِ اللهِ رُحِى بِهِ اهْتَدَتْ
    إِلَى كَشْفِ أَسْرَارٍ بِبَاطِنِهِ انْطَوَتْ    

   

    Bede'tü bibismillêhi rûhi bihîhtedet
    İla keşfî esrarin bibatinihintavet    

   

    Bismillah ile başladım; ruhum, O'nun sayesinde o besmele içinde saklı olan çok sırları keşfetti.    

   

    2. وَصَلَّيْتُ بِالثَّانِي عَلَى خَيْرِ خَلْقِهِ
    مُحَمَّدِ مَنْ زَاحَ الضَّلاَلَةَ وَالْغَلَتْ    

   

    Ve salleytü bissani ala hayri halkihi
    Muhammedin men zahaddalalete velğalet    

   

    İkincisinde O'nun yarattıklarının en hayırlısı olan Hz. Muhammed'e salavat getirdim. O Muhammed ki (dünyadan) bütün dalalet ve yanlışlıkları gidermiştir.    

   

    3. إِلَهِي لَقَدْ أَقْسَمْتُ بِاسْمِكَ دَاعِياً
    بِآجٍ وَمَاهُوجٍ جَلَتْ فَتَجلْجَلَتْ    

   

    İlahi lekad aksemtü biismike daiyen
    Biacin ve mahucin celet fetecelcelet    

   

    Ey İlâhım, Senin ismine dayanarak dua ettim. Hep açık olan ve gittikçe parlayan Ehad ve Bedi' isimlerinle Sana yalvarıyorum.    

   

    4. سَأَلْتُكَ بِالاِسْمِ الْمُعَظَّمِ قَدْرَهُ
    وَيَسِّرْ أُمُورِي يا إِلَهِي بِصَلْمَهَتْ    

   

    Seeltüke bil ismil muazzami gadruhû
    Ve yessir umrî ya elihî bisalmehet.    

   

    Kadîr ve şanı yüce olan isminle Senden istedim. Ey güçlü (kadîr) Allah'ım, Sen islerimi kolaylaştır.    

   

    5. وَيَا حَيُّ يَا قَيُّومُ أَدْعُوكَ رَاجِياً
    بِاجٍ أَيُوجٍ جَلْجَلِيُّوتٍ هَلْهَلَتْ    

   

    Ve yâ hayyü yâ kayyûmü ed‟ûke râciyen 
    Bi âcin eyûcin celceliyyutin helhelet    

   

    Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah'ım, daima, umut ederek Sana yalvarıyorum. Ehad ve Bedi' isimlerini şefaatçi yaparak yüksek sesle bağırıp Sana yalvarıyorum.    

   

    6. بِصَمْصَامٍ طَمْطَامٍ وَيَا خَيْرَ بَازِخٍ
    بِمِحْرَاثٍ مِهْرَاشٍ بِهِ النَّارُ أُخْمِدَتْ    

   

    Bi samsâmin tamtâmin ve yâ hayra bâzihın 
    Bi mıhrâsi mihrâşin bihin nâru uhmidet    

   

    Ey yaratma mertebelerinin en yükseğinde bulunan Allah'ım. Sabit, Cebbar, Bari ve Halim isimlerinle bu fitne ateşi sönsün. Her hadisenin zimamı senin yed-i kudretindedir ve olan herşey senin yönlendirmenle olur.    

   

    7. بِآجٍ أَهُوجٍ يَا إِلَهِي مُهَوِّجٍ
    وَيَا جَلْجَلُوتٍ بِالإِجَابَةِ هَلْهَلَتْ    

   

    Biâcin ehûcin yâ ilâhî muhevvicin
    Ve yâ celcelûtin bil icâbeti helhelet.    

   

    Ey İlâhim, her derde, her işe ânında müdahale eden ve süratli bir şekilde icabet eden Allah, Ehad ve Bedi' isimlerinle sana yalvarıyorum.    

   

    8. لِتُحْيِى حَيٰوةَ الْقَلْبِ مِنْ دَنَسٍ بِهِ
    بِقَيُّومٍ قَامَ السِّرُّ فِيهِ وَ اَشْرَقَتْ    

   

    Lituhyî hayâtel kalbi min denesin bihî
    Bigayyûmin kâmessirru fîhî ve eşragat    

   

    Kayyum ismin hürmetine, kalbimi kirlerinden temizleyerek ihya et. Ona senin sırrın yerleşip ışık saçsın.     

   

    9. عَلَىَّ ضِيَاءٌ مِنْ بَوَارِقِ نُورِهِ
    فَلاَحَ عَلَى وَجْهِى سَنَاءٌ وَ اَبْرَقَتْ    

   

    Aleyye dıyâün min bevârikı nûrihî 
    Felâha alâ vechî senâün ve ebrakat    

   

    O sırrın nurunun parıltılarından üzerimde bir aydınlık bulunsun. Böylece yüzümde bir ışık zuhur edip parlasın.     

   

    10. وَ صُبَّ عَلَى قَلْبِى شَآبِيبُ رَحْمَةٍ
    بِحِكْمَةِ مَوْلٰينَا الْكَرِيمِ فَاَنْطَقَتْ    

   

    Ve subbe alê kalbî şeâbîbu rahmetin
    Bihikmeti mevlânel kerîmi feentagat    

   

    Kerim olan Mevla’mızın hikmetiyle kalbimin üzerine rahmet sağanakları dökülsün ve dilim kalbimin tercümanı olarak o rahmet hazinelerini terennüm etsin.     

   

    11. اَحَاطَتْ بِىَ الْاَنْوَارُ مِنْ كُلِّ جَانِبٍ
    وَ هَيْبَةُ مَوْلٰينَا الْعَظِيمِ بِنَا عَلَتْ    

   

    Ehâtat biyel envêru min külli cânibin
    Ve heybetü mevlênêl azîmi binâ alet.    

   

    Her yandan beni nurlar kuşatsın da büyük Mevla’mızın heybeti bizi yüceltsin.     

   

    12. فَسُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ يَا خَيْرَ خَالِقٍ
    وَ يَا خَيْرَ خَلَّاقٍ وَ اَكْرَمَ مَنْ بَغَتْ    

   

    Fesübhânekellâhümme yê [k]hayra [k]hâligin
    Ve yê [k]hayra [k]hallâgin ve ekrame men beğat.    

   

    Ey yaratma ve yoktan var etme mertebelerinin en yükseğinde bulunan Hâlık ve Hallak Allah'ım! Sen azgınlık yapıp haddi aşan isyankârlara bile ikramda bulunursun. Sen her türlü noksan ve kusurdan münezzehsin!    

   

    13. فَبَلِّغْنِى قَصْدِى وَ كُلَّ مَأٰرِبِى
    بِحَقِّ حُرُوفٍ بِالْهِجَاءِ تَجَمَّعَتْ    

   

    Febelliğinî gasdî ve külle merâribî
    Bihakkı hurûfin bilhîcâi tecemmeat.    

   

    Allah'ım, beni maksadıma ulaştır, bütün ihtiyaçlarımı gider. Hece harfleri şeklinde toplanan Hurûf-u Mukattaa hakki için...    

   

    14. بِسِرِّ حُرُوفٍ اُودِعَتْ فِي عَزِيمَتِى
    بِنُورِ سَنَاءِ الْاِسْمِ وَ الرُّوحِ قَدْ عَلَتْ    

   

    Bisırri hurûfin ûdiat fî azîmetî
    Binûri senâil ismi verrûhi kad alet    

   

    Yüce ism-i a‟zamın ve Kur‟an‟ın her tarafı kuşatan nûruyla irademe yerleştirilen harflerin sırrı hürmetine; yüce olan ruhların ve ism-i a‟zamının nûru hürmetine. Her tarafa yükselen vahyin (Kur'an'ın) hürmetine.    

   

    15. اَفِضْ لِى مِنَ الْاَنْوَارِ فَيْضَةَ مُشْرِقٍ
    عَلَىَّ وَ اَحْيِى مَيْتَ قَلْبِى بِطَيْطَغَتْ    

   

    Efıd lî minel envâri feydate müşrıkın
    Aleyye ve ahyî meyte kalbî bi taytağat    

   

    Bana nurlardan parlak bir feyiz akıt; üzerime gelsin, Nûr isminle kalbimin ölülüğünü dirilt!    

