Gökyüzünün o muazzam maviliğinden bir çiçeğin o narin yapraklarına, bir kar tanesinin o eşsiz kristallerinden insan bedeninin o karmaşık harikasına kadar baktığımız her yerde O'nun varlığının, birliğinin, kudretinin ve sanatının apaçık delillerini görürüz. O, yarattığı her eserle Kendini âdeta ilan eden, varlığı hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar aşikâr olan Yüce Rabbimizin o parlak ismi: Ez-Zâhir (Celle Celâlühû). Bu mübarek Esma, O'nun varlığının ve sıfatlarının delillerinin kâinatta ve her şeyde apaçık olduğunu, O'nun kudretinin ve hikmetinin her an her yerde tecelli ettiğini ve O'nu arayan kalpler için hakikatinin gün gibi ortada olduğunu ifade eder. Ez-Zâhir ismi, genellikle Zâtı akıllarla kavranılamayan, her şeyin iç yüzünü bilen El-Bâtın ismiyle birlikte tefekkür edilir; zira O, hem delilleriyle apaçıktır (Ez-Zâhir) hem de Zâtının hakikatiyle gizlidir (El-Bâtın). Gelin, Ez-Zâhir isminin o her şeyi aydınlatan, varlığını her zerreden ilan eden ilahi tecellileri altında, kâinat kitabını O'nun adıyla okumanın, her şeyde O'nun sanatını görmenin ve bu idrakle imanımızı nasıl derinleştirebileceğimizi tefekkür edelim.
Ez-Zâhir Ne Anlama Gelir? Varlığı Her Delilde Apaçık Olan, Hakikati Aşikar, Her Şeyin Üstünde ve Görünen
Ez-Zâhir: Arapça "zuhûr" (ظهور) kökünden gelir. "Zuhûr", 'ortaya çıkmak, görünmek, belirgin olmak, bir şeyin üstünde olmak, galip gelmek' gibi anlamlar taşır. Ez-Zâhir ismi ise bu sıfatları en kâmil, en mutlak ve en eşsiz manada Zâtında barındıran demektir:
- Varlığı Apaçık Olan, Delilleri Her Yerde Görünen: Kâinattaki her bir atomdan devasa galaksilere kadar her şeyin O'nun varlığına, birliğine, kudretine ve sanatına apaçık bir delil teşkil ettiği. O'nu görmek isteyen için her şey O'nu gösterir.
- Aşikâr Olan, Gizli Olmayan (Delilleriyle): Varlığının ve sıfatlarının etkileri o kadar belirgindir ki, O'nun varlığından şüphe etmek mümkün değildir.
- Her Şeyin Üstünde Olan, Galip Gelen: Kudretiyle ve hâkimiyetiyle her şeyin üstünde olan, her şeye galip gelen. O'nun iradesine karşı hiçbir şey direnemez.
- Tecellileriyle Görünen: Zâtı gözlerle görülmese de, sıfatlarının ve fiillerinin tecellileri (yansımaları) kâinatta ve yarattıklarında apaçık bir şekilde müşahede edilen.
Ez-Zâhir olan Allah, varlığını akıl sahiplerine ve basiret ehline sayısız delille gösterir. O'nun "zuhûru", yani görünürlüğü, Zâtının değil, eserlerinin, sıfatlarının ve kudretinin apaçık olmasıdır. Bu, O'nun El-Bâtın (gizli olan) ismiyle mükemmel bir denge içindedir.
Kur'an'da El-Evvel, El-Âhir, Ez-Zâhir, El-Bâtın: Varlığın Her Yönünü Kuşatan O Eşsiz ve Kapsayıcı İlahi Tanım
Bu dört mübarek isim, Kur'an-ı Kerim'de Hadîd Suresi'nin 3. ayetinde bir arada zikredilir: "O Evvel’dir (her şeyden öncedir), Âhir’dir (her şeyden sonradır), Zâhir’dir (varlığı apaçık delillerle bilinendir), Bâtın’dır (zâtı akıllarla kavranılamayan, her şeyin iç yüzünü bilendir). O, her şeyi hakkıyla bilendir (El-Alîm)."
