Yarattığı kâinatın ve içindeki her bir varlığın hayal dahi edemeyeceği bir yücelikte, her türlü beşeri tasavvurdan, sınırlamadan ve noksanlıktan sonsuz derecede münezzeh ve âlî... O, ne Zâtında ne sıfatlarında ne de fiillerinde hiçbir şeye benzemeyen, her şeyin üzerinde ve ötesinde bir ululuk ve aşkınlık sahibi Yüce Rabbimizin o heybet ve hayranlık uyandıran ismi: El-Müteâlî (Celle Celâlühû). Bu mübarek Esma, O'nun her türlü yaratılmışlık özelliğinden, her türlü eksiklikten ve her türlü beşeri idrak sınırından sonsuz derecede yüce, üstün ve aşkın olduğunu ifade eder. El-Müteâlî ismi, bizlere O'nun gerçek büyüklüğünün ve ululuğunun asla tam olarak kavranamayacağını, O'na ancak Zâtına yakışır bir şekilde iman edip teslim olabileceğimizi öğretir. Gelin, El-Müteâlî isminin o her şeyi aşan, kavranılamaz yüceliği karşısında kendi acziyetimizi ve O'na olan mutlak ihtiyacımızı idrak edip, O'na sonsuz bir saygı, hayranlık ve teslimiyetle yönelmenin, O'nun aşkın varlığına iman etmenin derin manasını tefekkür edelim.
El-Müteâlî Ne Anlama Gelir? Her Türlü Tasavvurun ve Benzerliğin Üstünde, Mutlak Yücelik, Ululuk ve Aşkınlık Sahibi
El-Müteâlî: Arapça "uluvv" (علو) ve "teâlî" (تعالي) köklerinden gelir. "Teâlî", 'yücelmek, yükselmek, bir şeyden üstün ve aşkın olmak, kendini her şeyden berî ve yüce tutmak' gibi anlamlar taşır. El-Müteâlî ismi ise bu sıfatları en kâmil, en mutlak ve en eşsiz manada Zâtında barındıran demektir:
- Son Derece Yüce ve Üstün Olan: Mertebesi, şanı, kadri ve kıymeti her şeyden ve herkesten sonsuz derecede üstün ve yüce olan. O'nun yüceliğinin bir sınırı veya ölçüsü yoktur.
- Her Türlü Noksanlıktan ve Yaratılmışlık Sıfatlarından Münezzeh ve Aşkın Olan: Zaman, mekân, cisim, renk, şekil gibi yaratılmışlara ait her türlü özellikten, ihtiyaçtan, acizlikten ve eksiklikten tamamen uzak ve bunların çok ötesinde olan. O, "muhalefetün li'l-havâdis" sıfatıyla muttasıftır (sonradan olanlara benzemez).
- Akılların ve Hayallerin İdrak Etmekten Aciz Kaldığı Yücelikte Olan: İnsan aklı, O'nun Zâtının hakikatini, sıfatlarının mahiyetini ve yüceliğinin boyutlarını tam olarak kavrayamaz. O, her türlü tasavvurun ve benzetmenin fevkindedir.
- Her Şeyin Üzerinde Hâkimiyet ve Kontrol Sahibi Olan: Yüceliği, aynı zamanda O'nun her şey üzerindeki mutlak hâkimiyetini ve kontrolünü de ifade eder. Hiçbir şey O'nun iradesinin ve kudretinin dışına çıkamaz.
El-Müteâlî olan Allah'ın aşkınlığı ve yüceliği, O'nun El-Aliyy (En Yüce), El-Kebîr (En Büyük) ve El-Azîm (Azamet Sahibi) gibi diğer yücelik ifade eden isimleriyle de yakından ilişkilidir. Ancak El-Müteâlî, özellikle O'nun yaratılmışlıkla olan her türlü benzerlikten ve ilişkiden "aşkın" oluşunu, her şeyin fevkinde ve ötesinde bir varlık olduğunu daha güçlü bir şekilde vurgular.
Kur'an'da El-Müteâlî: İlahi Aşkınlığın, Eşsiz Ululuğun ve Mutlak Hâkimiyetin O Kesin Vurgusu
"O (Allah), gaybı da, görünen âlemi de bilendir, Kebîr’dir (pek büyüktür), Müteâlî’dir (her şeyden yücedir)." (Ra'd Suresi, 13/9)
Bu ayet-i kerime, Allah Teâlâ'nın El-Müteâlî olduğunu, yani her şeyden yüce ve aşkın olduğunu açıkça beyan eder. O'nun bu yüceliği, hem El-Kebîr (En Büyük) olmasıyla hem de her şeyi bilmesiyle (gaybı ve görüneni) birlikte zikredilmiştir. Bu, O'nun yüceliğinin her şeyi kuşatan bir ilim ve kudretle birlikte olduğunu gösterir.
