Nasıl ki her baharın bir sonbaharı, her gündüzün bir gecesi varsa; nasıl ki her başlangıcın bir bitişi mukadderse, hayatın da ölümle son bulması O'nun şaşmaz kanunudur. Her bir nefes sayılıdır ve ecel geldiğinde, ne bir an önce ne bir an sonra, ruh bedenden ayrılır. İşte bu kaçınılmaz sonu takdir eden, ölümü yaratan ve dilediği zaman canları alan Yüce Rabbimizin o heybetli ve düşündürücü ismi: El-Mümît (Celle Celâlühû). Bu mübarek Esma, O'nun hayatı verdiği gibi (El-Muhyî), ölümü de yaratan olduğunu, her canlının ecelini belirleyen ve ruhları kabzeden olduğunu ifade eder. El-Mümît ismi, bizlere dünyanın faniliğini, ahiretin ise ebedi olduğunu hatırlatır; nefsin bitmek bilmeyen arzularını dizginlemek, hayatı anlamlı kılmak ve o son yolculuğa hazırlanmak için derin bir tefekkür kapısı aralar. Gelin, El-Mümît isminin o sarsıcı ama hakikat dolu tecellilerinde, ölüm gerçeğini anlamlandırmayı, bu idrakin hayatımıza katacağı sorumluluğu ve O'nun hikmetine teslimiyeti tefekkür edelim.
El-Mümît Ne Anlama Gelir? Hayatın Sonunu Takdir Eden, Canı Alan, Ölümü Yaratan Yüce Kudret
El-Mümît: Arapça "mevt" (موت) kökünden gelir. "Mevt", 'ölüm, canın bedenden ayrılması, bir şeyin son bulması' gibi anlamlar taşır. El-Mümît ismi ise bu fiili en kâmil, en mutlak ve en eşsiz manada gerçekleştiren Zât demektir:
- Ölümü Yaratan: Hayatı yarattığı gibi, ölümü de bir hikmetle ve bir gaye ile yaratan. Ölüm, tesadüfi bir son değil, ilahi bir takdirdir.
- Can Alan (Ruhları Kabzeden): Eceli gelen her canlının ruhunu, tayin ettiği melekler vasıtasıyla veya doğrudan Kendi iradesiyle alan.
- Hayata Son Veren: Dünyevi yaşamı sonlandıran, varlıkları bu fani âlemden ebedi âleme intikal ettiren.
- Nefisleri Öldüren (Manevi Anlamda): Dilediği kullarının kalbindeki dünyaya aşırı meyli, kötü arzuları ve nefsani istekleri "öldürerek" onları manevi bir arınmaya ve dirilişe hazırlayan.
El-Mümît olan Allah'ın "öldürmesi", bir yok oluş veya hiçlik değildir. Aksine, bu dünya hayatından ahiret hayatına bir geçiş, bir intikaldir. O'nun bu fiili, El-Muhyî (hayat veren) ve El-Bâis (yeniden dirilten) isimleriyle birlikte tefekkür edildiğinde, hayatın ve ölümün bir bütünlük içinde O'nun kudretinde olduğu anlaşılır.
Kur'an'da El-Mümît ve El-Muhyî: Hayat ve Ölüm O'nun Elindedir, İmtihan ve Hikmet İçindir
"O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, Azîz’dir (mutlak güç sahibidir), Gafûr’dur (çok bağışlayandır)." (Mülk Suresi, 67/2)
Bu ayet-i kerime, ölümün ve hayatın Allah tarafından bir imtihan vesilesi olarak yaratıldığını açıkça ifade eder. Allah Teâlâ, Kur'an'ın birçok yerinde Kendisinin hem hayat verdiğini (El-Muhyî) hem de ölümü takdir ettiğini (El-Mümît) vurgular: "Nasıl Allah’ı inkâr edersiniz ki, siz ölü idiniz de sizi O diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir; sonra da O’na döndürüleceksiniz." (Bakara Suresi, 2/28). Bu, O'nun her şeye kâdir olduğunun ve dönüşün yalnızca O'na olduğunun kesin bir delilidir.
Ölümün O Derin Hikmetleri: El-Mümît İsminin Tecellilerindeki İlahi Maksatlar ve İbretler
El-Mümît olan Rabbimizin ölümü yaratmasında ve her canlıya bir ecel takdir etmesinde sayısız hikmetler ve ibretler gizlidir:
- Dünyanın Faniliğinin ve Ahiretin Hak Olduğunun İdraki: Ölüm, bu dünyanın geçici bir imtihan yeri olduğunu, asıl ve ebedi hayatın ise ahirette başlayacağını bizlere hatırlatan en güçlü uyarıcıdır.
