Hayat yolculuğunda bazen hastalıklarla, kayıplarla, sıkıntılarla veya zorluklarla karşılaşırız. Bazen de zalimlerin veya haksızlıkların verdiği zararlara şahit oluruz. İşte tüm bu "darr" hallerinin, yani zarar, sıkıntı ve elem verici durumların yaratılışında veya bunlara müsaade edilişinde, O'nun sonsuz ilmi, adaleti ve imtihan sırrıyla tecelli eden Yüce Rabbimizin o heybetli ve düşündürücü ismi: Ed-Dârr (Celle Celâlühû). Bu mübarek Esma, O'nun dilediği zaman ve dilediği şekilde, bir hikmet gereği, bir imtihan vesilesiyle, bir günahın karşılığı olarak (adaletle) veya daha büyük bir hayra ulaştırmak için zarar veya sıkıntı verici şeyleri yaratma veya bunlara müsaade etme kudretine sahip olduğunu ifade eder. Ed-Dârr ismi, asla Allah'ın Zâtında bir kötülük, bir zulüm veya bir merhametsizlik olduğu anlamına gelmez. Aksine, O'nun her fiilinin bir gayesi, bir hikmeti vardır ve O, kullarına karşı son derece merhametlidir (Er-Rahmân, Er-Rahîm). Bu isim, daima ve mutlaka fayda ve menfaat veren En-Nâfi' ismiyle birlikte anlaşılmalı ve tefekkür edilmelidir; zira zarar da fayda da, hayır da şer de ancak O'nun izni ve takdiriyle yaratılır ve her birinde O'nun mutlak iradesi ve hikmeti gizlidir. Gelin, Ed-Dârr isminin o imtihan dolu, düşündürücü ama aynı zamanda O'nun mutlak hâkimiyetini gösteren tecellileri altında, hayatın zorluklarındaki gizli hikmetleri aramayı, O'nun adaletine ve rahmetine sığınmayı ve her durumda sabırla O'na teslim olmanın derin manasını tefekkür edelim.
Ed-Dârr Ne Anlama Gelir? Hikmetle ve Adaletle Zarar veya Sıkıntı Verici Şeyleri Yaratan, İmtihan Eden Yüce Kudret
Ed-Dârr: Arapça "darar" (ضرر) veya "durr" (ضر) kökünden gelir. Bu kökler, 'zarar vermek, sıkıntıya sokmak, eziyet etmek, bir şeye ziyan dokundurmak' gibi anlamlar taşır. Ed-Dârr ismi ise bu fiilleri bir hikmet ve adalet çerçevesinde, Kendi mutlak iradesiyle takdir eden ve yaratan Zât demektir. Bu ismin manalarını daha iyi anlamak için şu noktalar önemlidir:
- Zarar Verici Şeyleri Yaratan: Hastalık, fakirlik, kıtlık, doğal afetler, korku, üzüntü gibi insanlara veya diğer mahlukata zarar veya sıkıntı veren durumları ve sebepleri yaratan.
- Dilediğine Bir Hikmetle Zarar veya Sıkıntı Ulaştıran: Bu, asla keyfi bir zarar verme değildir. Ya bir imtihan gereğidir, ya işlenen bir günahın bir karşılığıdır (adaletle), ya bir gafletten uyandırmaktır, ya da daha büyük bir şerden korumak veya daha büyük bir hayra ulaştırmak için bir vesiledir.
- Hayrı da Şerri de Yaratan: İslam inancına göre, hayır da şer de Allah'tandır; yani her ikisi de O'nun izni ve yaratmasıyla meydana gelir. Ancak Allah şerri yaratır ama şerre razı olmaz; hayrı yaratır ve hayra razı olur. Şerri yaratan insan veya şeytan değil, Allah'tır; ancak şerri işleme iradesi ve sorumluluğu kula aittir.
- Zulmetmeyen, Adaletle Muamele Eden: Ed-Dârr olan Allah, bu sıfatıyla tecelli ederken asla zulmetmez. O'nun her fiili adalet ve hikmet üzeredir. "Rabbin, kullarına asla zulmedici değildir." (Fussilet, 41/46)
Ed-Dârr olan Allah'ın bu ismi, O'nun kâinat üzerindeki mutlak kudretini ve hâkimiyetini gösterir. O, nasıl ki fayda ve menfaat veren En-Nâfi' ise, aynı zamanda bir hikmetle zarar ve sıkıntı da verebilen Ed-Dârr'dır. Bu iki isim, O'nun iradesinin ve takdirinin her şeyi kuşattığını gösterir. Mümin, her iki durumda da O'na sığınır; fayda gördüğünde şükreder, zarar veya sıkıntıyla karşılaştığında ise sabreder ve O'nun hikmetine güvenir.