Tâhâ Suresi 114. ayette ise, "Gerçek Hükümdar olan Allah, pek Yücedir (Fe teâlallâhu'l Melikü'l Hakk)." buyrularak, O'nun hem Melik (gerçek hükümdar) hem Hakk (varlığı mutlak gerçek) hem de Müteâlî (pek yüce) olduğu vurgulanır. Bu, O'nun sadece varlığının değil, hükümranlığının da mutlak bir yücelik ve aşkınlık içinde olduğunu gösterir.
Aşkınlığın O Göz Kamaştıran Boyutları: El-Müteâlî'nin Zâtındaki, Sıfatlarındaki ve Kâinatla Olan Eşsiz İlişkisindeki O Kavranılamaz Yücelik
El-Müteâlî olan Rabbimizin aşkınlığı ve yüceliği, O'nun varlığının her yönünde ve kâinatla olan ilişkisinde kendini gösterir:
- Zâtındaki Aşkınlık: O'nun Zâtı, yaratılmışların zâtına hiçbir şekilde benzemez. O, zaman ve mekândan, her türlü cisimsel özellikten ve beşeri tasavvurlardan münezzehtir. O'nu hiçbir akıl tam olarak kavrayamaz, hiçbir hayal O'nu kuşatamaz.
- Sıfatlarındaki Aşkınlık: İlim, kudret, irade, hayat, işitme, görme, konuşma gibi tüm sıfatları ezelî, ebedî, sonsuz ve kusursuzdur. Yaratılmışların sınırlı ve sonradan kazanılmış sıfatlarıyla asla kıyaslanamaz.
- Kâinatla İlişkisindeki Aşkınlık: O, kâinatı yaratmış ve onu yönetmektedir; ancak O, kâinatın içinde veya onun bir parçası değildir. O, kâinattan ayrı, onun fevkinde ve ondan müstağnidir. Kâinat O'na muhtaçtır, O ise hiçbir şeye muhtaç değildir.
- Her Türlü Noksanlıktan ve Denk Olmaktan Aşkınlık: O'nun eşi, benzeri, dengi veya ortağı yoktur (El-Vâhid, El-Ahad). O, her türlü eksiklikten, acizlikten, ihtiyaçtan ve yaratılmışlara ait her türlü kusurdan yüce ve münezzehtir (El-Kuddûs).
O'nun El-Müteâlî olması, O'nun bizden uzak veya ilgisiz olduğu anlamına gelmez. Aksine, O, bu sonsuz yüceliğiyle birlikte her an bize şah damarımızdan daha yakındır (El-Karîb), dualarımızı işitir (Es-Semî'), her halimizi görür (El-Basîr) ve her işimizi yönetir (El-Vâlî). O'nun aşkınlığı, O'nun rahmetine ve yardımına engel değildir; aksine, O'nun kudretinin ve merhametinin sonsuzluğunu gösterir.
El-Müteâlî Zikrinin Faziletleri: Manevi Yükseliş, Zorlukları ve Engelleri Aşma, İlahi İnayete ve Üstünlüğe Ulaşma
Rabbimizin bu her şeyden yüce ve aşkın olan ismini zikretmek, O'nun sonsuz ululuğunu ve benzersizliğini ikrar etmek, O'na sığınmak ve O'ndan manevi yükseliş, zorluklar karşısında yardım, hayırlı işlerde başarı ve O'nun rızasına uygun bir üstünlük talep etmektir. Zikirde aslolan, O'nun her türlü tasavvurun ötesindeki yüceliğine tam bir iman ve O'na karşı derin bir saygı, teslimiyet ve hayranlık duymaktır.
- Zalim Bir Düşmana veya Haksızlığa Karşı İlahi Yardım İçin: Bir kimse, kendisine zulmeden güçlü bir düşmanın veya haksızlık yapan bir otoritenin şerrinden korunmak, onların bu haksızlığının son bulması ve adaletin tecellisi niyetiyle, her gün [zikir adedi, örneğin 541 veya 551 defa] "Yâ Müteâlî" zikrine devam ederek Allah'ın mutlak üstünlüğüne ve kudretine sığınabilir. Niyet, asla kişisel intikam veya zarar verme değil, hakkın yerini bulması ve şerden emin olmaktır.