   

    16. اَلَا وَ اَلْبِسَنِّى هَيْبَةً وَ جَلَالَةً
    وَ كُفَّ يَدَا الْاَعْدَاءِ عَنِّى بِعَلْمَهَتْ    

   

    Elê ve elbisennî heybeten celâleten
    Ve küffe yedel a‟dâi annî bialmehet    

   

    Hâkim isminle bana heybet ve celal elbisesi giydir ki böylece düşmanların elleri benden uzak dursun. Sen hüküm ve hikmet sahibisin.    

   

    17. اَلَا وَ اهْجُبْنِي مِنْ عَدُوٍّ وَ حَاسِدٍ
    بِحَقِّ شَمَاخٍ اَشْمَخٍ سَلَمَتْ سَمَتْ    

   

    Elê vehcubennî min aduvvin ve hâsedin
    Bi Hakkı şemâ[k]hin eşme[k]hin sellemet semet.    

   

    Allah'ım! Kadri yüce Hâlık, Aziz, Celil ve Selâm isimlerinin hürmetine benimle her nevi düşman arasına perde koyarak beni onların kötülüklerine maruz kalmaktan koru.    

   

    18. بِنُورِ جَلَالٍ بَازِخٍ وَ شَرَنْطَخٍ
    بِقُدُّوسِ بَرْكُوتٍ بِهِ الظُّلْمَةُ اَنْجَلَتْ    

   

    Binûri celâlin bêzi[k]hin ve şeranta[k]hin
    Bi kuddûsi berkûtin bihiz-zulmetuncelet.    

   

    Aziz ve Celil ismin hürmetine!; Merhamet ve Şefkatinle; çok çok bereketli olan Kuddüs isminle, Sen bu karanlıkları aydınlığa çevir.    

   

    19. اَلَا وَ اقْضِ يَا رَبَّاهُ بِالنُّورِ حَاجَتِى
    بِنُورِ اَشْمَخٍ جَلْيًا سَرِيعًا قَدِ انْقَضَتْ    

   

    Elê vagdi yâ rabbehû binnûri hâcetî
    Binûri eşme{k]hin celyen serîan gadingadat.    

   

    Ya Rabbi! İsm-i a‟zamın nûru hürmetine, Hayy ve Muhyî isimlerinin hürmetine ihtiyaçlarımı gider. Bu isimlerinin nuruyla isteklerime süratle cevap ver!    

   

    20. بِيَاهٍ وَ يَايُوهٍ نَمُوهٍ اَصَالِيًا
    وَ يَا عَالِيًا يَسِّرْ اُمُورِى بِصَيْصَلَتْ    

   

    Biyêhin ve yêyûhin nemûhin esâliyen
    ve yê âliyen yessir umûrî bisaysalet    

   

    Allahım! Yâh ve Yâyûh ve Zâhir, Samed, Bâtın, Şehid isimlerinle! Ali ve Kâfi isimlerin hürmetine her işimi kolaylaştır!    

   

    21. وَ اَمْنَحْنِى يَا ذَاالْجَلَالِ كَرَامَةً
    بِاَسْرَارِ عِلْمٍ يَا حَلِيمُ بِكَ انْجَلَتْ    

   

    Vemnahnî yâ zel celâli kerâmeten 
    Bi esrâri ılmin yâ halimü bikencelet    

   

    Ey celal sahibi ve ey Halim! Senin yardımınla açılacak bir ilmin sırlarıyla bana bir ikram lütfeyle.     

   

    22. وَ خَلِّصْنِى مِنْ كُلِّ هَوْلٍ وَ شِدَّةٍ
    بِنَصِّ حَكِيمٍ قَاطِعِ السِّرِّ اَسْبَلَتْ    

   

    Ve [k]hallisnî min külli hevlin ve şiddetin
    Binassi hakîmin gâtiisırri esbelet    

   

    Sırları kesin ve inkişaf etmiş Kuranı Hakimin nurani ve açık ifadeleriyle beni her türlü korku ve sıkıntıdan kurtar.     

   

    23. وَ اَحْرِسْنِى يَا ذَا الْجَلَالِ بِكَافِ كُنْ
    اَيَا جَابِرَ الْقَلْبِ الْكَسِيرِ مِنَ الْخَبَتْ    

   

    Ve ehrisnî yêzel celâli bikêfi kun
    E yâ cêbiral galbil kesîri minel [k]habet    

   

    Ey celâl sahibi Allah'ım! “Kün!”(Ol!) emrinin “Kef”i hürmetine beni koru. Sen kırılan kalbleri Câbir isminle sarıp sarmalar ve kullarının bozulmuş hallerini ıslah edersin!    

   

    24. وَ سَلِّمْ بِبَحْرٍ وَ اَعْطِنِى خَيْرَ بَرِّهَا
    فَاَنْتَ مَلَاذِى وَالْكُرُوبُ بِكَ اَنْجَلَتْ    

   

    Ve sellim bibahrin ve ağtînî [k]hayra berriha
    Fe ente melâzî velkurûbi bikencelet    

   

    Bana (ilimden) bir deniz ver ve o denizin karasının en hayırlı kısmını bana nasip et; çünkü Sen benim sığınağımsın ve bütün sıkıntılar, ancak Seninle gider...    

   

    25. وَصُبَّ عَلَىَّ الرِّزْقَ صَبَّةَ رَحْمَةٍ
    فَاَنْتَ رَجَاءُ الْعَالَمِينَ وَلَوْ طَغَتْ    

   

    Ve subbe aleyyer-rizga sabbete rahmetin
    Fe ente racêul âlimîne velev tağat    

   

    Ve üzerime rızkı rahmet seli gibi yağdır. Çünkü insanlar azsa da Sen onların umudusun.    

   

    26. وَ اَصْمِمْ وَ اَبْكِمْ ثُمَّ اَعْمِ عَدُوَّنَا
    وَ اَخْرِسْهُمْ يَا ذَا الْجَلَالِ بِحَوْسَمَتْ    

   

    Ve esmim ve ebkim sümme ağmi aduvvena
    Ve ahrishum yazelcelâli bi havsemet    

   

    Sen düşmanlarımızı sağır, dilsiz ve kör et; (bizim ne yaptığımızı bilmesinler...) Ey güçlü Allah'ım, Sen Celâl ve büyüklüğünle onları kekeme eyle! (Millete yanlışı anlatmasınlar!)    

   

    27. وَ فِي حَوْسَمٍ مَعَ دَوْسَمٍ وَ بَرَاسَمٍ
    تَحَصَّنْتُ بِالْاِسْمِ الْعَظِيمِ مِنَ الْغَلَتْ    

   

    Ve fî havsemin mea devsemin veberâsemin
    Tehassentü bil ismil azîmi minel ğalat    

   

    Alîm ve Ganî isimlerinle beraber Kudretinin dairesinde, İsm-i Azâm'ınلا yanlış yapmaktan korundum.    

   

    28. وَ اَلِّفْ قُلُوبَ الْعَالَمِينَ جَمِيعَهَا
    عَلَىَّ وَ اَعْطِنِى الْقَبُولَ بِشَلْمَهَتْ    

   

    Ve ellif kulûbel âlemîne cemîahâ
    Aleyye ve a’tıni’l-kabule bi şelmehet     

   

    Bütün âlemlerin kalplerine ülfet ve ünsiyet bahşet - gönül kapılarını İlâhî hakikatlere aç! Fettâh ismin hürmetine! Bana, rıza ve makbuliyet libasını giydir!     

   

    29. وَ يَسِّرْ اُمُورِى يَا اِلٰهِى وَ اَعْطِنِى
    مِنْ الْعِزِّ وَ الْعُلْيَا بِشَمْخٍ وَ اَشْمَخَتْ    

   

    Ve yessir umûranê yê ilahî ve ağtini
    Minel izzi vel ulyê bişem[k]hin ve eşme[k]hat    

   

    Hâlık, Şedîd ve Halîm isimlerinin hürmetine bize izzet ve şeref ikram eyle ve işlerimizi kolaylaştır.    

   

    30. وَ اَسْبِلْ عَلَيْنَا السَّتْرَ وَاشْفِ قُلُوبَنَا
    فَاَنْتَ شِفَاءٌ لِلْقُلُوبِ مِنَ الْغَثَتْ    

   

    Ve esbil aleynês-setra veşfi gulûbenê
    Fe ente şifâün lilgulûbi minel ğaset.    

   

    Ve üstümüze örtünü sarkıtıver; kalplerimize şifa ver; Sen, korkulardan dolayı hastalanan kalplere şifanın ta kendisisin!    

