Varlık âleminde kendisinden daha büyük, daha ulu, daha azametli hiçbir varlık bulunmayan, büyüklüğün ve yüceliğin yegâne ve hakiki sahibi: El-Mütekebbir (Celle Celâlühû). Bu heybetli Esma, Yüce Allah'ımızın her türlü eksiklikten münezzeh olan mutlak büyüklüğünü, eşsiz ululuğunu ve her şeye üstün gelen azametini ilan eder. O'nun bu sıfatı, yaratılmışlar için düşünülen kibir ve böbürlenmeden tamamen farklı ve sadece Zâtına mahsus bir yüceliktir. Gelin, El-Mütekebbir isminin gölgesinde, gerçek büyüklüğün ne olduğunu ve bu idrakin bizleri nasıl bir tevazuya yönlendirmesi gerektiğini tefekkür edelim.
El-Mütekebbir Ne Anlama Gelir? Büyüklüğün ve Ululuğun Tek Hak Sahibi
El-Mütekebbir: Bu Esma, "kibriyâ" yani büyüklük, ululuk, azamet sahibi anlamına gelir. Ancak bu büyüklük, insanlar için düşünüldüğünde olumsuz bir anlam taşıyan "kibir" (kendini büyük görme, böbürlenme) ile karıştırılmamalıdır.
- Gerçek Büyüklük Sahibi: Allah Teâlâ için El-Mütekebbir olmak, O'nun Zâtının ve sıfatlarının sonsuz derecede büyük, ulu ve her şeyin üzerinde olduğunu ifade eder. O, gerçekten büyük olduğu için bu sıfatla anılır ve bu O'nun hakkıdır.
- Her Türlü Noksanlıktan Yüce: O, yaratılmışların acizliklerinden, eksikliklerinden ve ihtiyaçlarından münezzehtir. Büyüklüğü, O'nun kusursuzluğunu da içerir.
- Zorbalara Boyun Eğdiren: Haksız yere büyüklük taslayanları, kibirlenen zorbaları ve müstekbirleri ezme, onlara hadlerini bildirme gücüne sahip olan.
İnsan için kibir bir kusur ve çirkin bir ahlak iken, Allah için "Mütekebbir" olmak, O'nun varlığının ve sıfatlarının doğal bir sonucudur, O'nun kemalini ve eşsizliğini gösterir.
Kur'an'da El-Mütekebbir: Azametin İlanı, Kibrin Reddi
"O, öyle Allah’tır ki, O’ndan başka ilâh yoktur. Melik’tir, Kuddûs’tür, Selâm’dır, Mü’min’dir, Müheymin’dir, Azîz’dir, Cebbâr’dır, Mütekebbir’dir (büyüklükte eşsiz olan). Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir." (Haşr Suresi, 59/23)
Bu ayet, El-Mütekebbir ismini, Allah'ın diğer ululuk ve kudret ifade eden isimleriyle birlikte anarak O'nun benzersiz büyüklüğünü teyit eder. Kur'an, Allah'ın bu sıfatını överken, insanın yersiz kibrini ve kendini büyük görmesini ise şiddetle kınar.
El-Mütekebbir Zikrinin Faziletleri: İlahi Azamete Sığınmak, Kibirliyi Dizginlemek
Rabbimizin bu azametli ismini zikretmek, O'nun sonsuz büyüklüğünü ikrar etmek ve O'nun gücüne sığınmaktır. Bu zikir, aynı zamanda nefsin kibir ve gurur gibi hastalıklarından arınmaya da bir vesile olabilir.
- Hayırlı Evlat Niyetiyle: Bazı rivayetlerde ve geleneksel kaynaklarda, bir kimsenin eşiyle münasebetten önce 10 defa "Yâ Mütekebbir" zikrini okumasının, Allah'ın izniyle hayırlı ve salih bir evlada vesile olabileceği belirtilmiştir. Her durumda, niyetin halis olması ve sonucun Allah'tan beklenmesi esastır.
- Zalimlere Karşı ve Saygınlık İçin: Günde 662 defa "El-Mütekebbir" ismini zikretmeye devam eden kimsenin, zalimlerin ve zorbaların şerrinden emin olacağı, onların kendisine boyun eğeceği (haksızlıklarından vazgeçeceği), insanlar arasında saygınlık ve itibar kazanacağı, işlerinde muvaffak olacağı umulur.