- Sınavlarda, Önemli İşlerde ve Hayırlı Hedeflerde Başarı İçin: Önemli bir sınava girerken, zorlu bir işe başlarken veya hayırlı bir hedefe ulaşmak isterken bu ismi şerifi zikretmek, kişinin Allah'tan yardım, muvaffakiyet ve işlerinde bir üstünlük (başarı) dilemesine vesile olabilir.
- Devlet Büyüklerinin veya Yetkililerin Yanında Haklı Bir Muamele Görmek İçin: Bir devlet büyüğünün veya yetkili bir kimsenin huzuruna çıkarken, onlardan haklı ve adil bir muamele görmek, hayırlı işlerin kolaylaşması ve şerlerinden emin olmak niyetiyle bu ismi zikretmek tavsiye edilir. Amaç, asla dalkavukluk veya haksız bir menfaat değil, hakkın yerini bulmasıdır.
- Her Türlü Hayırlı Dileğin Kabulü ve Manevi Yükseliş İçin: "Yâ Müteâlî" zikri, kişinin Allah katındaki derecesinin artması, manevi olarak yükselmesi ve her türlü meşru ve hayırlı dileğinin kabulü için bir dua niteliğindedir.
Çok Önemli Bir İlke: El-Müteâlî gibi celal ve ululuk ifade eden isimlerin zikrinde, niyetin son derece saf ve Allah rızasına uygun olması hayati önem taşır. Bu zikirler, asla kibir, gurur, başkalarını küçük görme veya haksız bir üstünlük kurma gibi olumsuz niyetlerle yapılmamalıdır. Amaç, daima Allah'ın yüceliğini ikrar etmek, O'nun adaletine ve yardımına sığınmak, şerden korunmak ve kendi acziyetimizi bilerek O'na teslim olmaktır. Ehil bir âlimden veya güvenilir bir manevi rehberden tavsiye ve izin almak her zaman en doğru ve en güvenli yoldur.
El-Müteâlî İsminin Ebced Değeri ve O Aşkın Yüceliğin Sayısal İfadesi ve Simgesi
El-Müteâlî (المتعالي) isminin ebced sistemindeki sayısal değeri genellikle 551 olarak kabul edilir. Bazı kaynaklarda 541 gibi farklı bir değere de rastlanabilir; bu tür küçük farklılıklar hesaplama yöntemlerindeki bazı yorumlardan kaynaklanabilir. Bu sayılar, bazı zikirlerin adedinin belirlenmesinde bir referans olarak kullanılmış ve El-Müteâlî isminin ifade ettiği son derece yüce, aşkın ve her şeyden üstün olma sıfatının sembolik bir yansıması olarak değerlendirilmiştir. Ancak Rabbimizin yüceliğinin ve aşkınlığının hakikati, sayıların ve harflerin ifade sınırlarının çok ötesindedir.
Kimler, Ne İçin 'Ya Müteâlî' Der? Yücelik, Başarı, Korunma, İlahi İnayet ve O'nun Aşkın Varlığına ve Mutlak Üstünlüğüne Sığınma Arayışı
"Yâ Müteâlî!" nidası, kulun kendi acziyetini ve sınırlılığını idrak ederek, her türlü tasavvurun ve yaratılmışlığın ötesinde, mutlak yücelik ve üstünlük sahibi olan Rabbine sığınması, O'ndan yardım, korunma, başarı ve O'nun aşkın varlığına layık bir kulluk şuuruna ulaşma talep etmesidir:
- Allah'ın Yüceliğini ve Aşkınlığını Daha Derinden Kavramak İsteyenler: Kâinata ve Kur'an ayetlerine tefekkür nazarıyla bakarak, Rabbimizin sonsuz ululuğunu, benzersizliğini ve her türlü beşeri idrakin ötesindeki aşkınlığını bir nebze olsun anlamaya çalışanlar.
- Zorluklar, Engeller ve Düşman Şerri Karşısında İlahi Üstünlük ve Korunma Arayanlar: Kendilerini aşan zorluklar, haksızlıklar veya tehlikeler karşısında, her şeye galip ve her şeyden yüce olan Allah'ın mutlak himayesine ve yardımına sığınanlar.
