Hayat, inişler ve çıkışlarla dolu bir imtihan meydanıdır. Bazen hastalıklar, bazen kayıplar, bazen de ulaşamadığımız hedeflerle sınanırız. İşte bu zorlu anlarda en çok ihtiyaç duyduğumuz erdem sabırdır. Peki ama nedir bu sabır ve tükenmez gibi görünen bu güce nasıl ulaşılır? Bu yazımızda, Esmâ-ül Hüsna'nın en çok ihtiyaç duyduğumuz isimlerinden biri olan Es Sabûr nedir sorusuna cevap arayacak ve O'nun bu isminin tefekkürüyle hayatımıza katabileceğimiz sabrın manevi gücü üzerine bir yolculuğa çıkacağız.
Pasif Bir Bekleyiş Değil, Aktif Bir Direnç
Sabır, toplumda genellikle pasif bir bekleyiş, çaresizce boyun eğme veya hiçbir şey yapmadan oturma olarak yanlış anlaşılır. Oysa İslam'daki sabır kavramı son derece aktif ve onurlu bir duruştur. Sabır; zorluk anında paniğe kapılmamak, isyan etmemek, şikayetle dağılmamak ve Allah'tan ümidi kesmeden, doğru olanı yapmaya sebatla devam etmektir.
Sabrın Üç Türü
İslam alimleri, sabrı hayatın üç temel alanına yayarak incelerler:
- İbadetlere Karşı Sabır: Nefse ağır gelse de namaz, oruç gibi ibadetleri devamlı ve vaktinde yapma konusunda gösterilen kararlılıktır.
- Günahlardan Kaçınmada Sabır: Haramların ve günahların cazibesi karşısında nefsine hakim olma ve Allah'ın sınırlarını koruma direncidir.
- Musibetlere Karşı Sabır: Hastalık, ölüm, maddi kayıp gibi başa gelen imtihanlar karşısında paniğe kapılmadan, isyan etmeden Allah'ın takdirine rıza gösterme metanetidir.
Allah'ın Sabredenlerle Beraberliği
Yüce Rabbimiz, sabrın en büyük mükafatının kendi beraberliği olduğunu Bakara Suresi'nde şöyle müjdeler: "Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara Suresi, 153. Ayet)"
Es-Sabûr İsminin Anlamı: Acele Etmeyen, Mühlet Veren
Es-Sabûr, "çok sabırlı olan" demektir. Allah, Es-Sabûr'dur çünkü isyan eden, günah işleyen kullarını cezalandırmada acele etmez. Onlara tövbe etmeleri ve kendilerini düzeltmeleri için zaman tanır, mühlet verir. O, her şeyin bir plan ve hikmet dahilinde, doğru zamanda gerçekleşmesine izin verendir. Bir tohumun yeşermesi, bir çocuğun büyümesi gibi evrendeki tüm süreçler, O'nun Es-Sabûr isminin tecellisidir.
Es-Sabûr İsmiyle Sabrı Hayatımıza Nasıl Davet Ederiz?
Kendi gücümüzle sabretmek zordur. Gerçek sabır, sabrın sahibinden, yani Es-Sabûr'dan istenendir. O'nun bu ismini tefekkür etmek, sabır gücümüzü artıran manevi bir bataryadır.
- Dua ile İstemek: Acizliğimizi kabul edip, "Ya Sabûr, bana sabır ver, kalbime dayanma gücü ver" diyerek doğrudan kaynağından istemek, sabrın ilk adımıdır.
- Sonucu Değil, Süreci Düşünmek: Dua ettiğimizde veya bir işe giriştiğimizde hemen sonuç beklemek sabırsızlıktır. Bizim görevimiz elimizden geleni en iyi şekilde yapmak, sonucu ise zamanı ve şeklini en iyi bilen Es-Sabûr'a havale etmektir.
- Küçük Anlarda Pratik Yapmak: Sabır kası, küçük ağırlıklarla gelişir. Trafikte beklerken, yavaş çalışan bir bilgisayar karşısında veya sıradaki birinin sizi oyaladığında gösterdiğiniz küçük sabırlar, büyük imtihanlar için bir hazırlıktır.
Sonuç olarak Es-Sabûr ismi bize öğretir ki, sabır bir zayıflık değil, Allah'a olan derin bir güvenin ve teslimiyetin en güçlü ifadesidir. O'nun bu ismini anmak, zorlukları ortadan kaldırmaz; ancak o zorlukların içinden metanetle, onurla ve imanla geçebilmemiz için bize gereken manevi gücü ve dayanıklılığı bahşeder.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.