Kur'an ve Sünnet Işığında Ed-Dârr ve En-Nâfi': Hayrın ve Şerrin Yaratıcısı Olan Allah'ın O İmtihan Dolu ve Hikmetli Dengesi
Ed-Dârr ismi Kur'an-ı Kerim'de bu şekliyle doğrudan Allah'a nispet edilmese de, "durr" (zarar, sıkıntı) kelimesi ve Allah'ın zarar veya sıkıntı verme kudreti pek çok ayette geçer. Örneğin, En'âm Suresi 17. ayette şöyle buyrulur: "Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa (bi-durrin), onu yine kendisinden başka kaldıracak yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu geri çevirecek de yoktur..."
Yûnus Suresi 107. ayette de benzer bir ifade yer alır: "Eğer Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O’ndan başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu geri çevirecek de yoktur..."
Bu ayetler, hem zararın hem de faydanın ancak Allah'ın izniyle olduğunu, O'nun her şeye kâdir olduğunu ve O'ndan başka sığınılacak bir merci olmadığını açıkça ifade eder. Ed-Dârr ve En-Nâfi' isimleri, genellikle hadislerde ve İslam alimlerinin Esma-ül Hüsna sıralamalarında bir arada zikredilir ve Allah'ın kâinat üzerindeki bu zıt gibi görünen ama aslında birbirini tamamlayan tecellilerini ifade eder.
Zararın ve Sıkıntının O Derin Hikmetleri: Ed-Dârr İsminin Tecellilerindeki Gizli İmtihanlar, Arınmalar, Uyanışlar ve Daha Büyük Hayırlar
El-Mâni' isminde de değindiğimiz gibi, Rabbimizin bir şeyi "engellemesi" veya Ed-Dârr ismiyle bir "zarar" veya "sıkıntıya" müsaade etmesi, bizim için nice hikmetler, imtihanlar ve bazen de görünmeyen lütuflar içerebilir:
- İmtihan Vesilesi Olması: İmanımızın gücünü, sabrımızı, tevekkülümüzü ve Allah'a olan bağlılığımızı ölçmek için hastalıklar, kayıplar, fakirlik gibi sıkıntılarla imtihan edilebiliriz.
- Günahlara Kefaret Olması: Başa gelen bazı sıkıntılar, işlediğimiz günahların bir kefareti olabilir, bizi ahiretteki daha büyük bir azaptan koruyabilir.
- Manevi Arınma ve Yükseliş İçin: Zorluklar, nefsimizi terbiye etmemize, kibirden arınmamıza, acziyetimizi idrak edip Allah'a daha çok sığınmamıza ve manevi derecelerimizin artmasına vesile olabilir.
- Gafletten Uyandırmak İçin: Dünya hayatına dalıp ahireti unutan, Rabbine karşı görevlerini ihmal eden bir kulu, bazen bir sıkıntı veya bir musibet gaflet uykusundan uyandırabilir, onu yeniden Allah'a yöneltebilir.
- Nimetlerin Kıymetini Anlamak İçin: Sağlık, afiyet, bolluk gibi nimetlerin değeri, genellikle onlar elden gidince veya bir sıkıntıyla karşılaşınca daha iyi anlaşılır. Bu da şükrü artırır.
- Daha Büyük Bir Şerden Korumak veya Daha Büyük Bir Hayra Ulaştırmak İçin: Bazen başımıza gelen ve şer gibi görünen bir olay, bizi daha büyük bir kötülükten korumuş veya bizim için daha hayırlı olan bir sonuca ulaştırmış olabilir.
O'nun her fiilinde bir adalet ve bir hikmet vardır. Bize düşen, O'nun takdirine rıza göstermek, sabretmek ve her durumda O'ndan hayrı ummaktır.
Ed-Dârr Zikrinin Faziletleri (Hikmetini Anlayarak ve Doğru Niyetlerle): Şerden Korunmak, Sabra ve Metanete Ulaşmak, İlahi Rahmete ve Adalete Sığınmak
Rabbimizin bu hikmetle zarar veya sıkıntı verebilen ismini zikretmek, O'nun mutlak kudretini ve takdirini kabul etmek, O'ndan her türlü şerden, zarardan ve afetten korunmayı dilemek, zorluklar karşısında sabır ve metanet talep etmek ve O'nun adaletine sığınmaktır. Zikirde aslolan, O'nun her işinin en doğru ve en hayırlı olduğuna tam bir iman, O'nun rahmetinden ümit kesmemek ve O'na karşı derin bir teslimiyettir.