- Adaletin Tecellisi ve Hesap Gününe Hazırlık: Ölüm, herkesi eşitler ve herkesin dünyada yaptıklarının hesabını vereceği o büyük güne (El-Hasîb) bir geçiş kapısıdır.
- Nefsin Terbiyesi ve Kötü Arzulardan Arınma: Ölümü sıkça hatırlamak (tefekkür-i mevt), nefsin bitmek bilmeyen isteklerini, dünyaya aşırı bağlılığını ve kibir gibi kötü huylarını "öldürmesine" yardımcı olur.
- Zalimler İçin Bir Son, Mazlumlar İçin Bir Umut: Ölüm, zalimlerin zulmünün sona ereceği, mazlumların ise ilahi adalete kavuşacağı bir dönüm noktasıdır.
- Kâinattaki Sürekli Yenilenme ve Döngü: Eski nesillerin ölümü, yeni nesillere yer açar. Bu, kâinattaki sürekli bir yenilenme ve hayat döngüsünün bir parçasıdır.
Ölüm, bir son değil, yeni bir başlangıçtır. El-Mümît olan Allah, aynı zamanda El-Bâis'tir (yeniden dirilten).
El-Mümît Zikrinin Faziletleri: Nefsi Terbiye Etmek, Ahireti Hatırlamak, Zulmün Son Bulması İçin İlahi Kudrete Sığınmak
Rabbimizin bu hayatı sona erdiren ve ölümü yaratan ismini zikretmek, O'nun mutlak kudretini ve takdirini kabul etmek, dünyanın faniliğini idrak ederek ahirete hazırlanmak ve özellikle nefsin kötü arzularını kontrol altına almak için bir vesiledir. Zikirde aslolan, O'nun her hükmünün hak olduğuna tam bir iman ve O'na karşı derin bir teslimiyettir.
- Nefsin Kötü Arzularını "Öldürmek" ve İtaate Yöneltmek İçin: Her gün düzenli olarak 490 defa "Yâ Mümît" zikrine devam eden kimsenin, Allah'ın izniyle nefsindeki isyankâr duyguların, dünyaya aşırı meylin ve günaha çağıran isteklerin zayıflayacağı, kalbinin Allah'a itaate daha çok yöneleceği umulur. Özellikle yatmadan önce ellerini göğsüne koyarak bu ismi zikretmenin, nefsi terbiye etmede etkili olabileceği belirtilir.
- Zalim Bir Düşmanın veya Haksızlık Yapanın Şerrinden Korunmak ve Zulmünün Son Bulması Niyetiyle: Bir kimse, kendisine zulmeden veya haksızlık yapan birinin şerrinden ve zulmünden korunmak, onun bu haksızlığının son bulması ve ilahi adaletin tecellisi niyetiyle bu ismi şerifi zikrederek Allah'ın her şeye kâdir olan ve zalimleri de eninde sonunda hesaba çekecek olan kudretine sığınabilir. Niyet, asla kişisel intikam veya zarar verme değil, adaletin yerini bulması ve şerden emin olmaktır.
- Ahiret Bilincini Canlı Tutmak ve Dünyaya Esir Olmamak İçin: Bu ismi tefekkür ederek zikretmek, kişiye ölümü ve ahireti sıkça hatırlatır, bu da onun dünyaya aşırı bağlanmasını engeller ve ahiret için daha fazla gayret göstermesine vesile olur.
Çok Önemli Bir Uyarı ve Niyetin Mahiyeti: El-Mümît gibi celalli isimlerin zikrinde, niyetin son derece saf ve Allah rızasına uygun olması hayati önem taşır. Başkalarına doğrudan zarar verme, helakını isteme gibi niyetlerle bu tür zikirler yapmak kesinlikle doğru değildir ve İslami ahlaka aykırıdır. Amaç, daima Allah'ın adaletine sığınmak, zulmün ve kötülüğün ortadan kalkmasını dilemek, şerden korunmak ve özellikle kendi nefsini terbiye etmektir. Bu tür zikirler için mutlaka ehil bir âlimden veya güvenilir bir manevi rehberden tavsiye ve izin almak en doğru ve en güvenli yoldur.
El-Mümît İsminin Ebced Değeri ve Hayatın Sonundaki O Kesin Sayısal Mühür
El-Mümît (المميت) isminin ebced sistemindeki sayısal değeri 490'dır. Bu sayı, bazı zikirlerin adedinin belirlenmesinde bir referans olarak kullanılmış ve El-Mümît isminin ifade ettiği ölümü yaratma, can alma ve her hayatın bir sonu olduğu hakikatinin sembolik bir yansıması olarak değerlendirilmiştir. Ancak Rabbimizin her canlı için takdir ettiği ecel ve ölümün ardındaki hikmetler, sayıların ifade sınırlarının çok ötesindedir.