   

    31. وَ بَارِكْ لَنَا اللّٰهُمَّ فِي جَمْعِ كَسْبِنَا
    وَ حُلَّ عُقُودَ الْعُسْرِ بِيَايُوهٍ اِرْتَحَتْ    

   

    Ve bâriklenallâhümme fî cem'i kesbinê
    Ve hulle ugûdel usri biyêyûhi irtehat    

   

    Ey Allah'ım, bütün çalışmalarımızı bize bereketli kil ve her şeyi kolaylaştıran Hû isminle bütün zorluk düğümlerini çöz!    

   

    32. بِيَاهٍ وَ يَا يُوهٍ و يَا خَيْرَ بَازِخٍ
    وَ يَا مَنْ لَنَا الْاَرْزَاقُ مِنْ جُودِهِ نَمَتْ    

   

    Biyêhin ve yê yûhin ve yê [k]hayra bêzi[k]hin
    Ve ya men lenel erzâgu min cûdihî nemet    

   

    Yâh, Yâyûh (Hû, Hûve) ve kudretlilerin en hayırlısı olan (Hayr'a-l Celîlin) isimlerinle sana yalvarıyoruz! Ey bütün rızıklarını cömertlik hazinesinden gönderen Allah'ım!    

   

    33. نَرُدُّ بِكَ الْاَعْدَاءَ مِنْ كُلِّ وِجْهَةٍ
    وَ بِالْاِسْمِ تَرْمِيهِمْ مِنَ الْبُعْدِ بِالشَّتَتْ    

   

    Neruddu bikel e’dâe min külli vichetin
    Vebil ismi termîhim minel bu’di bişşetet    

   

    Allah'ım! Her yönden hücumda bulunan düşmanları ancak senin yardımınla, inayetinle def ederiz! Sen isminle (ism-i a‟zamınla) uzaktan atılması gerekli olan şeyleri onlara atarak darmadağın edersin    

   

    34. وَ اَخْذِلْهُمْ يَا ذَا الْجَلَالِ بِفَضْلِ مَنْ
    اِلَيْهِ سَعَتْ ضَبُّ الْفَلَاةِ وَ قَدْ شَكَتْ    

   

    Ve ahzilhüm yazel celêli bi fadli men
    İleyhi seat dab'ül felâti vegad şeket    

   

    Ey Celal sahibi! Çöl kelerinin(kertenkele) yanına koşarak gelip şikayetini arz ettiği zatın (a.s.m.) hürmetine onları yüzüstü ve yardımsız bırakarak zelil eyle.     

   

    35. فَاَنْتَ رَجَائِى يَا اِلٰهِى وَ سَيِّدِى
    فَفُلَّ لَمِيمَ الْجَيْشِ اِنْ رَامَ بِى عَبَتْ    

   

    Feente recâî yê ilêhî ve seyyidî
    Fefulle lemîmel ceyşi in râme bî abet    

   

    Allah‟ım! Benim Seyyîdim, Efendim ve umudum yalnız Sensin! Bana kast etmek maksadıyla toplanıp hazırlanan küfür ve dalalet ordusunu darmadağın et!    

   

    36. وَ كُفَّ جَمِيعَ الْمُضِرِّينَ كَيْدَهُمْ
    وَ عَنِّى بِاَقْسَامِكَ حَتْمًا وَ مَا حَوَتْ    

   

    Ve küffe cemîal mudirrîne keydehüm
    Veinnî biaksêmike hatmen vemê havet    

   

    Ya Rabbi, kesin olan iraden ile bütün zarar verenlerin tuzaklarını ve içlerinde sakladıkları kinlerini benden çevir.    

   

    37. فَيَا خَيْرَ مَسْؤُولٍ وَ اَكْرَمَ مَنْ اَعْطَى
    وَ يَا خَيْرَ مَأْمُولٍ اِلَى اُمَّةٍ خَلَتْ    

   

    Fe yâ hayra mes‟ûlin ve ekrame men a‟ta 
    Ve yâ hayra me‟mûlin ilâ ümmetin halet    

   

    Ey kendilerinden dilekte bulunulanların en hayırlısı ve ihsan edenların en hayırlısı; ey umut edilenlerin en hayırlısı, Sen gelmiş geçmiş bu ümmete rahmet eyle! (onları basarili kıl!)    

   

    38. اَقِدْ كَوْكَبِى بِالْاِسْمِ نُورًا وَ بَهْجَةً
    مَدٰى الدَّهْرِ وَ الْاَيَّامِ يَا نُورُ جَلْجَلَتْ    

   

    Egit kevkebî bil ismi nûran ve behceten
    Meded dehri vel eyyâmi yê nûru celcelet    

   

    Ya Rab! Nûr isminin tecellisiyle parlat yıldızımı! Ahirzamana kadar asırlar boyu eşsiz bir surette ışıklandır yıldızımı ve meşalesini Nûr ile yak!    

   

    39. بِاٰجٍ اَهُوجٍ جَلْمَهُوجٍ جَلَالَةٍ
    جَلِيلٍ جَلْجَلِيُّوتٍ جَمَاهٍ تَمَهْرَجَتْ    

   

    Biacin ehûcin celmehûcin celêleten
    Celîlin celceliyyûtin cemêhin temehracet    

   

    Ey Ehad, Bedi,Aziz ve Celil olan Allah’ım Sen’in bütün güzel isimlerinin sonsuz haşmet ve azametiyle sürekli parlamaktadır.    

   

    40. بِتَعْدَادِ اَبْرُومٍ وَ سِمْرَازِ اَبْرَمٍ
    وَ بَهْرَتِ تِبْرِيزٍ وَ اُمٍّ تَبَرَّكَتْ    

   

    Bita’dadi ebrûmin ve simrâzi ebramin
    Ve behratin tebrîzin ve ümmin teberraket    

   

    Ey Evvel ve Ahir olan Allah’ım bütün mahlukatın arzu ve ihtiyaçlarına cevap veren güzel isimlerini anarak onların bereketine sığınıyorum.    

   

    41. تُقَادُ سِرَاجُ النُّورِ سِرًّا بَيَانَةً
    تُقَادُ سِرَاجُ السُّرْجِ سِرًّا تَنَوَّرَتْ    

   

    Tugâdu sirâcunnûri sırran beyâneten
    Tugâdû sirâcussurci sırran tenevverat    

   

    Nûr lambası, tutuşturuluyor, gizlice açıklanıyor. Lambaların lambası tutuşturuluyor, gizlice aydınlanıyor.    

   

    42. بِنُورِ جَلَالٍ بَازِخٍ وَ شَرَنْطَخٍ
    بِقُدُّوسِ بَرْكُوتٍ بِهِ الظُّلْمَةُ اَنْجَلَتْ    

   

    Binûri celêlin bêzi[k]hin ve şeranta[k]hin
    Biguddûsi berkûrin bihinnêru u[k]hmidet    

   

    İsm-i A‟zam‟ın kibriyalı ve azametli nurunun tesiri ile! Raûf, Rahîm ve Kuddûs isimleriyle dalâlet ve ilhad ateşi söndürülür!    

   

    43. بِيَاهٍ وَ يَا يُوهٍ نَمُوهٍ اَصَالِيًا
    بِطَمْطَامٍ مِهْرَاشٍ لِنَارِ الْعِدَا سَمَتْ    

   

    Biyêhin ve yê yûhin nemûhin esâliyen
    Bitamtâmin mihrâşin linêril idâsemet    

   

    Mabudu bil hak olan yüce Allah; Hu, Kahhar, Cebbar, Samed, Şehid ve Selam isimlerinin tecellisiyle düşmanın küfür ve fitne ateşi söndürülür.     

   

    44. بِهَالٍ اَهِيلٍ شَلْعٍ شَلْعُوبٍ شَالِعٍ
    طَهِىٍّ طَهُوبٍ طَيْطَهُوبٍ طَيَطَّهَتْ    

   

    Bihêlin ehillî şel'in şel'ûbin şêliin
    Tahiyyin Tahûbin taytahûbin tayettahet    

   

    Gerçek Ma’bud, Hak olan ve hakkı gerçekleştiren, Cemil, Vedud ve Mucib olan Zatın yardımıyla insanlara kendisini sevdirecektir.    

   

    45. اَنُوخٍ بِيَمْلُوخٍ وَ اَبْرُوخٍ اُقْسِمَتْ
    بِتَمْلِيخِ اٰيَاتٍ شَمُوخٍ تَشَمَّخَتْ    

   

    Enû[k]hin biyemlû[k]hin ve ebrû[k]hin ugsimet
    bitemlî[k]hi ayatin şemû[k]hin teşemme[k]hat    

   

    Ey Kayyum ve Vekil olan ve bütün ayetlerinin hikmetlerini yalnız kendisi bilen Allah’ım Hannan isminin hürmetine dualarımızı kabul et.    

