Esmalar ve Dualar ile Özel Terkipler

Fetih Suresi Zaferin Müjdecisi İlahi Lütuf ve Bereket

  • 27 Mayıs 2025
  • 73

Kıymetli okuyucularım, Kur'an-ı Kerim'in her bir suresi bizler için birer hidayet rehberi, birer rahmet pınarı ve manevi birer şifa kaynağıdır. Bu sureler arasında öyleleri vardır ki, isimleriyle müsemma, okunduklarında kalplere ferahlık, hayata bereket ve zorluklar karşısında ilahi bir zafer müjdesi taşırlar. İşte bu mübarek surelerden biri de, adıyla sanıyla "Fetih" yani açılış, zafer ve başarıyı ifade eden Fetih Suresi'dir. Bu yazımızda, bu eşsiz surenin genel anlamını, İslam tarihindeki o müstesna yerini, okumanın sayısız faziletlerini ve en önemlisi bu sureyi okumaya başlamadan önce hangi güzel niyetlerle Rabbimize yönelebileceğimizi tefekkür edeceğiz. Ardından da surenin tam metnini, Türkçe okunuşunu ve o engin anlamını sizlerle paylaşacağız.

Fetih Suresi: Nüzûlü, Genel Anlamı ve İslam Tarihindeki O Müstesna Yeri

Fetih Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 48. suresidir ve Medine'de, Hicret'in 6. yılında, Müslümanların Umre yapmak niyetiyle Mekke'ye doğru yola çıkıp Hudeybiye'de Kureyşlilerle bir anlaşma yapmak zorunda kalmalarının ardından, bu anlaşmanın aslında büyük bir fetih ve zafere gebe olduğunu müjdelemek üzere nâzil olmuştur. Peygamber Efendimiz (S.A.V), bu surenin nüzûlü üzerine, "Bu gece bana öyle bir sure indirildi ki, o benim için üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimlidir." (Buhârî, "Tefsîr", 48/1) buyurarak onun paha biçilmez değerini ifade etmiştir.

Sure, genel olarak Hudeybiye Anlaşması'nın bir "apaçık fetih" olduğunu vurgular, müminlere Allah'ın yardımını, mağfiretini ve nimetlerini müjdeler, münafıkların ve kâfirlerin durumunu ele alır ve Allah yolunda cihadın (iman ve salih amellerle yapılan her türlü gayretin) önemine dikkat çeker. O, sadece tarihi bir olayı anlatmakla kalmaz, aynı zamanda müminlere her türlü zorluk karşısında sabır, Allah'a güven ve O'nun vaadine sarsılmaz bir imanla bağlanma dersi verir.

Fetih Suresi'ni Okumanın O Sayısız Faziletleri ve Tercih Edilme Nedenleri

Fetih Suresi'nin okunmasının pek çok maddi ve manevi fazileti olduğuna dair rivayetler ve maneviyat büyüklerinin tecrübeleri bulunmaktadır. Bu sure, özellikle şu niyetlerle ve beklentilerle sıkça okunur ve tercih edilir:

  • Maddi ve Manevi Fetihlere Nail Olmak: Her türlü kapalı kapının (rızık, iş, evlilik, ilim vb.) açılması, zorlukların kolaylaşması, engellerin ortadan kalkması ve hayırlı hedeflere ulaşmak için en güçlü vesilelerden biridir.
  • Zafer ve Başarı Elde Etmek: Sınavlarda, iş görüşmelerinde, mahkemelerde, haklı mücadelelerde ve her türlü meşru rekabette Allah'ın yardımını ve zaferini celbetmek niyetiyle okunur.
  • Rızık Genişliği ve Bereket: Rızkın artması, mal ve mülkte bereket, geçim sıkıntısından kurtulmak ve borçların edasında kolaylık için feyizli bir duadır.
  • Her Türlü Şerden, Düşmandan ve Tehlikeden Korunma: Zalimlerin şerrinden, düşmanların hilelerinden, hasetçilerin ve kem gözlerin zararından, cin ve şeytanların vesveselerinden ve her türlü görünür görünmez tehlikeden Allah'ın himayesine girmek için okunur.
  • Günahların Affı ve Manevi Arınma: Surede geçen mağfiret müjdeleri hürmetine, günahlardan arınmak ve Allah'ın engin rahmetine nail olmak umulur.
  • Kalbe Huzur, Cesaret ve Sekinet Vermesi: Okunduğunda kalbe bir ferahlık, sükûnet, cesaret ve sarsılmaz bir güven duygusu verir. Korku, endişe ve sıkıntıları gidermede etkilidir.
  • İman ve Takvanın Artması: Allah'a olan imanı ve teslimiyeti güçlendirir, O'nun kudretini ve yardımını daha yakından hissetmeye vesile olur, takva yolunda ilerlemeye yardımcı olur.
  • Peygamber Efendimiz'e (S.A.V) Olan Sevgi ve Bağlılığın Pekişmesi: Bu sure, doğrudan Peygamberimize hitap eden ve O'na büyük müjdeler veren ayetler içerdiği için, Efendimize olan sevgi ve bağlılığımızı artırır, O'nun yolundan gitme arzumuzu kuvvetlendirir.