Bu ayet, Allah Teâlâ'nın varlığının zaman ve mekânla sınırlı olmadığını, O'nun hem her şeyin başlangıcı (El-Evvel) hem de her şeyin sonu (El-Âhir) olduğunu; hem varlığının delillerinin kâinatta apaçık olduğunu (Ez-Zâhir) hem de Zâtının ve hakikatinin tam olarak kavranılamayacağını, her şeyin iç yüzünü ve gizliliklerini bildiğini (El-Bâtın) ifade eder. Bu dört isim, O'nun her şeyi kuşatan mutlak varlığını, ilmini ve zamanın ötesindeki aşkınlığını en mükemmel şekilde tanımlar. Ez-Zâhir, bu dörtlü içinde O'nun varlığının ve kudretinin delillerinin aşikârlığını vurgular.
Fussilet Suresi 53. ayette ise, "Biz onlara hem ufuklarda (kâinatta) hem de kendi nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki, onun (Kur’an’ın) gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması (Eş-Şehîd) yetmez mi?" buyrularak, Allah'ın varlığının ve birliğinin delillerinin hem dış dünyada hem de insanın kendi varlığında apaçık olduğu belirtilir. Bu da Ez-Zâhir isminin bir tecellisidir.
Zuhûrun O Göz Kamaştıran Katmanları: Ez-Zâhir'in Kâinattaki, İnsanın Fıtratındaki ve Vahiydeki Parlak ve Apaçık İzleri
Ez-Zâhir olan Rabbimizin varlığının ve sıfatlarının apaçık tecellileri, hayatın ve varlığın her boyutunda kendini gösterir:
- Kâinattaki Apaçık Deliller (Âfâkî Deliller): Güneşin doğuşu ve batışı, ayın ve yıldızların hareketi, mevsimlerin döngüsü, yağmurun yağması, bitkilerin yeşermesi, hayvanların çeşitliliği, dağların heybeti, denizlerin enginliği... Kâinattaki her bir nizam ve her bir sanat eseri, O'nun Ez-Zâhir olan varlığına ve kudretine apaçık birer delildir.
- İnsanın Kendi Varlığındaki Deliller (Enfüsî Deliller): İnsanın o mucizevi yaratılışı, bedenindeki organların mükemmel uyumu, aklı, iradesi, duyguları, vicdanı ve fıtratına yerleştirilmiş olan o Allah'ı arama ve O'na inanma eğilimi (fıtrat-ı selîme), O'nun varlığının en yakın şahitleridir.
- Vahiydeki Apaçık Hakikatler: Allah'ın peygamberleri aracılığıyla gönderdiği ilahi kitaplar, özellikle de Kur'an-ı Kerim, O'nun varlığını, birliğini, sıfatlarını ve emirlerini apaçık bir şekilde beyan eder. Kur'an, Ez-Zâhir olan Allah'ın en parlak tecellilerinden biridir.
- Tarihteki Apaçık İbretler: Geçmiş kavimlerin başından geçen olaylar, hakka uyanların kurtuluşu ve batıla sapanların helakı da O'nun adaletinin ve her şeye hâkimiyetinin apaçık delilleridir.
O'nun "zuhûru" öylesine güçlüdür ki, O'nu göremeyenler aslında kendi kalp gözleri kör olanlardır.
Ez-Zâhir Zikrinin Faziletleri: Kalp Gözünü (Basireti) Açmak, Hakikati Daha Net Görmek, Hayırlı Açılımlar Yaşamak ve İlahi Nura Kavuşmak
Rabbimizin bu varlığı apaçık olan ismini zikretmek, O'nun her şeydeki tecellilerini görme arzumuzu ifade etmek, O'ndan basiret, feraset, kalp gözü açıklığı ve hakikate ulaşma talep etmektir. Zikirde aslolan, O'nun varlığının her zerreden aşikâr olduğuna tam bir iman ve bu şuurla kâinata bakabilmektir.