   

    46. اَبَازِيخَ بَيْذُوخٍ وَ زَيْمُوخٍ بَعْدَهَا
    خَمَارُوخٍ يَشْرُوخٍ بِشَرْخٍ تَشَمَّخَتْ    

   

    Ebêzî[k]ha beyzû[k]hin ve zeymû[k]hin bağdehê
    [k]hamêrû[k]ha yeşrû[k]hin bişer[k[hin teşemme[k]hat    

   

    Ey bütün sırlara vakıf olan Allah’ım Mübdi ve Müid isimlerinin hürmetine bize şefkat ve merhametinle muamele et.    

   

    47. بِبَلْخٍ وَ سِمْيَانٍ وَ بَازُوخٍ بَعْدَهَا
    بِذَيْمُوخٍ اَشْمُوخٍ بِهِ الْكَوْنُ عُمِّرَتْ    

   

    Bibel[k]hin ve simyênin ve bêzu[k]hin bağdehê
    Bizeymû[k]hin eşmû[k]hin bihîl kevnü ummirat    

   

    Her hak sahibinin hakkını layıkıyla veren, her varlığın ihtiyacını adaletle gideren Adl. Ve haklıyı haksızdan ayıran, hüküm sahibi Hakem isimlerinin tecellisiyle dünya tahripten kurtulur ve tamir edilir.    

   

    48. بِشَلْمَخَتٍ اِقْبَلْ دُعَائِى وَ كُنْ مَعِى
    وَ كُنْ لِى مِنَ الْاَعْدَاءِ حَسْبِى فَقَدْ بَغَتْ    

   

    Bişelme[k]hatin (ni)gbel duâî ve kün meî
    Ve kün lî minel ağdêi hasbî fegad beğat    

   

    Hak ism-i şerifin hürmetine duamı kabul buyur, benim yanımda ol, düşmanlarıma karşı bana kâfi gel; çünkü artık onlar çok ileri gittiler.    

   

    49. فَيَا شَمْخَثَا يَا شَمْخَثَا اَنْتَ شَمْلَخَا
    وَ يَا عَيْطَلَا هَطْلُ الرِّيَاحِ تَخَلْخَلَتْ    

   

    Feyê şem[k]hasê yê şem[k]hasê ente şemle[k]hâ
    Ve yê aytalê hetlur-riyâhi te[k]hal[k]halet    

   

    Ya Rahman! Ya Muğni! Ya Muiz! Ya Kaviyyul Kahhar! Şiddetli rüzgârlar (fitne rüzgârları) esmektedir!    

   

    50. بِكَ الْحَوْلُ وَ الصَّوْلُ الشَّدِيدُ لِمَنْ اَتَى
    لِبَابِ جَنَابِكَ وَ الْتَجَى ظُلْمَةُ انْجَلَتْ    

   

    Bikel havlu vessavluş-şedîdu limen etê
    Libabi cenâbike veltecê zulmetüncelet    

   

    Korunmak ve düşmana şiddetli hücum gerçekleştirmek ancak senin yardımınladır. Senin yüce kapına sığınanın karanlığı dağılır.     

   

    51. بِطٰهٰ وَ يٰسۤ وَ طٰسۤ كُنْ لَنَا
    بِطٰسۤمۤ لِلسَّعَادَةِ اَقْبَلَتْ    

   

    Bi tâ-hâ ve yâ-sîn ve tâ-sîn kün lenê
    Bi tâ-sîn-mîm lisseâdeti egbelet    

   

    Ta-Ha, Ya-Sin, Ta-Sin ve Ta-Sin-Mim ile bize yönelip gelen bir saadete ermek için bizim yardımcımız ol.     

   

    52. وَ كَافٍ وَ هَايَاءٍ وَ عَيْنٍ وَ صَادِهَا
    كِفَايَتُنَا مِنْ كُلِّ عَيْنٍ بِنَا حَوَتْ    

   

    Ve kêfin ve hê yêin ve aynin ve sâdihâ
    Kifâyetünê min külli aynin binê havet    

   

    53. بِحَامِيمَ عَيْنٍ ثُمَّ سِينٍ وَ قَافِهَا
    حِمَايَتُنَا مِنْ كُلِّ سُوءٍ بِشَلْمَهَتْ    

   

    Bi hâ mîme aynin sümme sînin ve gâfihê
    Himâyetünê min külli sûin bişelmehet    

   

    Hâ Mîm, Ayn sonra Sîn ve Kaflarıyla; Selâm isminle her nevi kötülükten korunuruz!    

   

    54. بِقَافٍ وَ نُونٍ ثُمَّ حَامِيمٍ بَعْدَهَا
    وَ فِي سُورَةِ الدُّخَانِ سِرًّا قَدْ اُحْكِمَتْ    

   

    Bi gâfin ve nûnin sümme hâ mîmin bağdehê
    Ve fî surâtid-du[k]hâni sirran gad uhkimnet    

   

    Kaf ve Nûn ve onlardan sonraki Hâ Mîm ile yine korunuruz, Ve Duhan suresindeki sağlam sır hürmetine bu himayeni gerçekleştir.    

   

    55. بِاَلِفٍ وَ لَامٍ وَ النِّسَاءِ وَ عُقُودِهَا
    وَ فِي سُورَةِ الْاَنْعَامِ وَ النُّورِ نُوِّرَتْ    

   

    Bi êlifin ve lâmin vennisêi veugûdihê
    Ve fî sûretil en'âmi vennûri nuvvirat    

   

    Elîf lâm ile (bu harflerle başlayan sureler ile) Nisa suresi, En‟âm ve nurlarla parlayan Nûr suresi hürmetine!    

   

    56. وَ اَلِفٍ وَ لَامٍ ثُمَّ رَاءٍ بِسِرِّهَا
    عَلَوْتُ بِنُورِ الْاِسْمِ مِنْ كُلِّ مَا جَنَتْ    

   

    Ve êlifin ve lâmin sümme râin bisirrihê
    Alevtü binûril ismi min külli mê cenet    

   

    Elif Lâm sonra peşlerindeki Ra sırrıyla; Nûr isminle bütün (süflî) ruhanilerin üstüne çıktım.    

   

    57. وَ اَلِفٍ وَ لَامٍ ثُمَّ مِيمٍ وَ رَائِهَا
    اِلٰى مَجْمَعِ الْاَرْوَاحِ وَ الرُّوحِ قَدْ عَلَتْ    

   

    Ve êlifin ve lâmin sümme mîmin ve râihê
    İlê mecmail ervâhi verrûhu gad alet    

   

    Elif Lam sonra Mîm ve Ra'sı ile Ruhların mecmaina yükseldim. Fakat gerçek Ruh çok yücedir.    

   

    58. بِسِرِّ حَوَامِيمِ الْكِتَابِ جَمِيعِهَا
    عَلَيْكَ بِفَضْلِ النُّورِ يَا نُورُ اُقْسِمَتْ    

   

    Bisırrin havêmîmil kitêbi cemîihê
    Aleyke bifadlinnûri yê nûru ugsimet    

   

    Kitabin (Kurân'ın) bütün Hâ Mîm'lerinin sırrıyla üzerime Nûr isminin fazlı aksin, ey bölümlere ayrılmış Nûr!    

   

    59. بِعَمَّ عَبَسَ وَ النَّازِعَاتِ وَ طَارِقٍ
    وَ فِي وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِ وَ زُلْزِلَتْ    

   

    Biamme abese vennêziâti ve târigin
    Ve fî vessemêi zâtil burûci ve zülzilet    

   

    Amme, Abese, Nâziat ve Târik sûrelerinle Ve's-semâ-i Zâti'l-Burûc ve Zilzal sûreleri hürmetine;    

   

    60. بِحَقِّ تَبَارَكَ ثُمَّ نُونٍ وَ سَائِلٍ
    وَ فِي سُورَةِ التَّهْمِيزِ وَ الشَّمْسِ كُوِّرَتْ    

   

    Bihaggi tebêrake sümme nûnin ve sêilin
    Ve fî sûretitt-tehmîzi veşşemsi kuvvirat    

   

    Mülk sonra Kalem ve Mearic, Hümeze, Şems surelerinin hakkı için;    

   

    61. وَ بِالذَّارِيَاتِ الذَّرِّ وَ النَّجْمِ اِذَا هَوَى
    وَ بِاِقْتَرَبَتْ لِىَ الْاُمُورُ تَقَرَّبَتْ    

   

    Ve bizzâriyâtiz-zerri vennecmi iz hevê
    Ve bigterabet liyel umûru tegarrabet    

   

    Zariyat, Necm ve Kamer sureleri hürmetine tüm işler bana yakınlaştırıldı.     