Fetih Suresi'ni Okumaya Başlamadan Önce Yapılabilecek Örnek Niyetler

Kıymetli okuyucularım, her ibadette ve duada olduğu gibi, Fetih Suresi'ni okumaya başlarken de niyetimiz çok önemlidir. Niyetimiz ne kadar halis, ne kadar samimi ve ne kadar Allah rızasına yönelik olursa, duamızın ve okuyuşumuzun tesiri de o derece artar. Aşağıda, Fetih Suresi'ni okumadan önce farklı durumlar için yapabileceğiniz bazı kısa niyet örnekleri sunulmuştur. Sizler de bu örneklerden ilham alarak veya kendi kalbinizden geldiği gibi samimi niyetlerle Rabbimize yönelebilirsiniz:

Genel Bir Hacet ve Dilek İçin Niyet:
"Niyet ettim Allah rızası için, şu anda kalbimde olan (niyetinizi belirtin) hayırlı dileğimin kabulüne vesile olması, işlerimde kolaylık ve hayırlı açılımlar lütfetmesi için Fetih Suresi'ni okumaya. Yâ Rabbi, Sen her şeye kâdirsin, Sen duaları işitensin, Sen fethi müyesser kılansın. Bu mübarek sure hürmetine duamı kabul eyle."

Rızık Genişliği ve Bereket İçin Niyet:
"Yâ Rezzâk, Yâ Fettâh! Niyet ettim Senin rızan için, helal ve bereketli rızık kapılarının açılması, işlerimde ve kazancımda bolluk ve bereket olması, her türlü maddi sıkıntıdan ve borçtan kurtulmam için Fetih Suresi'ni okumaya. Bu suredeki fetih müjdelerinden bana da bir hisse nasip eyle."

Zafer, Başarı ve Düşman Şerrinden Korunma İçin Niyet:
"Yâ Azîz, Yâ Kaviyy, Yâ Nâsır! Niyet ettim Senin rızan için, haklı olduğum şu davamda (niyetinizi belirtin) bana şanlı bir zafer ve yardım lütfetmen, düşmanlarımın ve bana haksızlık edenlerin şerlerinden beni ve sevdiklerimi muhafaza etmen, onların hilelerini boşa çıkarman için Fetih Suresi'ni okumaya. 'Nasran azîzâ' vaadinle beni de şereflendir."

Kalbe Huzur, Sekinet ve Manevi Güç İçin Niyet:
"Yâ Selâm, Yâ Mü'min! Niyet ettim Senin rızan için, kalbime sekine ve huzur indirmen, imanımı kuvvetlendirmen, her türlü korku, endişe ve vesveseden beni emin kılman, manevi olarak bana güç ve direnç vermen için Fetih Suresi'ni okumaya. Kalbimi Senin nurunla ve fetih müjdelerinle genişlet."

Kapalı Kapıların Açılması ve Engellerin Kalkması İçin Niyet:
"Yâ Fettâh! Hayatımda önümde duran maddi ve manevi tüm kapalı kapıların (niyetinizi belirtin) bu mübarek Fetih Suresi hürmetine hayırla açılması, engellerin ve zorlukların ortadan kalkması niyetiyle Senin rızan için okuyorum. Bana bir çıkış yolu ve kolaylık lütfeyle."

Bu niyetlerden sonra Eûzü Besmele çekerek Fetih Suresi'ni okumaya başlayabilirsiniz.

Fetih Suresi'nin Tam Metni: Arapçası, Türkçe Okunuşu ve O Engin Anlamı

Aşağıda Fetih Suresi'nin ayet ayet Arapça metin temsilleri, Türkçe okunuşları ve mealleri sunulmuştur. Her bir ayeti okurken ve tefekkür ederken, Rabbimizin o sonsuz lütfunu, kudretini ve müjdelerini hissetmeye çalışalım.

Fetih Suresi (Medine, 29 Ayet)

1. Ayet
(Arapça Metni: إِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُبِينًا)
Türkçe Okunuşu: İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ.
Anlamı: Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih ihsan ettik.

2. Ayet
(Arapça Metni: لِيَغْفِرَ لَكَ اللّٰهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِكَ وَمَا تَاَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطًا مُسْتَق۪يمًا)
Türkçe Okunuşu: Li yağfira leka(A)llâhu mâ tekaddeme min żenbike vemâ teahhara ve yutimme ni’metehu ‘aleyke ve yehdiyeke sirâtan mustekîmâ(n)
Anlamı: Ki Allah, geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola iletsin.