Çok Önemli Bir Uyarı ve Niyetin Mahiyeti: Ed-Dârr gibi celalli ve "zarar verme" anlamı da içeren isimlerin zikrinde, niyetin son derece saf ve İslami ahlaka uygun olması hayati önem taşır. Asla ve kat'a bir başkasına zarar gelmesi, helak olması veya bir kötülüğe uğraması gibi beddua veya intikam niyetiyle bu isim zikredilmemelidir. Bu, büyük bir vebaldir ve İslami edebe tamamen aykırıdır. Bu ismin zikrindeki amaç, kişinin kendisini veya başkalarını şerden ve zarardan korumak, zalimin zulmünün son bulması için Allah'ın adaletine sığınmak, nefsinin kötü arzularını "zararlı" görerek onlardan kurtulmak veya bir imtihan anında sabır ve metanet dilemektir.
- Her Türlü Şerden, Afetten ve Düşman Kötülüğünden Korunmak İçin: Özellikle Cuma geceleri (veya her gün) 100 defa "Yâ Dârr" (veya "Yâ Dârr, Yâ Nâfi'") zikrine devam eden kimsenin, Allah'ın izniyle her türlü görünür görünmez tehlikelerden, afetlerden, zalimlerin ve hasetçilerin şerrinden, nazardan ve diğer kötülüklerden korunacağı umulur.
- Zorluklar ve Sıkıntılar Karşısında Sabır ve Metanet İçin: Bir musibetle veya büyük bir sıkıntıyla karşılaşıldığında, bu durumu Allah'tan bir imtihan bilerek sabırla karşılamak, O'nun Ed-Dârr isminin ardındaki hikmeti anlamaya çalışmak ve En-Nâfi' olan rahmetini umarak bu ismi zikretmek, kalbe sükûnet ve dayanma gücü verebilir.
- Nefsin Kötü Arzularını ve Günaha Meylini "Zararlı" Görerek Terk Etmek İçin: Bu ismi şerifi tefekkür ederek zikretmek, kişinin nefsindeki günaha ve kötülüğe meyleden arzuların kendisine ve ahiretine ne kadar "zararlı" olduğunu idrak etmesine, bu sayede onlardan uzaklaşma ve tövbe etme gücü bulmasına yardımcı olabilir.
Bu tür celalli isimlerin zikri için mutlaka ehil bir âlimden veya güvenilir bir manevi rehberden tavsiye ve izin almak en doğru ve en güvenli yoldur. Niyetin daima Allah rızası, şerden korunma, adaletin tecellisi ve nefsin ıslahı olması esastır.
Ed-Dârr İsminin Ebced Değeri ve O İlahi Takdirdeki İmtihanın Sayısal Boyutu
Ed-Dârr (الضار) isminin ebced sistemindeki sayısal değeri 1001'dir. Bu sayı, bazı zikirlerin adedinin belirlenmesinde bir referans olarak kullanılmış ve Ed-Dârr isminin ifade ettiği hikmetle zarar veya sıkıntı verebilme, imtihan etme ve her şeyi bir takdirle yaratma sıfatının sembolik bir yansıması olarak değerlendirilmiştir. Ancak Rabbimizin her fiilindeki sonsuz hikmet ve adalet, sayıların ifade sınırlarının çok ötesindedir.
Kimler, Ne İçin 'Ya Dârr' Diye Dua Eder? (Korunma, Sabır, Hikmet Anlayışı ve İlahi Adalete Sığınma Niyetiyle – Asla Beddua İçin Değil!)
"Yâ Dârr!" nidası, kulun hayatta karşılaştığı ve kendisine "zarar" veya "sıkıntı" gibi görünen durumlar karşısında, bu durumların da Allah'ın izni ve hikmetiyle olduğunu idrak ederek, O'ndan bu zararın şerrinden korunmayı, ardındaki hikmeti anlamayı, sabır ve metanet göstermeyi veya zalimin zulmünün son bulması için O'nun adaletine sığınmayı ifade eder. Bu isimle asla bir başkasına zarar gelmesi niyetiyle dua edilmez.
- Her Türlü Şerden, Afetten ve Kötülükten Allah'a Sığınanlar: Kendilerini, ailelerini ve sevdiklerini görünür görünmez her türlü tehlikeden, kazadan, beladan, düşmanların ve kötü niyetli insanların şerrinden, doğal afetlerden Allah'ın mutlak himayesine emanet etmek için.