   

    62. وَ فِي سُوَرِ الْقُرْاٰنِ حِزْبًا وَ اٰيَةً
    عَدَدَ مَا قَرَأَ الْقَارِى وَ مَا قَدْ تَنَزَّلَتْ    

   

    Ve fî suveril gur'êni hizben ve êyeten
    Adede nê garael gâriu ve ma gad tenezzelet    

   

    Bütün Kurân sûrelerinin içinde hizip ve ayet olarak, okuyanın okuduğu sayısınca sana tazarru ve niyazda bulunuyorum.    

   

    63. فَاَسْئَلُكَ يَا مَوْلَاىَ بِفَضْلِكَ الَّذِى
    عَلَى كُلِّ مَا اَنْزَلْتَ كُتُبًا تَفَضَّلَتْ    

   

    Fe eselüke yê mevlâye fî fadlikellezî
    Alê külli mê enzelte kutben tefeddalet    

   

    İşte ey Allah'ım, Senin fazlınla bu şekilde yazdırdığın üstün kitaplar hürmetine Sana yalvarıyorum.    

   

    64. بِاٰهِيًّا شَرَاهِيًّا اَذُونَاىِ صَبْوَةٍ
    اَصْبَاءوُثٍ اٰلِ شَدَّاىَ اَقْسَمْتُ بِطَيْطَغَتْ    

   

    Biêhiyyen şerâhiyyen ezûnêyi sabvetin
    Esbâvusin êli şeddeye egsemtü bitaytağat    

   

    Ey Hayy ve Kayyum olan Allah’ım! Senin her şeye gücü yeten ve kudretiyle bütün varlık alemini kuşatan Kadir ve Cebbar isimlerinin üzerine kasem ederek sana yalvarıyorum.     

   

    65. بِسِرِّ بُدُوحٍ اَجْهَزَطٍ بَطَدٍ زَهَجٍ
    بِوَاحِ الْوَحَا بِالْفَتْحِ وَ النَّصْرِ اَسْرَعَتْ    

   

    Bisirrin budûhin echezetin betadin zehecin
    Bivêhil vâhâ bil fethi vennasri esraat    

   

    Ey Allamü’l-Ğuyub olan Allah’ım! Budûh (Bedûh), Echezat ile Betad, Zehac ve Vâh esrarı sayesinde fetih, yardım ve zaferler hızla neticeye ulaşır!    

   

    66. بِنُورِ فَجَشٍ مَعَ ثَظْخَزٍ يَا سَيِّدِى
    وَ بِالْاٰيَةِ الْكُبْرَى اَمِنِّى مِنَ الْفَجَتْ    

   

    Binûri feceşin mea set[k]hatin yê seyyidî
    Vebil âyetil kübrâ eminnî minel fecet    

   

    Âyetü’l-Kübrâ hürmetine beni kurtar, emanet ve emniyet ver.     

   

    67. بِحَقِّ فَقَجٍ مَعَ مَخْمَةٍ يَا اِلٰهَنَا
    بِاَسْمَائِكَ الْحُسْنَى اَجِرْنِى مِنَ الشَّتَتْ    

   

    Bihaggi fegacin mea me[k]hmetin yê ilêhêne
    Biesmâikel husnê ecirnî mineş-şetet    

   

    Ey İlah’ımız Fettah ve Rezzak isimlerinin hürmetine ve Esma-i Hüsna diye tarif edilen bütün güzel isimlerinin hakkı için beni dağınıklık ve perişaniyetten kurtar.    

   

    68. حُرُوفٌ لِبَهْرَامٍ عَلَتْ وَ تَشَامَخَتْ
    وَاسْمُ عَصَا مُوسٰى بِهِ الظُّلْمَةُ انْجَلَتْ    

   

    Hurûfun libehrâmin alet veteşême[k]hat
    Vesmu asâ Mûsâ bihiz-zulmetun celet    

   

    Bunlar Nûr harfleriidir. Yüce ve yüksektirler. Asâ-yi Mûsa ismiyle de karanlık dağıldı.    

   

    69. تَوَسَّلْتُ يَا رَبِّ اِلَيْكَ بِسِرِّهَا
    تَوَسُّلَ ذِى ذُلٍّ بِهِ النَّاسُ اهْتَدَتْ    

   

    Tevesseltü yâ rabbi ileyke bisirrihê
    Tevessüle zî züllin bihinnasühtedet    

   

    Bunların sırrını kendime şefaatçi ederek Senden niyazda bulunuyorum. Bu, insanların kendisiyle doğru yolu bulduğu zillet ve tevâzû sahibi birinin tevessülü gibi olsun.     

   

    70. حُرُوفٌ بِمَعْنَاهَا لَهَا الْفَضْلُ شُرِّفَتْ
    مَدٰى الدَّهْرِ وَ الْاَيَّامِ يَا رَبِّ انْحَنَتْ    

   

    Hurûfun bimağnâhê lehel fadlü şurrifet
    Mededdehri vel eyyâmi yâ rabbinhanet    

   

    Ey merhametli rabbim! Bunlar öyle harflerdir ki, manaları sebebiyle çağlar boyu üstünlük kendilerine bahşedilmiş ve yüceltilmişlerdir.     

   

    71. دَعَوْتُكَ يَا اَللهُ حَقًّا وَ اِنَّنِى
    تَوَسَّلْتُ بِالْاٰيَاتِ جَمْعًا بِمَا حَوَتْ    

   

    Deavtüke yâ Allâhu haggan ve ennenî
    Tevesseltü bil êyêti cem'an bimê havet    

   

    Ey Allahım! Gerçekten bütün ayetler ve ihtiva ettikleriyle sana tevessülde bulunarak yalvardım.     

   

    72. فَتِلْكَ حُرُوفُ النُّورِ فَاَجْمَعْ خَوَاصَّهَا
    وَ حَقِّقْ مَعَانِيهَا بِهَا الْخَيْرُ تُمِّمَتْ    

   

    Fetilke hurûfun-nûri fecmağ [k]havâssahê
    Ve haggig meânihê bihel [k]hayru tummimet    

   

    İşte o nur harflerinin havassını bende topla, Her türlü hayrın sayelerinde tamamlandığı manalarını gerçekleştir.     

   

    73. وَ اَحْضِرْنِى عَوْنًا خَدِيمًا مُسَخَّرًا
    طُهَيْمَفَيَائِيلُ بِهِ الْكُرْبَةُ انْجَلَتْ    

   

    Feehdirnî avnen [k[hâdimen musa[k]h[k]haran
    Tuheymefeyâile bihil kurbetüncelet    

   

    Bana itaat eden yardımcı bir hizmetçi gönder. Onunla sıkıntım ortadan kalksın.     

   

    74. سَخِّرْ لِى فِيهَا خَدِيمًا يُطِيعُنِى
    بِفَضْلِ حُرُوفِ اُمِّ الْكِتَابِ وَ مَا تَلَتْ    

   

    Fe sehhır lî fîhâ hadîmen yütiuni
    Bi fadli hurufi ümmil kitâbi ve mâ telet     

   

    Ümmü’l-Kitab olan Fatiha Suresi ve onu takip eden sureler hürmetine bu konuda bana itaat edecek bir hizmetçi musahhar kıl.     

   

    75. وَ اَسْئَلُكَ يَا مَوْلَاىَ فِي اسْمِكَ الَّذِى
    بِهِ اِذَا دُعِىَ جَمْعُ الْاُمُورِ تَيَسَّرَتْ    

   

    Fe es’elüke yê mevlâya fismikellezî
    Bihî izâ düıye cem’ul ümûri teyesserat    

   

    Ey mevlam! Kendisiyle çağrıldığında bütün işlerin kolaylaştığı isminle (İsm-i A’zamınla) sana yalvarıyorum.     

   

    76. اِلٰهِى فَارْحَمْ ضَعْفِى وَ اغْفِرْ لِى زَلَّتِى
    بِمَا قَدْ دَعَتْكَ الْاَنْبِيَاءُ وَ تَوَسَّلَتْ    

   

    İlâhi ferham da’fi vağfirlî zelleti
    Bi mâ kad deatkel enbiyâü ve tevesselet     

   

    İlahi! Peygamberlerin sana yaklaşmak için vesile ettikleri hürmetine zayıflığına merhamet et. Günahlarımı bağışla.     