3. Ayet
(Arapça Metni: وَيَنْصُرَكَ اللّٰهُ نَصْرًا عَز۪يزًا)
Türkçe Okunuşu: Ve yansuraka(A)llâhu nasran ‘azîzâ(n)
Anlamı: Ve Allah sana şanlı bir zaferle yardım edecektir.

4. Ayet
(Arapça Metni: هُوَ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ السَّك۪ينَةَ ف۪ي قُلُوبِ الْمُؤْمِن۪ينَ لِيَزْدَادُٓوا ا۪يمَانًا مَعَ ا۪يمَانِهِمْۜ وَلِلّٰهِ جُنُودُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَل۪يمًا حَك۪يمًاۙ)
Türkçe Okunuşu: Huve-lleżî enzele-ssekînete fî kulûbi-lmu/minîne liyezdâdû îmânen me’a îmânihim (k) veli(A)llâhi cunûdu-ssemâvâti vel-ard(i) (c) vekâna(A)llâhu ‘alîmen hakîmâ(n)
Anlamı: İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine sekine (huzur ve güven) indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, Alîm’dir (her şeyi hakkıyla bilendir), Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).

5. Ayet
(Arapça Metni: لِيُدْخِلَ الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَا وَيُكَفِّرَ عَنْهُمْ سَيِّـَٔاتِهِمْۜ وَكَانَ ذٰلِكَ عِنْدَ اللّٰهِ فَوْزًا عَظ۪يمًاۙ)
Türkçe Okunuşu: Liyudhile-lmu/minîne velmu/minâti cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâru hâlidîne fîhâ ve yukeffira ‘anhum seyyi-âtihim(c) vekâne żâlike ‘inda(A)llâhi fevzen ‘azîmâ(n)
Anlamı: (Bütün bunlar) mümin erkekleri ve mümin kadınları, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması ve onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluş ve başarıdır.

6. Ayet
(Arapça Metni: وَيُعَذِّبَ الْمُنَافِق۪ينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْمُشْرِك۪ينَ وَالْمُشْرِكَاتِ الظَّٓانّ۪ينَ بِاللّٰهِ ظَنَّ السَّوْءِۜ عَلَيْهِمْ دَٓائِرَةُ السَّوْءِۚ وَغَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ وَلَعَنَهُمْ وَاَعَدَّ لَهُمْ جَهَنَّمَۜ وَسَٓاءَتْ مَص۪يرًا)
Türkçe Okunuşu: Ve yu’ażżibe-lmunâfikîne velmunâfikâti velmuşrikîne velmuşrikâti-zzânnîne bi(A)llâhi zanne-ssev/(i)(c) ‘aleyhim dâ-iratu-ssev/(i)(s) veġadiba(A)llâhu ‘aleyhim ve le’anehum ve e’adde lehum cehennem(e)(s) vesâ-et masîrâ(n)
Anlamı: Ve Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük çemberi onların üzerinedir. Allah onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş ve onlar için cehennemi hazırlamıştır. O ne kötü bir varış yeridir!

7. Ayet
(Arapça Metni: وَلِلّٰهِ جُنُودُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَز۪يزًا حَك۪يمًاۙ)
Türkçe Okunuşu: Veli(A)llâhi cunûdu-ssemâvâti vel-ard(i)(c) vekâna(A)llâhu ‘azîzen hakîmâ(n)
Anlamı: Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, Azîz’dir (mutlak güç sahibidir), Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).

8. Ayet
(Arapça Metni: اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذ۪يرًاۙ)
Türkçe Okunuşu: İnnâ erselnâke şâhiden ve mubeşşiran ve neżîrâ(n)
Anlamı: Şüphesiz biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

9. Ayet
(Arapça Metni: لِتُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُۜ وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَص۪يلًا)
Türkçe Okunuşu: Litu/minû bi(A)llâhi ve rasûlihi ve tu’azzirûhu ve tuvakkirûh(u)(c) ve tusebbihûhu bukraten ve asîlâ(n)
Anlamı: Ki Allah’a ve Resûlüne iman edesiniz, O’na yardım edesiniz, O’na saygı gösteresiniz ve sabah akşam O’nu tesbih edesiniz.