- Hayırlı İşlerde Başarı ve Muvaffakiyet Dileyenler: Meşru ve hayırlı hedeflerine ulaşmada, engelleri aşmada ve işlerinde Allah'ın lütfuyla bir üstünlük ve başarı elde etmek isteyenler.
- Yetkililerle veya Güç Sahipleriyle Görüşürken Haklı Muamele ve Hayır Umanlar: Adaletten ayrılmamaları, hayırlı kararlar vermeleri ve kendilerine karşı insaflı davranmaları niyetiyle, her otoritenin üzerinde bir otorite olan Allah'a sığınanlar.
- Nefsinin Aldatıcı Yücelik Heveslerinden Kurtulup, Gerçek Tevazuya Ulaşmak İsteyenler: Kibir ve gurur gibi manevi hastalıklardan arınıp, Allah'ın sonsuz yüceliği karşısında kendi hiçliğini idrak ederek gerçek bir tevazu ve teslimiyet haline ulaşmayı arzulayanlar.
Tefekkür Ufukları: El-Müteâlî İsmiyle Allah'ın O Kavranılamaz Yüceliğini ve Aşkınlığını Derinden İdrak Etmek, O'na Sonsuz Bir Hayranlık ve Saygıyla Teslim Olmak, Her Türlü Yaratılmışlık Bağlarından Sıyrılmak
El-Müteâlî ismi üzerinde tefekkür etmek, hayatımıza derin bir tevazu, Allah'a karşı sarsılmaz bir hayranlık ve saygı, O'nun eşsiz yüceliği karşısında O'na tam bir teslimiyet ve fani dünyanın aldatıcı cazibelerinden sıyrılma şuuru kazandırır:
- O, Her Şeyden Yücedir ve Hiçbir Şeye Benzemez (Muhalefetün Li'l-Havâdis): El-Müteâlî olan Allah, yarattığı hiçbir varlığa benzemez. O'nun Zâtı, sıfatları ve fiilleri, bizim sınırlı aklımızla ve duyularımızla tam olarak kavrayabileceğimiz veya kıyaslayabileceğimiz şeyler değildir. Bu, O'nun aşkınlığının ve biricikliğinin temelidir. Bu idrak, bizi her türlü şirkten ve Allah'ı yaratılmışlara benzetme hatasından korur.
- "Sübhânallah" Demenin Anlamı: "Sübhânallah" (Allah her türlü noksanlıktan münezzehtir) ifadesi, El-Müteâlî isminin en güzel tefsirlerinden biridir. Bu, O'nu her türlü eksiklikten, acizlikten ve yaratılmışlara ait sınırlılıklardan tenzih etmek, O'nun mutlak yüceliğini ve aşkınlığını ikrar etmektir.
- Gerçek Yücelik, O'na Yakınlıktadır: Dünyevi makamlar, şöhret veya güç geçicidir ve gerçek bir yücelik ifade etmez. Asıl şeref ve yücelik, El-Müteâlî olan Allah'a iman etmek, O'na itaat etmek ve O'nun rızasını kazanarak O'na manen yakınlaşmaktır.
- O'nun Yüceliği Karşısında Acziyetimizi İtiraf Etmek: Ne kadar ilim, güç veya servet sahibi olursak olalım, El-Müteâlî olan Allah'ın sonsuz yüceliği ve kudreti karşısında bir hiç olduğumuzu daima hatırlamalıyız. Bu, bizi kibirden korur ve tevazuya yöneltir.
- O'nun Aşkınlığı, O'nun Rahmetine ve İlgisine Engel Değildir: Allah'ın her şeyden yüce ve aşkın olması, O'nun kullarından uzak veya ilgisiz olduğu anlamına gelmez. Aksine, O, bu sonsuz yüceliğiyle birlikte her an bize şah damarımızdan daha yakındır, dualarımızı işitir, her halimizi görür ve bize merhamet eder. Bu, O'nun şanının bir başka tecellisidir.
El-Müteâlî olan Rabbimiz, bizlere Kendi sonsuz yüceliğini ve aşkınlığını bir nebze olsun idrak etmeyi, O'nun azameti ve ululuğu karşısında daima tevazu ile boyun eğmeyi, her işimizde O'nun rızasını gözetmeyi ve O'nun şanına layık bir kullukla yaşamayı nasip eylesin. Kalplerimizi fani dünyanın aldatıcı yüceliklerinden arındırıp, sadece O'nun ebedi ve aşkın varlığına yöneltsin.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.