Kimler, Ne İçin 'Ya Mümît' Der? Nefs Terbiyesi, Ahiret Bilinci, Dünyaya Aldanmamak ve İlahi Adalete Güven Arayışı
"Yâ Mümît!" nidası, kulun hayatın ve ölümün yegâne sahibinin Allah olduğunu ikrar ederek, O'ndan nefsini terbiye etme gücü, ahiret bilinci ve dünyanın aldatıcılığından korunma talep etmesidir:
- Nefsinin Esiri Olmaktan Kurtulmak İsteyenler: Kendi içlerindeki kötü arzu ve eğilimleri, dünyaya aşırı bağlılığı, kibir ve gurur gibi hastalıkları "öldürmek", yani kontrol altına almak ve manevi bir arınma yaşamak için.
- Ahiret Hayatını Unutmamak ve Ona Hazırlanmak İsteyenler: Dünyanın geçici zevklerine dalıp ahiretini ihmal etmekten korkan, ölümü ve hesap gününü daima hatırında tutarak salih amellerle o güne hazırlanmak isteyenler.
- Dünyanın Aldatıcı Cazibesinden Korunmak İsteyenler: Mal, makam, şöhret gibi dünyevi değerlere aşırı bağlanmaktan ve bunların esiri olmaktan kurtulup, kalbini sadece Allah'a yöneltmek isteyenler.
- Zulmün ve Haksızlığın Son Bulmasını Dileyenler (Adalet Niyetiyle): Yeryüzündeki zulmün, haksızlığın ve kötülüğün "ölmesi" yani son bulması, yerine adalet ve huzurun gelmesi için Allah'ın kudretine sığınanlar.
- Hayırlı Bir Son (Hüsn-i Hâtime) İsteyenler: Ömürlerinin sonunda imanla, Allah'ın rızasına uygun bir şekilde ve güzel bir ölümle bu dünyadan ayrılmayı dileyenler.
Tefekkür Ufukları: El-Mümît İsmiyle Ölümü Bir İbret ve Uyanış Vesilesi Olarak Anlamak, Hayata Anlam Katmak ve Ahirete En Güzel Şekilde Hazırlanmak
El-Mümît ismi üzerinde tefekkür etmek, hayatımıza derin bir anlam, sorumluluk bilinci, ahiret şuuru ve Allah'ın sonsuz kudretine karşı sarsılmaz bir teslimiyet kazandırır:
- Ölüm Kaçınılmaz Bir Hakikattir ve Her Canlı Onu Tadacaktır: El-Mümît olan Allah, her canlı için bir ecel takdir etmiştir. Bu dünyadaki en büyük imparatorlardan en fakir insanlara kadar herkes bu hakikatle yüzleşecektir. Bu, kibirlenmenin ve dünyaya aşırı bağlanmanın ne kadar anlamsız olduğunu gösterir.
- Hayatın Değerini Anlamak: Ölümün varlığı, hayatın ne kadar kıymetli ve sınırlı bir emanet olduğunu bizlere hatırlatır. Bu da bizi, bu emaneti en iyi şekilde değerlendirmeye, zamanımızı boşa harcamamaya ve hayırlı işlerle doldurmaya teşvik eder.
- Ahiret İçin Bir Tarla Olarak Dünya: Bu dünya, ahiret için bir ekim yeridir. Burada ne ekersek, ahirette onu biçeceğiz. El-Mümît ismi, bu ekim mevsiminin bir gün sona ereceğini ve hasat vaktinin geleceğini hatırlatır.
- Nefsin Terbiyesinde Ölüm Tefekkürü (Tefekkür-i Mevt): Ölümü sıkça düşünmek, kalbi yumuşatır, dünyaya olan hırsı azaltır, günahlara karşı bir set oluşturur ve insanı daha takvalı bir hayata yöneltir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de ölümü çokça anmamızı tavsiye etmiştir.
- El-Muhyî ile Birlikte Gelen Tam Anlam: El-Mümît olan Allah, aynı zamanda El-Muhyî'dir (hayat veren) ve El-Bâis'tir (yeniden dirilten). Ölüm bir son değil, ebedi bir hayata geçiş kapısıdır. Bu, mümin için bir ümit ve teselli kaynağıdır. O'nun kudreti, hem hayatı hem de ölümü yaratmaya ve her ikisini de bir hikmetle yönetmeye yeterlidir.
El-Mümît olan Rabbimiz, bizlere ölümü bir ibret ve uyanış vesilesi olarak tefekkür etmeyi, bu fani dünyaya aldanmadan ahiret için en güzel hazırlığı yapmayı, nefsimizin kötü arzularını O'nun yardımıyla "öldürmeyi" ve ömrümüzü Kendi rızasına uygun bir şekilde tamamlayıp hüsn-i hâtime ile O'na kavuşmayı nasip eylesin.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.