   

    77. اَ يَا خَالِقِى يَا سَيِّدِى اِقْضِ حَاجَتِى
    اِلَيْكَ اُمُورِى يَا اِلٰهِى تَسَلَّمَتْ    

   

    Eyâ hâliki yâ seyyidî ıkdı hâcetî
    İleyke ümûrî yâ ilâhî tesellemet    

   

    Ey yaratıcım ve seyyidim! İhtiyacımı yerine getir! İşlerim sana havaledir.     

   

    78. تَوَسَّلْتُ يَا رَبِّ اِلَيْكَ بِاَحْمَدَا      وَ اَسْمَائِكَ الْحُسْنٰى الَّتِى هِىَ جُمِّعَتْ    

   

    Tevesseltü yâ rabbî ileyke bi ahmedâ
    Ve esmâikel husnelletî hiye cümmiat    

   

    Yâ Rabbi! Hz. Muhammed’i (a.s.m.) ve burada cem edilen güzel isimlerini şefaatçi kılarak, vesile ederek senden niyaz ediyorum.     

   

    79. فَجُدْ وَ اعْفُ وَ اَصْفَحْ يَا اِلٰهِى بِتَوْبَةٍ
    عَلٰى عَبْدِكَ الْمِسْكِينِ مِنْ نَظْرَةٍ عَبَتْ    

   

    Fecud vağfu vesfah yê ilêhî bitevbetin
    Alê abdikel miskîni min nezratin abet    

   

    Yâ ilahi! Yersiz bir bakışa kadar tüm hatalarından tevbe etmeyi şu miskin kuluna lütfeyle ve hatalarını affet.     

   

    80. وَ وَفِّقْنِى لِلْخَيْرِ وَ الصِّدْقِ وَ التُّقَى
    وَ اَسْكِنَّنِى الْفِرْدَوْسَ مَعَ فِرْقَةٍ عَلَتْ    

   

    Veveffignî lil[k]hayri vessıdgi vettugâ
    Veeskinniyel firdevse mea firgatin alet    

   

    Beni hayra, doğruluğa ve takvaya muvaffak eyle ve yüksek cemaat ile Firdevs Cennetine yerleştir.    

   

    81. وَ كُنْ بِى رَؤُوفًا فِي حَيَاتِى وَ بَعْدَمَا
    اَمُوتُ وَ اَلْقٰى ظُلْمَةَ الْقَبْرِ انْجَلَتْ    

   

    Vekün bî raûfen fî hayêtî ve bağde mê
    Emûtu veelgâ zulmetel gabrincelet    

   

    Hayatımda ve öldükten sonra ve kabrin karanlıklarını üstümden atıp, nuru görünce bana şefkatle muamele et.    

   

    82. وَ فِي الْحَشْرِ بَيِّضْ يَا اِلٰهِى صَحِيفَتِى
    وَ ثَقِّلْ مَوَازِينِى بِلُطْفِكَ اِنْ خَفَّتْ    

   

    Ve filhaşri beyyid yê ilêhî sahîfetî
    veseggil mevêzînî bilutfike in [k]haffet    

   

    Ve haşirde ya İlâhî amel defterimi beyaz kil; eğer tartılarım hafif gelirse Sen onları ağırlaştır.    

   

    83. وَ جَوِّزْنِى حَدَّ الصِّرَاطِ مُهَرْوِلاً
    وَ احْمِنِى مِنْ حَرِّ نَارٍ وَ مَا حَوَتْ    

   

    Vecevviznî haddes-sırâtimuhervilen
    Vehminî min harri nârin vemê havet    

   

    Beni hızla Sırat sınırından geçir. Beni ateşin (Cehennemin) ve içindekilerin sıcaklığından koru!    

   

    84. وَ سَامِحْنِى مِنْ كُلِّ ذَنْبٍ جَنَيْتُهُ
    وَ اغْفِرْ خَطِيئَاتِى الْعِظَامَ وَ اِنْ عَلَتْ    

   

    Vesêmihnî min külli zenbin ceneytuhû
    Vağfir [k]hatîyetiyel izâme ve in alet    

   

    Ve işlediğim bütün günahlarda bana müsamaha göster. Çok çok kabarık olsa da benim bütün günahlarımı affet...    

   

    85. فهٰذاَ خَواتَِمُهُنَّ  مَنْ قَدْ خَصَّصْتُه
    ا بِسِرِّ مِنَ الْْسَْرارَِ فِى اللوَّْحِ أنُْزِلَتْ    

   

    Fe hâzâ havâtimühünne men kad hassastühâ
    Bi sirrin minel esrâri fil levhı ünzilet    

   

    Bu; indirilen levhadaki sırlardan bir sır ile, özel olarak seçtiğim kimseye onların mühürleridir!     

   

    86. ثَلاثُ عِصِ ٍّى صُفِّفَتْ بَعْد خاتََمٍ 
    عَلىَ رَأْسِها مِثْلُ السِّهامِ تَقَوَّمَتْ    

   

    Selâsü ısıyyin suffifet ba'de hâtemin
    Alâ ra'sihâ mislüs sihâmi tekavvemet    

   

    Üç asa; son isimden sonra yan yana dizilmişler, başlarına kılıç konmuş.    

   

    87. وَمِيمٌ طَمِيسٌ أبْتَرُ ثُمّ سُلمَُّ 
    وفِى وَسَطِهاَ بِاالْجَرَّتَيْنِ تَشَرْبَكَتْ    

   

    Ve mîmün tamîsün ebteru sümme süllemü
    Ve fi vasatihâ bil cerrateyni teşerbeket    

   

    Ve bacağı silik bir mim, ardından gelen bir merdiven, ortasında iki esre.    

   

    88. وارَْبَعَةٌ تُحْكىٖ الْْنَامِلَ بَعْدهَا
    تُشِيرُ اِلىَ الْخَيْراتَِ والرِّزْقَ جُمِّعَتْ    

   

    Ve erbeatün tühkil enâmile ba'dehâ
    Tüşîru ilel hayrâti ver rızka cümmiat    

   

    Ondan sonra da parmaklara benzeyen dört çizgi, gelecek olan hayır ve rızıklara işaret.    

   

    89. وَهَاءٌ شَقٖيقٌ ثُمَّ وَاوٌ مُقَوَّسٌ
    كَانُْبُوبِ حَجَّامٍ مِنَ السِّرِّ قَدْحَوَتْ    

   

    Ve haün şekıkun sümme vâvün mükavvesün
    Ke ünbûbi haccâmin mines sirri kad havet    

   

    İki gözlü “He” , sonra kıvrık “Vav”, hacamat yapanın tüpü gibi barındırdığı sırdan (alan)!     

   

    90. وَاوَاخَِرُهَا مِثْلُ الْْوََائِلِ خاتََمٌ 
    خُماسَِيٌّ أرْكانٍ بِهِ السِّرُّ قَدْحَوَتْ    

   

    Ve evâhıruhâ mislül evâili hâtemün
    Humâsiyyü erkânin bihis sirru kad havet    

   

    Sonunda da köşeli bir mühür, baştakine benzer.    

   

    91. فَعَدِّلْهُ مِنْ بعْدِ عَشْرٍ ثَلَاثَةً 
    وَلاتََكُ فِى اِحْصَاءِهاَ مُتَوَهِّمَتْ    

   

    Fe addilhü min ba'di aşrin selâseten
    Ve lâ tekü fî ıhsâihâ mütevehhimet    

   

    Onüç’ten sonra onu değiştir! Onu saymada sakın vehme kapılma! (şüpheye düşüp vazgeçme)     

   

    92. ثَلاثٌَ مِنَ التَّوْرَاتِ لاشََكَّ ارَْبَعُ 
    وَارَْبَعٌ مِنْ اِنْجِيلِ  عيسِىٰ بْنِ مَرْيَمَتْ    

   

    Selâsün minet tevrâti lâ şekke erbeu
    Ve erbeun min incîli İsebnü meryemet    

   

    Bunların üçü Tevrat’ta, şüphesiz dördü de Meryem oğlu İsa’nın İncil’indedir.    

   

    93. وَخَمْسٌ مِنَ الْقرُْاٰنِ هُنَّ تَمَامُه 
    اَ اِلىَ كُلِّ مَخْلوُقٍ فَصٖيحٍ وَابَْكَمَتْ    

   

    Ve hamsün minel kur'âni hünne temâmühâ
    İlâ külli mahlûkın fesıyhın ve ebkemet    

   

    Kur’an’daki ise bunların tamamıdır. Konuşan konuşmayan herkes ondan faydalanır.    