- Kalp Nuru ve Manevi Aydınlanma İçin: Özellikle Cuma namazından sonra 15 defa (veya daha fazla) "Yâ Zâhir" zikrine devam eden kimsenin, Allah'ın izniyle kalbinin nurlanacağı, içindeki manevi karanlıkların ve vesveselerin dağılacağı, basiretinin artacağı umulur.
- Dileklerin Kabulü, İşlerde Başarı ve Hayırlı Açılımlar İçin: Günde 900 (veya ebced değeri olan 1106) defa "Ez-Zâhir" ismini zikretmeye devam eden kişinin, meşru ve hayırlı dileklerinin kabul edileceği, işlerinde ve hayatında hayırlı açılımlar ve başarılar elde edeceği rivayet edilir.
- Hakikatin Ortaya Çıkması ve Gizli Kalmış İşlerin Aydınlanması Niyetiyle: Anlaşılması zor veya gizli kalmış bir meselenin iç yüzünün aydınlanması, hakikatinin ortaya çıkması ve doğru bir anlayışa ulaşmak niyetiyle bu ismi şerif zikredilebilir. Niyet, hayırlı ve meşru bir gerçeğin açığa çıkması olmalıdır.
- Haksızlığa Karşı Hakkın Üstün Gelmesi İçin: Bir kimse, haklı olduğu bir davada veya bir haksızlık karşısında, hakkın ve hakikatin apaçık bir şekilde tecelli etmesi, batılın ve yanlışın mağlup olması niyetiyle Allah'ın Ez-Zâhir ismine sığınabilir.
- Güzel ve Nurlu Bir Görünüm İçin (Manevi Anlamda): Bu ismi zikretmenin, kişinin yüzüne ve hal ve hareketlerine manevi bir nur, bir güzellik ve bir heybet verebileceği de bazı kaynaklarda ifade edilir. Asıl güzellik, takva ve iman nurudur.
Bir Hatırlatma: Bu zikirlerle talep edilen her türlü lütuf ve açılım, Allah'ın takdirine ve hikmetine bağlıdır. Kulun üzerine düşen, samimiyetle dua etmek, kâinattaki ve kendi varlığındaki ilahi delilleri tefekkür etmek ve O'nun Ez-Zâhir olan hakikatine imanla teslim olmaktır.
Ez-Zâhir İsminin Ebced Değeri ve O Apaçık Gerçeğin Sayısal Yansıması ve İmzası
Ez-Zâhir (الظاهر) isminin ebced sistemindeki sayısal değeri 1106'dır. Bu sayı, bazı zikirlerin adedinin belirlenmesinde bir referans olarak kullanılmış ve Ez-Zâhir isminin ifade ettiği varlığının apaçıklığı, delillerinin her şeyi kuşatması ve hakikatinin aşikâr oluşunun sembolik bir yansıması olarak değerlendirilmiştir. Ancak Rabbimizin varlığının ve sıfatlarının apaçıklığı, sayıların ve harflerin ifade sınırlarının çok ötesindedir.
Kimler, Ne İçin 'Ya Zâhir' Der? Basiret, Anlayış, Hakikatin Keşfi, Gizlilerin (Hayırlı Olanların) Aydınlanması ve Apaçık Gerçeğe Ulaşma Arayışı
"Yâ Zâhir!" nidası, kulun her şeyde varlığının delilleri parlayan, hakikati apaçık olan Rabbine yönelerek, O'ndan basiret, anlayış, hakikati görme ve O'nun aşikâr olan varlığına daha derin bir imanla bağlanma talep etmesidir:
- Kâinattaki ve Nefsindeki İlahi Delilleri Görmek İsteyenler: Etrafındaki varlıklara ve kendi yaratılışına ibret nazarıyla bakarak, her şeyde Allah'ın kudretini, sanatını ve birliğini apaçık bir şekilde müşahede etmeyi arzulayanlar.
- Kalp Gözünün (Basiret) Açılmasını ve Hakikati Anlamak İsteyenler: Olayların sadece dış görünüşüne değil, ardındaki manalara, hikmetlere ve ilahi mesajlara vâkıf olmak, hak ile batılı ayırt etme ferasetine sahip olmak için.