- Devlet Büyüklerinin Yanında İtibar İçin: Bir devlet büyüğünün veya yetkili bir kimsenin huzuruna çıkmadan önce bu ismi zikretmenin, o kişinin hürmetini ve iyi muamelesini celbedebileceği ifade edilir. Burada amaç, haklı bir muamele görmek ve hayırlı işlerin kolaylaşmasıdır.
Bir Uyarı: Bu tür zikirlerin amacı, asla başkalarına haksız bir üstünlük kurmak veya dünyevi bir gurur elde etmek olmamalıdır. Niyet, Allah'ın rızasını kazanmak, O'nun yardımına sığınmak ve nefsi terbiye etmek olmalıdır. Ehil bir âlimden veya manevi bir rehberden tavsiye almak her zaman daha feyizlidir.
El-Mütekebbir İsminin Ebced Değeri ve Ululuğun Sayısal İfadesi
El-Mütekebbir (المتكبر) isminin ebced sistemindeki sayısal değeri 662'dir. Bu sayı, bazı zikirlerin adedinin belirlenmesinde bir referans olarak kullanılmış ve El-Mütekebbir isminin ifade ettiği sonsuz büyüklük ve ululuğun sembolik bir yansıması olarak değerlendirilmiştir. Ancak Rabbimizin azameti, her türlü sayısal ifadenin ve insan aklının kavrayışının ötesindedir.
Hangi Niyetlerle 'Ya Mütekebbir' Denir? Haklı Üstünlük, Korunma ve Tevazu Arayışı
"Yâ Mütekebbir!" nidası, kulun Allah'ın mutlak büyüklüğünü ikrar ederek O'na sığınmasıdır. Bu çağrı ile şu gibi niyetler hedeflenebilir:
- Zalimlerin ve Zorbaların Şerrinden Korunmak İçin: Haksızlık yapan, zulmeden ve kibirlenen kişilerin şerrinden Allah'ın sonsuz gücüne ve adaletine sığınmak için.
- Haklı Davalarda Üstünlük ve Başarı İçin: Meşru ve haklı bir konuda muvaffakiyet elde etmek, engelleri aşmak ve ilahi yardıma nail olmak niyetiyle.
- İnsanlar Arasında Haklı Bir İtibar ve Saygınlık Kazanmak İçin: Kibir ve gurura kapılmadan, Allah'ın lütfuyla insanlar arasında onurlu ve saygın bir yer edinmek için.
- Nefsin Kibir Hastalığından Arınmak İçin: Kendi acziyetini ve Allah'ın sonsuz büyüklüğünü idrak ederek, nefsin en büyük hastalıklarından olan kibirden ve kendini beğenmişlikten kurtulmak amacıyla.
Tefekkür Ufukları: El-Mütekebbir Karşısında İnsanın Haddi ve Tevazunun Erdemi
El-Mütekebbir ismi üzerinde tefekkür etmek, insanın kendi konumunu ve Allah'ın azametini daha iyi anlamasını sağlar, bu da derin bir tevazuya yol açar:
- Kibriya Allah'a Mahsustur: Bir Hadis-i Kudsi'de Rabbimiz şöyle buyurur: "Büyüklük (kibriya) Benim ridamdır (örtümdür), azamet ise Benim izarımdır (elbisedir). Kim bu iki şeyde Benimle çekişmeye kalkarsa, onu cehenneme atarım." Bu, büyüklük taslamanın sadece Allah'a mahsus olduğunu ve insanın bu konuda O'nunla yarışmasının ne kadar büyük bir cürüm olduğunu gösterir.
- İnsanın Acziyeti, Allah'ın Azameti: İnsan ne kadar bilgi, güç veya zenginlik sahibi olursa olsun, Allah'ın sonsuz ilmi, kudreti ve zenginliği karşısında bir hiçtir. El-Mütekebbir ismi, bize bu acziyetimizi ve O'na olan mutlak ihtiyacımızı hatırlatır.
- Tevazu En Büyük Erdemdir: Mademki gerçek büyüklük sadece Allah'a aittir, o halde insana düşen en büyük erdem tevazudur. Tevazu, insanın kendi sınırlarını bilmesi ve Allah'ın büyüklüğü karşısında boyun eğmesidir.
- Kibir Şeytanın Sıfatıdır: Şeytanı Allah'ın rahmetinden uzaklaştıran temel vasfı kibir olmuştur. Bu nedenle mümin, kibirden ve onun her türlü tezahüründen şiddetle kaçınmalıdır.
El-Mütekebbir olan Rabbimiz, bizleri Kendi büyüklüğünü idrak eden, O'nun karşısında tevazu ile boyun eğen ve kibir hastalığından muhafaza olan kullarından eylesin.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.