10. Ayet
(Arapça Metni: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُبَايِعُونَكَ اِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللّٰهَۜ يَدُ اللّٰهِ فَوْقَ اَيْد۪يهِمْۚ فَمَنْ نَكَثَ فَاِنَّمَا يَنْكُثُ عَلٰى نَفْسِه۪ۚ وَمَنْ اَوْفٰى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللّٰهَ فَسَيُؤْت۪يهِ اَجْرًا عَظ۪يمًا۟)
Türkçe Okunuşu: İnne-lleżîne yubâyi’ûneke innemâ yubâyi’ûna(A)llâh(e)(c) yedu(A)llâhi fevka eydîhim(c) femen nekeśe fe-innemâ yenkuśu ‘alâ nefsih(i)(c) vemen evfâ bimâ ‘âhede ‘aleyhu(A)llâhe feseyu/tîhi ecran ‘azîmâ(n)
Anlamı: Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah’a biat etmiş olurlar. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’a verdiği sözü yerine getirirse, Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.

11. Ayet
(Arapça Metni: سَيَقُولُ لَكَ الْمُخَلَّفُونَ مِنَ الْاَعْرَابِ شَغَلَتْنَٓا اَمْوَالُنَا وَاَهْلُونَا فَاسْتَغْفِرْ لَنَاۚ يَقُولُونَ بِاَلْسِنَتِهِمْ مَا لَيْسَ ف۪ي قُلُوبِهِمْۜ قُلْ فَمَنْ يَمْلِكُ لَكُمْ مِنَ اللّٰهِ شَيْـًٔا اِنْ اَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا اَوْ اَرَادَ بِكُمْ نَفْعًاۜ بَلْ كَانَ اللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرًا)
Türkçe Okunuşu: Seyekûlu leke-lmuḣallefûne mine-l-a’râbi şeġaletnâ emvâlunâ ve ehlûnâ festaġfir lenâ(c) yekûlûne bi-elsinetihim mâ leyse fî kulûbihim(c) kul femen yemliku lekum mina(A)llâhi şey-en in erâde bikum darran ev erâde bikum nef’â(n)(c) bel kâna(A)llâhu bimâ ta’melûne ḣabîrâ(n)
Anlamı: Bedevîlerden (Hudeybiye seferine katılmayıp) geride kalanlar sana diyecekler ki: “Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu, bizim için Allah’tan bağışlanma dile.” Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: “Eğer Allah size bir zarar dilese veya bir fayda dilese, O’na karşı kimin size bir gücü yetebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”

12. Ayet
(Arapça Metni: بَلْ ظَنَنْتُمْ اَنْ لَنْ يَنْقَلِبَ الرَّسُولُ وَالْمُؤْمِنُونَ اِلٰٓى اَهْل۪يهِمْ اَبَدًا وَزُيِّنَ ذٰلِكَ ف۪ي قُلُوبِكُمْ وَظَنَنْتُمْ ظَنَّ السَّوْءِ وَكُنْتُمْ قَوْمًا بُورًا)
Türkçe Okunuşu: Bel zanentum en len yenkalibe-rrasûlu velmu/minûne ilâ ehlîhim ebeden ve zuyyine żâlike fî kulûbikum ve zanentum zanne-ssev-i ve kuntum kavmen bûrâ(n)
Anlamı: Hayır, siz Resûlün ve müminlerin bir daha asla ailelerine dönmeyeceklerini sandınız. Bu, kalplerinizde süslü gösterildi ve kötü bir zanda bulundunuz da helâkı hak etmiş bir topluluk oldunuz.

13. Ayet
(Arapça Metni: وَمَنْ لَمْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ فَاِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلْكَافِر۪ينَ سَع۪يرًا)
Türkçe Okunuşu: Vemen lem yu/min bi(A)llâhi ve rasûlihi fe-innâ a’tednâ lilkâfirîne sa’îrâ(n)
Anlamı: Kim Allah’a ve Resûlüne iman etmezse, şüphesiz biz kâfirler için alevli bir ateş hazırladık.

14. Ayet
(Arapça Metni: وَلِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَح۪يمًا)
Türkçe Okunuşu: Veli(A)llâhi mulku-ssemâvâti vel-ard(i)(c) yaġfiru limen yeşâu ve yu’ażżibu men yeşâ/(u)(c) vekâna(A)llâhu ġafûran rahîmâ(n)
Anlamı: Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah, Gafûr’dur (çok bağışlayandır), Rahîm’dir (çok merhametlidir).

