Kâinatın en derin sırlarından bir atomun içindeki o muazzam düzene, geçmişin tüm yaşanmışlıklarından geleceğin sonsuz ihtimallerine, kalbimizden geçen en gizli fısıltılardan en açık amellerimize kadar her şeyi, her an, eksiksiz ve kusursuz bir şekilde bilen Yüce Rabbimizin o kuşatıcı ismi: El-Alîm (Celle Celâlühû). Bu mübarek Esma, O'nun ilminin sınır tanımadığını, hiçbir şeyin O'nun bilgisinin dışında kalamayacağını ve bu ilmin ezelî ve ebedî olduğunu ifade eder. Gelin, El-Alîm isminin o hayranlık uyandıran derinliğinde, O'nun sonsuz ilmini tefekkür edelim ve bu idrakin hayatımıza katacağı güveni, teslimiyeti ve sorumluluğu keşfedelim.
El-Alîm Ne Anlama Gelir? Sonsuz, Sınırsız ve Kusursuz Bilginin Tek Sahibi
El-Alîm: Arapça "ilm" (علم) kökünden gelir. İlim, 'bilmek, bilgi, bir şeyi olduğu gibi idrak etmek' demektir. El-Alîm ismi ise bu sıfatı en mükemmel ve en kapsamlı şekilde ifade eder:
- Her Şeyi Hakkıyla Bilen: En küçük zerreden en büyük galaksilere, gizlinin gizlisi fısıltılardan en aşikâr olaylara kadar her şeyi, tüm detayları ve incelikleriyle bilen.
- İlmi Ezelî ve Ebedî Olan: Bilgisi sonradan kazanılmış veya sınırlı olmayan; geçmişi, şimdiyi ve geleceği aynı anda, zaman ve mekân kayıtlarından münezzeh olarak bilen.
- Gizliyi ve Açığı Bilen (Âlimu'l-Gaybi ve'ş-Şehâdeh): İnsanların bildiği ve bilmediği, gördüğü ve göremediği her şeye vâkıf olan. Kalplerin en derinlerindeki niyetleri dahi O bilir.
- Bilgisinde Yanılmayan ve Unutmayan: İnsan bilgisinin aksine, O'nun ilminde asla hata, eksiklik, unutma veya şüphe olmaz. O'nun bilgisi mutlak ve kesindir.
El-Alîm olan Allah'ın ilmi, bir okyanus ise, tüm insanlığın bilgisi o okyanusta bir damla bile değildir. O'nun ilmi her şeyi kuşatmıştır.
Kur'an'da El-Alîm: İlahi İlmin Hikmet ve Adaletle Muhteşem Buluşması
"...Şüphesiz sen Alîm'sin (her şeyi hakkıyla bilensin), Hakîm'sin (her hükmü ve işi hikmetli olansın)." (Bakara Suresi, 2/32'den bir bölüm – Meleklerin Allah'a hitabı)
Kur'an-ı Kerim'de El-Alîm ismi sıkça El-Hakîm (her işi hikmetli olan), Es-Semî' (her şeyi işiten), El-Habîr (her şeyden haberdar olan), El-Vâsi' (ilmi ve rahmeti geniş olan) gibi diğer Esmalarla birlikte zikredilir. Bu, O'nun sonsuz ilminin asla başıboş olmadığını; aksine her zaman hikmetle, adaletle, rahmetle ve her şeyi işitip haberdar olmayla birlikte tecelli ettiğini gösterir.
Bilginin Katmanları: El-Alîm'in İlminin Her Şeyi ve Herkesi Kuşatması
El-Alîm olan Rabbimizin ilmi, sadece dış dünyayı değil, iç dünyamızın en gizli köşelerini de kapsar:
- Görünen Âlem (Şehâdet Âlemi): Beş duyumuzla algılayabildiğimiz, bilimsel olarak inceleyebildiğimiz her şey O'nun ilmindedir.
- Görünmeyen Âlem (Gayb Âlemi): Melekler, cinler, ruhlar, kader, kıyamet gibi duyularımızın ötesindeki âlemler ve sırlar da yalnızca O'nun bilgisi dahilindedir.
- Kalplerin Özü: İçimizden geçen düşünceler, niyetlerimiz, sevinçlerimiz, hüzünlerimiz, gizli dualarımız... Hepsi El-Alîm'in malumudur.
- Geçmiş ve Gelecek: Olmuş olan her şeyi bildiği gibi, olacak olan her şeyi de en ince ayrıntısına kadar bilir. Zaman O'nun ilmini sınırlamaz.
O'nun ilminden bir yaprak bile düşmez ki O bilmesin. (En'âm Suresi, 6/59)
El-Alîm Zikrinin Faziletleri: Marifet Ufuklarını Açmak, Hafızayı Güçlendirmek ve Hikmete Ermek
Rabbimizin bu her şeyi bilen ismini zikretmek, O'nun sonsuz ilmine sığınmak, O'ndan faydalı ilim, anlayış, hikmet ve marifet talep etmektir. Zikirde aslolan, O'nun her şeyi bildiği şuuruyla bir kalp uyanıklığına ulaşmaktır.
- Marifetullaha (Allah'ı Bilme) Ulaşmak İçin: Her namazdan sonra 100 defa "Yâ Alîm" zikrine devam eden kimsenin, Allah'ın izniyle kalbinde marifet nurlarının parlayacağı, Rabbini daha derinden tanıma ve anlama yolunda ilerleyeceği umulur.