- İmtihan Anlarında Sabır ve Metanet İsteyenler: Hastalık, kayıp, fakirlik gibi zorluklarla karşılaştıklarında, bunun Allah'tan bir imtihan olduğunu bilerek sabır, dayanma gücü ve bu imtihanı başarıyla geçme niyetiyle.
- Zulme Uğrayıp Allah'ın Adaletine Sığınanlar: Zalimin zulmünün son bulması, adaletin yerini bulması ve haksızlığın ortadan kalkması için, intikam duygularına kapılmadan, durumu her şeye kâdir olan ve adaletiyle hükmeden Allah'a havale edenler.
- Nefsinin Kötü Arzularının ve Günahların Zararından Korunmak İsteyenler: Kendilerini günaha ve kötülüğe sürükleyen iç ve dış etkenlerin "zararından" korunmak, nefislerini terbiye etmek ve Allah'ın rızasına uygun bir hayat sürmek için.
Tefekkür Ufukları: Ed-Dârr İsmiyle Hayatın Zorluklarındaki O Gizli Hikmetleri Aramak, O'nun Mutlak Adaletine ve En-Nâfi' Olan Sonsuz Rahmetine Tam Bir Güvenle Teslim Olmak, Her Takdirde Bir Hayır Bulunduğunu Bilmek
Ed-Dârr ismi üzerinde tefekkür etmek, hayatımıza derin bir teslimiyet, sabır, Allah'ın hikmetine sarsılmaz bir güven ve her şeyin O'nun kontrolünde olduğu şuuru kazandırır:
- Her Şeyde Bir Hikmet ve Bir Gaye Vardır; Zarar Gibi Görünenin Ardında Hayır Olabilir: Ed-Dârr olan Allah, asla abes ve anlamsız bir iş yapmaz. Bazen bize "zarar" veya "sıkıntı" gibi görünen bir olayın ardında, bizim o an idrak edemediğimiz nice hayırlar, dersler, arınmalar veya daha büyük lütuflara hazırlıklar gizli olabilir. "Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır..." (Bakara, 2/216) ayeti bu hakikati hatırlatır.
- En-Nâfi' İsmiyle Mükemmel Bir Denge: Allah Teâlâ hem Ed-Dârr'dır (hikmetle zarar veya sıkıntıya müsaade eden) hem de En-Nâfi'dir (fayda ve menfaat veren). Bu iki isim, O'nun kâinat üzerindeki mutlak tasarrufunu ve her şeyi bir denge ve hikmetle yaptığını gösterir. O'nun zarar vermesi de bir hikmete, fayda vermesi de bir hikmete dayanır. Asıl olan, her iki durumda da O'na sığınmak ve O'nun takdirine rıza göstermektir.
- Sabır, İmtihanların En Güzel Karşılığıdır: Zorluklar ve sıkıntılar, imanımızın ve sabrımızın sınandığı imtihanlardır. Bu imtihanlar karşısında isyan etmek yerine sabretmek, Allah'ın yardımını dilemek ve O'nun hikmetine güvenmek, müminin en önemli ahlaki erdemlerindendir. Sabrın sonu selamettir.
- Nefs Terbiyesi ve Günahlardan Arınma İçin Bir Vesile: Bazen başa gelen sıkıntılar, nefsimizi terbiye etmek, bizi dünyaya aşırı bağlanmaktan alıkoymak, günahlarımıza kefaret olmak ve bizi manevi olarak daha da olgunlaştırmak için birer vesiledir.
- Her Durumda Allah'a Sığınmak ve O'ndan Ümit Kesmemek: Hayatın iniş ve çıkışlarında, O'nun bazen "zarar" gibi görünen bazen de "fayda" getiren tecellileri karşısında, her durumda O'nun adaletine, hikmetine ve rahmetine güvenerek tam bir teslimiyet göstermek, gerçek huzurun ve mutluluğun anahtarıdır. O'nun rahmetinden asla ümit kesilmez.
Ed-Dârr olan Rabbimiz, bizleri Kendi hikmetli takdirlerini anlayabilen, başımıza gelen her türlü sıkıntı ve zorluk karşısında sabreden, O'nun adaletine ve rahmetine sığınan, her imtihandan imanla ve güçlenerek çıkan bahtiyar kullarından eylesin. Bizleri ve sevdiklerimizi her türlü görünür görünmez zararlardan, şerlerden ve afetlerden Kendi sonsuz himayesiyle muhafaza buyursun. Her zorluğumuzun ardından hayırlı kolaylıklar ve ferahlıklar ihsan etsin.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.