15. Ayet
(Arapça Metni: سَيَقُولُ الْمُخَلَّفُونَ اِذَا انْطَلَقْتُمْ اِلٰى مَغَانِمَ لِتَأْخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعْكُمْۚ يُر۪يدُونَ اَنْ يُبَدِّلُوا كَلَامَ اللّٰهِۜ قُلْ لَنْ تَتَّبِعُونَا كَذٰلِكُمْ قَالَ اللّٰهُ مِنْ قَبْلُۚ فَسَيَقُولُونَ بَلْ تَحْسُدُونَنَاۜ بَلْ كَانُوا لَا يَفْقَهُونَ اِلَّا قَل۪يلًا)
Türkçe Okunuşu: Seyekûlu-lmuḣallefûne iżâ-ntalaktum ilâ meġânime lite/ḣużûhâ żerûnâ nettebi’kum(s) yurîdûne en yubeddilû kelâma(A)llâh(i)(c) kul len tettebi’ûnâ keżâlikum kâla(A)llâhu min kabl(u)(s) feseyekûlûne bel tahsudûnenâ(c) bel kânû lâ yefkahûne illâ kalîlâ(n)
Anlamı: (Seferden) geride kalanlar, siz ganimetleri almak için yola çıktığınızda diyecekler ki: “Bırakın biz de size uyalım.” Onlar Allah’ın kelamını değiştirmek isterler. De ki: “Siz asla bize uyamazsınız. Allah daha önce böyle buyurmuştur.” Onlar yine diyecekler ki: “Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz.” Hayır, onlar pek az anlarlar.

16. Ayet
(Arapça Metni: قُلْ لِلْمُخَلَّف۪ينَ مِنَ الْاَعْرَابِ سَتُدْعَوْنَ اِلٰى قَوْمٍ اُو۬ل۪ي بَأْسٍ شَد۪يدٍ تُقَاتِلُونَهُمْ اَوْ يُسْلِمُونَۚ فَاِنْ تُط۪يعُوا يُؤْتِكُمُ اللّٰهُ اَجْرًا حَسَنًاۚ وَاِنْ تَتَوَلَّوْا كَمَا تَوَلَّيْتُمْ مِنْ قَبْلُ يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا اَل۪يمًا)
Türkçe Okunuşu: Kul lilmuḣallefîne mine-l-a’râbi setud’avne ilâ kavmin ulî be/sin şedîdin tukâtilûnehum ev yuslimûn(e)(s) fe-in tutî’û yu/tikumu(A)llâhu ecran hasenâ(n)(s) ve-in tetevellev kemâ tevelleytum min kablu yu’ażżibkum ‘ażâben elîmâ(n)
Anlamı: Bedevîlerden geride kalanlara de ki: “Siz yakında çok güçlü bir kavme karşı savaşmaya çağrılacaksınız. Ya onlarla savaşırsınız ya da onlar Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama daha önce döndüğünüz gibi yine dönerseniz, sizi elem verici bir azapla cezalandırır.”

17. Ayet
(Arapça Metni: لَيْسَ عَلَى الْاَعْمٰى حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْاَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَر۪يضِ حَرَجٌۜ وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۚ وَمَنْ يَتَوَلَّ يُعَذِّبْهُ عَذَابًا اَل۪يمًا۟)
Türkçe Okunuşu: Leyse ‘alâ-l-a’mâ haracun velâ ‘alâ-l-a’raci haracun velâ ‘alâ-lmarîdi harac(un)(c) vemen yuti’i(A)llâhe ve rasûlehu yudḣilhu cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâr(u)(s) vemen yetevelle yu’ażżibhu ‘ażâben elîmâ(n)
Anlamı: Kör olana bir sorumluluk yoktur, topal olana bir sorumluluk yoktur, hasta olana da bir sorumluluk yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne itaat ederse, (Allah) onu altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de yüz çevirirse, onu elem verici bir azapla cezalandırır.

18. Ayet
(Arapça Metni: لَقَدْ رَضِيَ اللّٰهُ عَنِ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا ف۪ي قُلُوبِهِمْ فَاَنْزَلَ السَّك۪ينَةَ عَلَيْهِمْ وَاَثَابَهُمْ فَتْحًا قَر۪يبًاۙ)
Türkçe Okunuşu: Lekad radiya(A)llâhu ‘ani-lmu/minîne iż yubâyi’ûneke tahte-şşecerati fe’alime mâ fî kulûbihim fe-enzele-ssekînete ‘aleyhim ve eśâbehum fethan karîbâ(n)
Anlamı: Andolsun ki, o ağacın altında sana biat ettikleri zaman Allah müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, üzerlerine sekine (huzur ve güven) indirmiş ve onları yakın bir fetihle mükâfatlandırmıştır.

19. Ayet
(Arapça Metni: وَمَغَانِمَ كَث۪يرَةً يَأْخُذُونَهَاۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَز۪يزًا حَك۪يمًا)
Türkçe Okunuşu: Vemeġânime keśîraten ye/ḣużûnehâ(k) vekâna(A)llâhu ‘azîzen hakîmâ(n)
Anlamı: Ve elde edecekleri birçok ganimetlerle. Allah, Azîz’dir (mutlak güç sahibidir), Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).