- İlim, Hikmet ve Hafıza Gücü İçin: Günde 150 defa "El-Alîm" ismini zikretmeye devam eden kişinin, ilim kapılarının açılacağı, anlayışının ve hafızasının kuvvetleneceği, unutkanlıktan kurtulacağı ve hikmetli sözler söyleme yeteneği kazanacağı rivayet edilir.
- Özel Bir İlim Duası: "Allahümme'ftah aleynâ hikmeteke ve'nşur aleynâ rahmeteke Yâ Ze'l-Celâli ve'l-İkrâm. Yâ Alîm, allimnâ mâلمْ ne’allem ve fehhimnâ mâ لمْ nefhem." (Ey Celal ve İkram Sahibi! Üzerimize hikmetini aç ve rahmetini yay. Ey her şeyi bilen Alîm! Bize bilmediklerimizi öğret ve anlamadıklarımızı anlat.) duasıyla birlikte bu ismi zikretmek, ilim talebinde güzel bir yoldur.
- Doğru Kararlar Vermek İçin: Kararsız kalındığında veya önemli bir karar arifesinde "Yâ Alîm" diyerek Rabbimizin her şeyi bilen ilmine sığınmak, doğru ve hayırlı kararlar vermeye vesile olabilir.
Bir Not: İlim talep ederken, sadece dünyevi bilgi değil, aynı zamanda ahirete fayda verecek, kişiyi Rabbine yaklaştıracak "faydalı ilim" (ilm-i nâfi) niyetiyle hareket etmek önemlidir.
El-Alîm İsminin Ebced Değeri ve İlmin Sayısal Derinliği
El-Alîm (العليم) isminin ebced sistemindeki sayısal değeri 150'dir. Bu sayı, bazı zikirlerin adedinin belirlenmesinde ve ismin ifade ettiği sonsuz ilmin ve hikmetin sembolik bir yansıması olarak değerlendirilmiştir. Ancak Rabbimizin ilminin kuşatıcılığı, her türlü sayısal ifadenin ve beşeri idrakin çok ötesindedir.
Kimler, Ne İçin 'Ya Alîm' Der? İlim, Anlayış, Hikmet, Doğru Karar ve Marifet Arayışı
"Yâ Alîm!" nidası, kulun kendi cehaletini ve sınırlı bilgisini itiraf ederek, her şeyin bilgisine sahip olan Rabbine yönelmesi, O'ndan ilim ve anlayış talep etmesidir:
- Öğrenciler ve İlim Yolcuları: Derslerini daha iyi anlamak, hafızalarını güçlendirmek, sınavlarda başarılı olmak ve ilimlerinde derinleşmek için.
- Karar Vermekte Zorlananlar: Hayatın önemli dönemeçlerinde doğru ve hayırlı kararlar verebilmek, en iyi yolu seçebilmek için ilahi bir rehberlik arayanlar.
- Bir Konuyu Anlamakta Güçlük Çekenler: Karmaşık veya anlaşılması zor bir meseleyi idrak edebilmek, konunun özünü kavrayabilmek için.
- Hikmet ve Marifet Arayışında Olanlar: Sadece bilgi sahibi olmakla kalmayıp, o bilginin ardındaki hikmeti anlamak, eşyanın hakikatine vâkıf olmak ve Rabbini daha yakından tanımak (marifetullah) isteyenler.
- Gizli Kalmış Bir Durumun Aydınlanmasını İsteyenler: Bir haksızlık, bir yanlış anlaşılma veya gizli kalmış bir durumun hakikatle aydınlanmasını ve adaletin tecellisini umanlar.
Tefekkür Ufukları: El-Alîm İsmiyle Hayata Bakmak; Güven, Teslimiyet, Sorumluluk ve Sürekli Öğrenme Arzusu
El-Alîm ismi üzerinde tefekkür etmek, hayatımıza ve Rabbimizle olan ilişkimize derin bir anlam ve yön verir:
- Mutlak Güven ve Teslimiyet: Mademki Rabbimiz her şeyi en iyi bilendir, o halde O'nun bizim için takdir ettiği her şeyde bir hayır ve hikmet vardır. Başa gelen imtihanlar veya anlamakta zorlandığımız durumlar karşısında O'nun ilmine güvenmek, kalbe huzur ve teslimiyet verir.
- Her An Gözetim Altında Olma Bilinci: El-Alîm olan Allah, her sözümüzü, her amelimizi, hatta kalbimizden geçen niyetleri bile bilir. Bu bilinç, bizi daha sorumlu davranmaya, gizlide ve açıkta Allah'tan sakınmaya (takva) sevk eder.
- Duanın Mahiyeti: O, bizim dile getiremediğimiz, kalbimizin derinliklerindeki ihtiyaçları bile bilir. Dua, O'nun bu ilmine sığınarak acziyetimizi ve ihtiyacımızı arz etmektir.
- Cehaletin İtirafı ve Tevazu: Ne kadar bilirsek bilelim, bilgimizin O'nun ilmi yanında bir hiç olduğunu idrak etmek, bizi tevazuya yöneltir ve "Rabbim ilmimi artır" (Tâhâ Suresi, 20/114) duasına teşvik eder.
- Faydalı Bilginin Peşinde Olmak: Rabbimizin El-Alîm sıfatı, bizleri de O'nun rızasına uygun, hem kendimize hem de insanlığa fayda verecek bilginin peşinde koşmaya, okumaya, öğrenmeye ve tefekkür etmeye teşvik eder.
El-Alîm olan Rabbimiz, bizlere faydalı ilimler nasip etsin, anlayışımızı artırsın, kalplerimizi marifet nuruyla aydınlatsın ve her an O'nun sonsuz ilminin gözetiminde olduğumuz bilinciyle yaşamayı müyesser kılsın.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.