- Gizli Kalmış Hayırlı Bir İşin veya Gerçeğin Ortaya Çıkmasını Dileyenler: Bir haksızlığın aydınlanması, bir iyiliğin bilinmesi veya anlaşılması zor bir meselenin çözüme kavuşması gibi hayırlı niyetlerle.
- Şüphelerden ve Vesveselerden Kurtulup Kesin İmana Ulaşmak İsteyenler: Kalbindeki iman nurunu güçlendirmek, Allah'ın varlığına ve birliğine dair her türlü şüpheyi bertaraf edip sarsılmaz bir yakîn (kesin bilgi) derecesine ulaşmak isteyenler.
- Her An Allah'ın Varlığını Hissederek Yaşamak İsteyenler: Sadece teorik bir bilgi olarak değil, hayatının her anında, her nefesinde Allah'ın varlığını, kudretini ve rahmetini apaçık bir şekilde hissederek O'nunla canlı bir bağ kurmak isteyenler.
Tefekkür Ufukları: Ez-Zâhir İsmiyle Kâinatı Bir Kitap Gibi Okumak, Her Şeyde O'nun O Eşsiz Sanatını ve Kudretini Görmek, El-Bâtın İsmiyle Dengeli Bir İman Anlayışına Sahip Olmak
Ez-Zâhir ismi üzerinde tefekkür etmek, hayatımıza derin bir iman, kâinata karşı hayranlık dolu bir bakış açısı, her şeyde Allah'ın delillerini görme basireti ve O'nun varlığına dair sarsılmaz bir şuur kazandırır:
- Kâinat, Allah'ın Varlığının Apaçık Bir Sergisidir: Ez-Zâhir olan Rabbimiz, Kendi varlığını ve birliğini kâinat kitabının her bir sayfasına, her bir satırına ve her bir harfine nakşetmiştir. Aklını ve kalbini kullanan herkes için bu deliller apaçıktır.
- Her Şey O'nu Gösterir, O'na İşaret Eder: Bir çiçeğin açışından bir yıldızın kayışına, bir bebeğin gülüşünden bir okyanusun derinliğine kadar her şey, dikkatle bakıldığında Ez-Zâhir olan Allah'ın kudretini, sanatını ve hikmetini haykırır.
- El-Bâtın İsmiyle Olan Mükemmel Denge: Allah, delilleriyle Ez-Zâhir (apaçık) olduğu gibi, Zâtının hakikatiyle de El-Bâtın'dır (gizlidir, akıllarla kavranılamaz). O, hem eserleriyle bilinir ve görünür, hem de Zâtı itibarıyla her türlü tasavvurun ve idrakin ötesindedir. Bu iki isim, O'nun varlığının hem aşikâr hem de aşkın olduğunu anlamamızı sağlar.
- İman, Delillerle Güçlenir: Kâinattaki ve kendi nefsimizdeki ilahi delilleri tefekkür etmek, imanımızı taklitten tahkike (araştırmaya dayalı kesin imana) yükseltir. Ez-Zâhir ismi, bizi bu tefekküre davet eder.
- Her An O'nunla Beraber Olma Şuuru: Mademki O'nun varlığının delilleri her yerdedir, o halde biz de her an O'nunla beraber olduğumuzun, O'nun bizi gördüğünün ve bildiğinin şuurunda olmalıyız. Bu, hayatımıza bir düzen ve bir anlam katar.
Ez-Zâhir olan Rabbimiz, bizlere Kendi varlığının ve birliğinin apaçık delillerini görme basireti versin. Kalp gözümüzü hakikate açsın. Kâinat kitabını O'nun adıyla okuyan, her şeyde O'nun sanatını ve kudretini müşahede eden ve bu sayede imanı sarsılmaz bir şekilde güçlenen bahtiyar kullarından eylesin. Her anımızı O'nun Zâhir olan tecellileriyle aydınlatsın.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.