20. Ayet
(Arapça Metni: وَعَدَكُمُ اللّٰهُ مَغَانِمَ كَث۪يرَةً تَأْخُذُونَهَا فَعَجَّلَ لَكُمْ هٰذِه۪ وَكَفَّ اَيْدِيَ النَّاسِ عَنْكُمْۚ وَلِتَكُونَ اٰيَةً لِلْمُؤْمِن۪ينَ وَيَهْدِيَكُمْ صِرَاطًا مُسْتَق۪يمًاۙ)
Türkçe Okunuşu: Ve’adekumu(A)llâhu meġânime keśîraten te/ḣużûnehâ fe’accele lekum hâżihi vekeffe eydiye-nnâsi ‘ankum(c) velitekûne âyeten lilmu/minîne ve yehdiyekum sirâtan mustekîmâ(n)
Anlamı: Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaat etti de, bunu (Hudeybiye'yi) size acele verdi ve insanların ellerini sizden çekti ki, müminler için bir ayet (delil) olsun ve sizi dosdoğru bir yola iletsin.

21. Ayet
(Arapça Metni: وَاُخْرٰى لَمْ تَقْدِرُوا عَلَيْهَا قَدْ اَحَاطَ اللّٰهُ بِهَاۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرًا)
Türkçe Okunuşu: Ve uḣrâ lem takdirû ‘aleyhâ kad ehâta(A)llâhu bihâ(c) vekâna(A)llâhu ‘alâ kulli şey-in kadîrâ(n)
Anlamı: Ve henüz güç yetiremediğiniz başka (fetihler ve ganimetler) de vardır ki, Allah onları kuşatmıştır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

22. Ayet
(Arapça Metni: وَلَوْ قَاتَلَكُمُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَوَلَّوُا الْاَدْبَارَ ثُمَّ لَا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا نَص۪يرًا)
Türkçe Okunuşu: Velev kâtelekumu-lleżîne keferû levellevû-l-edbâra śümme lâ yecidûne veliyyen velâ nasîrâ(n)
Anlamı: Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, mutlaka arkalarını dönüp kaçarlardı, sonra da ne bir velî (dost, koruyucu) ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.

23. Ayet
(Arapça Metni: سُنَّةَ اللّٰهِ الَّت۪ي قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلُۘ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللّٰهِ تَبْد۪يلًا)
Türkçe Okunuşu: Sunneta(A)llâhi-lletî kad ḣalet min kabl(u)(s) velen tecide lisunneti(A)llâhi tebdîlâ(n)
Anlamı: (Bu,) Allah’ın öteden beri süregelen sünnetidir (kanunudur). Allah’ın sünnetinde asla bir değişiklik bulamazsın.

24. Ayet
(Arapça Metni: وَهُوَ الَّذ۪ي كَفَّ اَيْدِيَهُمْ عَنْكُمْ وَاَيْدِيَكُمْ عَنْهُمْ بِبَطْنِ مَكَّةَ مِنْ بَعْدِ اَنْ اَظْفَرَكُمْ عَلَيْهِمْۜ وَكَانَ اللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرًا)
Türkçe Okunuşu: Vehuve-lleżî keffe eydiyehum ‘ankum ve eydiyekum ‘anhum bibatni mekkete min ba’di en azferakum ‘aleyhim(c) vekâna(A)llâhu bimâ ta’melûne basîrâ(n)
Anlamı: Sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke’nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çeken O’dur. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

25. Ayet
(Arapça Metni: هُمُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا اَنْ يَبْلُغَ مَحِلَّهُۜ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُؤْمِنُونَ وَنِسَٓاءٌ مُؤْمِنَاتٌ لَمْ تَعْلَمُوهُمْ اَنْ تَطَؤُ۫هُمْ فَتُص۪يبَكُمْ مِنْهُمْ مَعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍۚ لِيُدْخِلَ اللّٰهُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۚ لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا اَل۪يمًا)
Türkçe Okunuşu: Humu-lleżîne keferû ve saddûkum ‘ani-lmescidi-lharâmi velhedye ma’kûfen en yebluġa mahilleh(u)(c) velevlâ ricâlun mu/minûne ve nisâun mu/minâtun lem ta’lemûhum en tetaûhum fetusîbekum minhum me’arratun biġayri ‘ilm(in)(s) liyudḣila(A)llâhu fî rahmetihî men yeşâ/(u)(c) lev tezeyyelû le’ażżebnâ-lleżîne keferû minhum ‘ażâben elîmâ(n)
Anlamı: Onlar o kimselerdir ki inkâr ettiler, sizi Mescid-i Haram’dan ve kurbanlıkların yerlerine ulaşmasını engellediler. Eğer (Mekke’de) bilmediğiniz mümin erkekler ve mümin kadınlar olmasaydı, onları çiğneyip de bilmeden size bir vebal gelmeyecek olsaydı (Allah size Mekke’ye girme izni verirdi). Allah, dilediğini rahmetine sokması içindir (böyle yaptı). Eğer onlar (müminlerle kâfirler) birbirinden ayrılmış olsalardı, elbette onlardan inkâr edenleri elem verici bir azapla cezalandırırdık.