   

    94. فَهٰذا اِسْمُ اللهِ جَلَّ جَلالَهُُ 
    وَأسَْمَائُهُ عِنْدَ البَرِيَّةِ قَدْ سَمَتْ    

   

    Fe hâzâ ismüllâhi celle celâlühû
    Ve esmâühû ındel beriyyeti kad semet    

   

    İşte bu Allah celle celalühü’nün ismidir. O’nun isimleri yeryüzünde yücedir.     

   

    95. فَهٰذاَ اِسْمُ  اللهِ  يا قارَِئُ إنْتَبهِْ  
    وَلاتَرْتَدِدْ تَبْلىِ لرُِوحِكَ بالْخَبَتْ    

   

    Fe hâzâ ismüllâhi yâ kâriüntebih
    Ve lâ tertedid teblî li rûhıke bil habet    

   

    Ey okuyan! Bu Allah’ın ismidir! Dikkat et! Ruhun sönüp, pörsüyüp solmasın (irtidat etmesin)!     

   

    96. فََهٰذا اِسْمُ  اللهِ  ياَ جاهَِلُ إعْتَقِدْ
    وَاِيّاكََ تَشْكُكْ تَتْلفُُ الرُّوحَ وَالْجَنَتْ    

   

    Fe hâzâ ismüllâhi yâ câhilu'tekıd
    Ve iyyâke teşkük tetlüfür rûha ve elcetet    

   

    Ey cahil! Bunlar Allah’ın isimleridir! İnan! Sakın şüphe etme! Ruhu telef edip cinayet işlemeyesin!    

   

    97. فَخُذْ هٰذِهِ الْْسْماءََ حَقاًّ وَاخَْفِهَا
    فَفِيهاَ مِنَ الْْسْرَارِ مَالاَ بِهٖ لَوَ تْ    

   

    Fe huz hâzihil esmâe hakkan ve ahfihâ
    Fe fîha minel esrâri mâ lâ bihî levet    

   

    Bu isimleri al ve gizle! İçlerinde saptırmayan sırlar vardır!     

   

    98. بِهَا الْعَهْدُ وَالمْيِثَاقُ وَالْوَعْدُ وَلِّاقَا
    وَبِالْمِسْكِ وَاْلكَافُورِ حَقًّا قَدِاخْتَمَتْ    

   

    Bihel ahdü vel mîsâku vel va’dü vel likâ
    Ve bil miski vel kâfûri hakkan kadıhtemet    

   

    Ezel bezmindeki söz, sözleşme, müjde ve öldükten sonraki dirilme bu isimle gerçekleşir.     

   

    99. وَلاَ تُعْطِ ذَا اْلْسَْمَاءِ يَوْماً لجَِاهِلٍ 
    وَلَوْ كَانَ مَعَ أنُْثَى لكََا نَتْ بِهِ سَمَتْ    

   

    Ve lâ tu’tı zel esmâi yevmen li câhilin
    Ve lev kâne mea ünsâ le kânet bihî semet    

   

    Bu sözleri sakın cahillere bildirme.     

   

    100. فَإنِْ كَانَ حَامِلهَُا مِنَ الْخَوْفِ هَارِب اً
    فَاقَْبِلْ وَلاَ تَخْشَ الْمُلوُكَ بِمَا حَوَت    

   

    Fe in kâne hâmilühâ minel havfi hâriben
    Fe akbil ve lâ tahşel mülûke bi mâ havet    

   

    Bu isimleri duyan korkup kaçarsa, sen korkunun üzerine git.     

   

    101. فَإنِْ كَانَ مَصْرُوعاً مِنَ الْجِنِّ وَاقِع اً
    فَحَامِيمَ حَرْفُ الْعَيْنِ يَا صَاحُ قطُِّعَتْ    

   

    Fe in kâne masrûan minel cinni vâkıan
    Fe hâmîme harfül ayni yâ sâhu kuttıat    

   

    Cin çarparak sara hastalığına yakalanan, Ha-Mim-Ayn-Sin-Kaf sayesinde şifa bulur.     

   

    102. فَتَرْسِمُ مِنْ فَوْقِ الْجَبيِنِ حُرُوفَهَا 
    فَهَاهِيَ اِسْمُ اللهِ جَمِيعاً تَفَضَّلَتْ    

   

    Fe tersimü min fevkıl cebîni hurûfehâ
    Fe hâ hiye ismüllâhi cemian tefaddalet    

   

    Bu harfleri hastanın alnına yazarsın, resmedersin.     

   

    103. وَإنِْ كَانَ إنِْسَاناً يَخَافُ عَدُوَّه ُ
    وَلاَ تَخْشَ مِنْ بَاسِْ الْمُلوُكِ وَلَوْ طَغَتْ    

   

    Ve in kâne insânen yehâfü adüvvehû
    Ve lâ tahşe min be’sil mülûki velev tağat    

   

    Şayet insan düşmanından korkuyorsa; ne kadar azgın olurlarsa olsunlar(bu isimler sayesinde) krallardan bile korkmaz.    

   

    104. فَإنِْ كَانَ هَذَا الْاسِْمُ فيِ مَالِ تَاجِرٍ
    فَؤمَْوَالهُُ بِالْخَيْرِ وَالْجُودِ قَدْ نَمَتْ    

   

    Fe in kâne hâzel ismü fî mâli tâcirin
    Fe emvâlühû bil hayri vel cûdi kad nemet    

   

    Şayet bu isimler bir tüccarın malının yanında olsa, malı hep hayırla bereketlenir.    

   

    105. وَإنِْ كُنْتَ حَامِلهَُا مِنَ الْخَوْفِ هَارِب اً
    فَاقَْبِلْ وَلاَ تَخْشَ فَتَؤمَْنْ مِنَ الْخَبَتْ    

   

    Ve in künte hâmilehâ minel havfi hâriben
    Fe akbil ve lâ tahşe fe te’men minel habet    

   

    Şayet isimler üzerinde iken sakın korkma!     

   

    106. فَيَا حَامِلَ الْاِسْمِ ا لذَِّى جَلَّ قَدْرُهُ 
    تَوَقّٰى بِهِ كُلَّ الْامُُورِ تَسَلمََّتْ    

   

    Fe yâ hâmilel ismillezî celle kadruhû
    Tevekkâ bihî küllel ümûri tesellemet    

   

    Ey kadri yüce İsmi taşıyan! Bütün tehlikeli işlerden kurtuldun ve selâmete erdin.    

   

    107. فَقَاتِلْ وَ لَا تَخْشَ وَ حَارِبْ  وَ لَا تَخَفْ
    وَ دُسْ كُلَّ ارَْضٍ بِالْوُحُوشِ تَعَمَّرَتْ    

   

    Fe kâtil ve lâ tahşe ve hârib ve lâ tehaf
    Ve düs külle ardın bil vühûşi teammerat    

   

    Savaş, korkma! Çarpış, çekinme!     

   

    108. وَ اقَْبِلْ وَلَا تَهْرَبْ وَ  خَاصِمْ مَنْ تَشَاءُ
    وَلَا تَخْشَ بَؤسًْا للِْمُلوُكِ وَلَوْ حَوَتْ    

   

    Ve akbil ve lâ tehrab ve hâsim men teşâü
    Ve lâ tehşe be’sên lil mulûki velev havet    

   

    Saldır, kaçma! Dilediğin düşmanla mücadele et!     

   

    109. فَلَا حَيَّةٌ تَخْشَى وَلَا عَقْرَبٌ تَرَى
    وَلَا اسََدٌ يَؤتِْى اِليَْكَ بِهَمْهَمَتْ    

   

    Fe lâ hayyetün tahşâ ve lâ akrabün terâ
    Ve lâ esedün ye’ti ileyke bi hemhemet    

   

    Ne bir yılandan korkarsın, ne de bir akrep görürsün.     

   

    110. وَلَا تَخْشَ مِنْ سَيْفٍ وَلَا طَعْنَ خَنْجَرٍ
    وَلَا تَخْشَ مِنْ رُمْحٍ وَلَا شَ ٍّر اسَْهَمَتْ    

   

    Ve lâ tahşe min seyfin ve lâ ta’nin hancerin
    Ve lâ tahşe min rumhin ve lâ şerrin eshemet    

   

    Ne bir kılıçtan, ne bir hançerin yaralamasından, ne bir mızraktan ve ne ortalığı almış şerden korkma!    