26. Ayet
(Arapça Metni: اِذْ جَعَلَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي قُلُوبِهِمُ الْحَمِيَّةَ حَمِيَّةَ الْجَاهِلِيَّةِ فَاَنْزَلَ اللّٰهُ سَك۪ينَتَهُ عَلٰى رَسُولِه۪ وَعَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ وَاَلْزَمَهُمْ كَلِمَةَ التَّقْوٰى وَكَانُٓوا اَحَقَّ بِهَا وَاَهْلَهَاۜ وَكَانَ اللّٰهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمًا۟)
Türkçe Okunuşu: İż ce’ale-lleżîne keferû fî kulûbihimu-lhamiyyete hamiyyete-lcâhiliyyeti fe-enzela(A)llâhu sekînetehu ‘alâ rasûlihi ve’alâ-lmu/minîne ve elzemehum kelimete-ttakvâ vekânû ehakka bihâ ve ehlehâ(c) vekâna(A)llâhu bikulli şey-in ‘alîmâ(n)
Anlamı: O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da Resûlünün ve müminlerin üzerine sekinesini (huzur ve güvenini) indirdi ve onları takva kelimesine (tevhide ve itaate) bağlı kıldı. Zaten onlar buna daha layık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

27. Ayet
(Arapça Metni: لَقَدْ صَدَقَ اللّٰهُ رَسُولَهُ الرُّءْيَا بِالْحَقِّۚ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ اٰمِن۪ينَۙ مُحَلِّق۪ينَ رُؤُ۫سَكُمْ وَمُقَصِّر۪ينَۙ لَا تَخَافُونَۜ فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا فَجَعَلَ مِنْ دُونِ ذٰلِكَ فَتْحًا قَر۪يبًا)
Türkçe Okunuşu: Lekad sadaka(A)llâhu rasûlehu-rru/yâ bilhakk(i)(s) letedḣulunne-lmescide-lharâme inşâa(A)llâhu âminîne muhallikîne ruûsekum ve mukassirîne lâ teḣâfûn(e)(s) fe’alime mâ lem ta’lemû fece’ale min dûni żâlike fethan karîbâ(n)
Anlamı: Andolsun ki Allah, Resûlünün rüyasını hak ile doğruladı. İnşallah, güven içinde, (bazılarınız) başlarınızı tıraş etmiş, (bazılarınız da) saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi de, bundan önce yakın bir fetih verdi.

28. Ayet
(Arapça Metni: هُوَ الَّذ۪ٓي اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدٰى وَد۪ينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدّ۪ينِ كُلِّه۪ۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ شَه۪يدًاۜ)
Türkçe Okunuşu: Huve-lleżî ersele rasûlehu bilhudâ vedîni-lhakki liyuzhirahu ‘alâ-ddîni kullih(i)(c) vekefâ bi(A)llâhi şehîdâ(n)
Anlamı: Bütün dinlere üstün kılması için Resûlünü hidayet ve hak din ile gönderen O’dur. Şahit olarak Allah yeter.

29. Ayet
(Arapça Metni: مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ اَشِدَّٓاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَٓاءُ بَيْنَهُمْ تَرٰيهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانًاۘ س۪يمَاهُمْ ف۪ي وُجُوهِهِمْ مِنْ اَثَرِ السُّجُودِۜ ذٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرٰيةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْاِنْج۪يلِ۠ كَزَرْعٍ اَخْرَجَ شَطْـَٔهُ فَاٰزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوٰى عَلٰى سُوقِه۪ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغ۪يظَ بِهِمُ الْكُفَّارَۜ وَعَدَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفِرَةً وَاَجْرًا عَظ۪يمًا۟)
Türkçe Okunuşu: Muhammedun rasûlu(A)llâh(i)(c) velleżîne me’ahu eşiddâu ‘alâ-lkuffâri ruhamâu beynehum(s) terâhum rukke’an succeden yebteġûne fadlen mina(A)llâhi ve ridvânâ(n)(s) sîmâhum fî vucûhihim min eśeri-ssucûd(i)(c) żâlike meśeluhum fi-ttevrâ(h)(s) vemeśeluhum fî-l-incîl(i)(s) kezer’in aḣrace şat-ehu feâzerahu festaġleza festevâ ‘alâ sûkihî yu’cibu-zzurrâ’a liyeġîza bihimu-lkuffâr(a)(k) ve’ada(A)llâhu-lleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti minhum maġfiraten ve ecran ‘azîmâ(n)
Anlamı: Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükû ederken, secde ederken, Allah’tan lütuf ve rıza ararken görürsün. Yüzlerindeki nişanları, secde izlerindendir. Bu, onların Tevrat’taki ve İncil’deki misalleridir: Filizini çıkaran, sonra onu kuvvetlendiren, sonra kalınlaşan, sonra da gövdesi üzerine dikilen bir ekin gibidir ki, ekincilerin hoşuna gider. (Allah bunu) onlarla kâfirleri öfkelendirmek için (yaptı). Allah, onlardan iman edip salih ameller işleyenlere bir mağfiret ve büyük bir mükâfat vaat etmiştir.

Fetih Suresi'ni Okumanın Genel Faziletleri ve Hayatımıza Sunduğu Bereketler

Fetih Suresi'nin tamamının okunmasının veya belirli ayetlerinin zikredilmesinin pek çok fazileti rivayet edilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Maddi ve Manevi Fetihler: Her türlü kapalı kapının açılması, işlerde başarı, zorlukların kolaylaşması ve hayırlı hedeflere ulaşmak için okunur.
  • Rızık ve Bereket: Rızkın artması, mal ve mülkte bereket, geçim sıkıntısından kurtulmak için bir vesiledir.
  • Düşmanlara ve Şerlere Karşı Korunma: Zalimlerin şerrinden, düşmanların hilelerinden, hasetçilerin ve kem gözlerin zararından korunmak için okunur.
  • Günahların Affı ve Manevi Arınma: Allah'ın mağfiretine ve rahmetine nail olmak, günahlardan arınmak için bir umuttur.
  • Kalbe Huzur ve Cesaret Vermesi: Korku, endişe ve sıkıntıları giderir, kalbe cesaret, metanet ve sarsılmaz bir güven verir.
  • İman ve Takvanın Artması: Allah'a olan imanı ve teslimiyeti güçlendirir, takva yolunda ilerlemeye yardımcı olur.

Tefekkür Ufukları: Fetih Suresiyle Hayatı Anlamlandırmak, Rabbimizin Sonsuz Lütfuna ve Yardımına Güvenmek, Her "Fetih"te O'nun İmzasını Görmek

Fetih Suresi üzerinde tefekkür etmek, hayatımıza derin bir anlam, Rabbimizin her işindeki hikmetine ve lütfuna karşı sarsılmaz bir güven ve O'nun vaadine tam bir teslimiyet kazandırır:

  • Her Zorluğun Ardında Bir Kolaylık ve Bir Fetih Vardır: Hudeybiye Anlaşması gibi görünüşte zor ve aleyhte gibi duran bir olayın bile, nasıl büyük bir fethe dönüştüğünü görmek, bizlere Allah'ın planlarının bizim sınırlı aklımızla kavrayamayacağımız hikmetler içerdiğini öğretir.
  • Gerçek Zafer ve Fetih Ancak Allah'tandır: Ne kadar güçlü olursak olalım, ne kadar çabalarsak çabalayalım, nihai zafer ve başarı ancak El-Fettâh olan Rabbimizin lütfuyladır. O'na sığınmalı ve O'ndan yardım dilemeliyiz.
  • İmanın ve Sabrın Mükâfatı: Müminlerin zorluklar karşısında gösterdiği sabır, iman ve Allah'a olan bağlılık, eninde sonunda ilahi yardımı ve fethi celbeder.
  • Allah'ın Nimetlerini Tamamlaması ve Hidayeti: Rabbimiz, Kendisine iman eden ve güvenen kullarına nimetlerini tamamlamayı ve onları daima dosdoğru yola (sırat-ı müstakime) iletmeyi vaat eder. Fetih Suresi bu vaadin bir müjdesidir.
  • Her An O'nunla Bir "Fetih" Üzere Olmak: "Fetih" sadece büyük tarihi olaylarla sınırlı değildir. Her gün nefsimize karşı kazandığımız bir zafer, öğrendiğimiz yeni bir ilim, yaptığımız bir hayır, kalbimize inen bir huzur da birer fetihtir. Hayatımızı bu şuurla yaşamak, her anı bir "fetih" anına dönüştürebilir.

Fetih Suresi, bizlere her durumda Rabbimize güvenmeyi, O'nun yardımından asla ümit kesmemeyi ve O'nun vaadinin mutlaka gerçekleşeceğine iman etmeyi öğreten, kalplere ferahlık ve hayata bereket getiren ilahi bir armağandır. O'nun manalarını tefekkür ederek, namazlarımızda ve günlük hayatımızda daha bilinçli bir şekilde okumaya gayret edelim. Rabbim, hayatımızdaki tüm kapalı kapıları bu mübarek surenin hürmetine hayırla açsın, bizlere maddi ve manevi fetihler nasip etsin.

Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.

Önceki Post

Celcelutiye 20 Beyit Sırları ve Derin Anlamı

Sonraki Post

Zilhicce Ayı İlk On Gün Kurban Hac ve Manevi Huzur

Aramak istediğiniz anahtar kelimeleri girerek arama yapabilirsiniz