   

    111. جَزَا مَنْ قَرَأَ هَذَا شَفَاعَةُ احَْمَداَ 
    وَ يُحْشَرُ فِي الْجَنَّاتِ مَعَ حُورٍ صُفِّفَتْ    

   

    Cezâ men kara hâzâ şefâatü ahmedâ
    Ve yühşeru fil cennâti maa hûrin suffifet    

   

    Bunu okuyanın mükafatı, Hz. Muhammed’in (S.A.V.) şefaatidir.     

   

    112. وَ اعْلَمْ بِانََّ الْمُصْطَفٰ خَيْرُ مُرْسَلٍ
    وَ افَْضَلُ خَلْقِ اللهِ مَنْ قَدْ تَفَرَّقَتْ    

   

    Va’lem bi ennel Mustafâ hayru mürselîn
    Ve efdalü halkıllâhi men kad teferrakat    

   

    Bil ki Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) en üstün peygamberdir.     

   

    113. وَ صَدِّرْ بِهِ مِنْ جَاهِهِ كُلَّ حَاجَةٍ
    وَ سَلْهُ لكَِىْ تَنْجُو مِنَ الْجَوْرِ وَ الطَّغَتْ    

   

    Ve saddir bihî min câhihî külle hâcetin
    Ve selhü li key tencü minel cevri vettağat    

   

    Yüce şanından dolayı her dileğinin başında onu an.     

   

    114. وَ صَلِّ اِلٰهِى كُلَّ يَوْمٍ وَ سَاعَةٍ  
    عَلىَ الْمُصْطَفٰى الْمُخْتَارِ مَ ا نَسْمَةٌ سَمَتْ    

   

    Ve salli ilâhi külle yevmin ve sâatin
    Alel mustafal muhtâri mâ nesmetün semet    

   

    Yâ ilahi! Her gün, her an ve her rüzgâr estikçe o seçkin Mustafa’ya (S.A.V.) salat eyle.    

   

    115. وَ صَلِّ عَلىَ الْمُخْتَارِ وَ الْاٰلِ كُلهِِّمْ 
    كَعَدِّ نَبَاتِ الْارَْضِ وَ الرِّيحِ مَا سَرَتْ    

   

    Ve salli alel muhtâri vel âli küllihim
    Ke addi nebâtil ardı ver rihı mâ seret    

   

    O seçilmişe ve bütün aline yeryüzünün bitkileri ve esen rüzgarın esintileri adedince salat eyle.    

   

    116. وَ صَلِّ صَلَاةً تَمْلََُ الْارَْضَ وَ السَّمَاءَ 
    كَوَبْلِ غَمَامٍ مَعَ رُعُودٍ تَجَلْجَلَتْ    

   

    Ve salli salâten temleül arda ves semâe
    Kevebli ğamâmin maa ruûdin tecelcelet    

   

    Parıldayan şimşeklerle birlikte bulutlardan dökülen yağmurlar adedince ve yeri göğü dolduracak kadar salat eyle!    

   

    117. فَيَكْ فِيكَ انََّ اللهَ صَلٰىّ بنَِفْسِهِ 
    وَامَْلَاكَهُ صَلتَّْ عَلَيْهِ وَ سَلمََّتْ    

   

    Fe yekfîke ennallâhe sallâ bi nefsihî
    Ve emlâkehû sallet aleyhi ve sellemet    

   

    Bizzat Allah’ın ve meleklerinin ona salat ve selam getirmesi -O’nın (S.A.V.) şan ve şerefinin büyüklüğünü anlaman için- sana yeter.    

   

    118. وَ سَلمِّْ عَلَيْهِ دَائِمًا مُتَوَسِّلا ً
    مَدٰى الدَّهْرِ وَ الْايََّامِ مَا شَمْسٌ اشَْرَقَت    

   

    Ve sellim aleyhi dâimen mütevessilen
    Meded dehri vel eyyâmi mâ şemsün eşrakat    

   

    Yıllar ve günler sürdükçe ve güneş ışık saçmaya devam ettikçe, O’nu (S.A.V.) şefaatçi ve vesile yaparak sürekli olarak ona selam et.    

   

    119. وَ سَلمِّْ عَلىَ الْاطَْهَارِ مِنْ اٰلِ هَاشِمٍ 
    عَدَدَ مَا حَجَّ الْحَجِيجُ وَ سَلمََّتْ    

   

    Ve sellim alel ethâri min âli hâşimin
    Adede mâ haccel hacîcü ve sellemet    

   

    Ali Haşim’in o paklarına, hac ziyaretinde bulunan hacıların sayısınca selam eyle!    

   

    120. وَارْضَ يَا اِلٰهِى عَنْ ابَىِ بَكْرٍ مَعَ عُمَرَ 
    وَارْضَ عَلٰى عُثْمَانَ مَعَ حَيْدَرِ الثَّبَتْ    

   

    Verda yâ ilâhî an Ebî Bekrin mea Omera
    Verda alâ Osmâne mea Haydaris sebet    

   

    Yâ İlâhî! Ebu Beki (r.a.) ve Ömer’den (r.a.), Osman (r.a.) ve hakta sebat eden Haydar’dan (r.a.) da razı ol.    

   

    121. كَذَا الْاٰلُ وَالْاصَْحَابُ جَمْعًا جَمِيعُهُمْ
    مَعَ الْاوَْليَِاءِ وَ الصَّالحِِينَ وَمَا حَوَتْ    

   

    Kezel âlü vel ashâbü cem’an cemîuhüm
    Maal evliyâi ves sâlihine ve mâ havet    

   

    Aynı şekilde bütün âl ve ashabından, evliya ve salihlerden ve bunlara tabi herkesten razı ol.    

   

    122. مَقَالُ عَل ٍّىِ وَ ابْنِ عَمِّ مُحَمَّدٍ
    وَ سِرُّ عُلوُمٍ للِْخَلَائِقِ جُمِّعَتْ    

   

    Mekâlü Aliyyin vebni ammi Muhammedin
    Ve sirru ulûmin lil halâikı cümmiat    

   

    Bu Hz. Muhammed’in (S.A.V.) amcasının oğlu Ali’nin (r.a.) sözleridir.     

İslami Açıdan Celcelûtiye'ye Yaklaşım

Celcelûtiye Duası'na yaklaşırken şu hususları tekrar göz önünde bulundurmak önemlidir:

  • Kaynak ve Sahihlik: Metnin Hz. Ali'ye aidiyeti veya Cebrail'den geldiği yönündeki rivayetlerin hadis ilmi açısından kesinlik taşımadığını bilmek gerekir.
  • Tevhid Hassasiyeti: Yardım, etki ve gücün sadece ve sadece Allah'tan geldiğine inanmak, metnin kendisine veya içindeki harf/isimlere ilahi bir güç atfetmemek esastır. Bu, şirke düşme tehlikesinden korur.
  • Anlama Gayreti: Özellikle içerdiği özel isimler ve sembolik ifadeler nedeniyle, mümkünse güvenilir şerhlerden faydalanmak önemlidir.
  • Caizlik Sınırı: Büyü, sihir gibi haram amaçlarla veya İslam dışı unsurlarla karıştırılmış versiyonlarından kesinlikle uzak durulmalıdır.
  • Öncelik Sırası: En faziletli ve en güvenilir dualar, Kur'an-ı Kerim'de geçen dualar ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) öğrettiği sahih dualardır. Celcelûtiye gibi metinler, bu temel kaynaklardan sonra ve onlarla çelişmediği sürece bir vesile olarak görülebilir ancak temel kaynakların yerine geçmez.
  • Rehberlik: Özellikle Havass uygulamaları veya yüksek sayılarda zikirler için ehil bir rehberden izin (icazet) ve yönlendirme almak tavsiye edilir.

Sonuç olarak Celcelûtiye, İslam maneviyat geleneğinde özel bir yere sahip, güçlü ve sırlı olduğuna inanılan bir kasidedir. İçerdiği Esmâ ve ayetler hürmetine pek çok faydası umulur. Ancak ona yaklaşırken kaynağı konusundaki durumu bilmek, niyetimizi halis tutmak, gücü yalnızca Allah'tan beklemek ve özellikle derinlemesine uygulamalar için ehil kişilerin rehberliğine başvurmak en doğru yoldur.

Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.

Önceki Post

Kuranın Zirvesi Ayetel Kürsi Anlamı ve Derin Sırları

Sonraki Post

Kapalı Kapıları Açan Dua Fetih Suresi İlk Ayeti Terkibi

Aramak istediğiniz anahtar kelimeleri girerek arama yapabilirsiniz