İslam maneviyat tarihinde, taşıdığına inanılan derin sırlar, manevi güç ve faziletler nedeniyle özel bir ilgi gören bazı dua ve metinler bulunmaktadır. Bunların en meşhurlarından biri de Celcelûtiye Duası veya Kaside-i Celcelûtiyye olarak bilinen metindir. Hz. Ali'ye (r.a.) atfedilen bu kaside, Esmâ-ül Hüsnâ'yı, Allah'ın bazı özel isimlerini ve güçlü manevi tesirlere sahip olduğuna inanılan ifadeleri içerir.
Celcelûtiye Nedir? Kökeni ve Mahiyeti
Celcelûtiye, Arapça ve Süryanice (veya İbranice) kelimelerin iç içe geçtiği, belirli bir vezinle yazılmış uzun bir kasidedir (şiir formunda dua). Rivayetlere göre, Cebrail (a.s) tarafından Peygamber Efendimiz'e (s.a.v) Süryanice olarak indirilmiş, ardından Hz. Ali (r.a.) tarafından Arapça harflerle yazılarak şiir formuna getirilmiştir.
Bu kasidenin en belirgin özelliği, içinde Allah Teâlâ'nın en büyük ismi olduğuna inanılan İsm-i A'zam'ın ve pek çok gizli sırrın saklı olduğunun düşünülmesidir. Bu nedenle, özellikle Havass (harflerin, isimlerin, ayetlerin gizli özellikleri ve etkileriyle ilgilenen geleneksel bir alan) ve Tasavvuf çevrelerinde önemli bir yere sahip olmuştur. İmam Gazâlî (rh.a - bazı kaynaklarda ona atfedilir veya şerh ettiği söylenir), İmam Bûnî (rh.a - Şemsü'l-Maarif gibi eserlerinde yer verir) ve Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî (k.s - Mecmuatü'l-Ahzâb adlı dua kitabında nakleder) gibi önemli zatların eserlerinde yer alması, onun İslam geleneğindeki yerini pekiştirmiştir.
Çok Önemli Not (Köken ve Sahihlik): Celcelûtiye'nin faziletleri ve manevi etkileri nesillerdir tecrübe edilmekle birlikte, onun doğrudan Cebrail (a.s) tarafından indirildiği veya Hz. Ali (r.a.) tarafından bu şekilde tertip edildiğine dair, hadis ilmi kriterlerine göre sahih ve kesintisiz bir isnad zinciri bulunmamaktadır. Bu nedenle, hadis alimlerinin çoğunluğu tarafından doğrudan Peygamberimiz'den veya Hz. Ali'den gelen kesin bir metin olarak kabul edilmez. Daha çok manevi ilham, keşif veya Havass ilmi çerçevesinde değerlendirilen, faziletleri tecrübeye dayalı olarak kabul gören ezoterik (bâtıni) bir metin olarak görülür. Bu ayrımı bilmek, metne doğru bir şekilde yaklaşmak açısından hayati önem taşır.
Celcelûtiye'nin Rivayet Edilen Faziletleri ve Sırları
Celcelûtiye Duası'na geleneksel olarak pek çok fazilet ve sır atfedilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır (Unutulmamalıdır ki bunlar rivayetlere ve tecrübelere dayanır, etkileri Allah'ın iznine bağlıdır):
- İçinde İsm-i A'zam'ın saklı olduğuna inanılır ve bu isimle yapılan duaların kabul olacağı umulur.
- Her türlü hacetin (ihtiyacın) karşılanması için güçlü bir vesile olduğu kabul edilir.
- Maddi ve manevi rızık kapılarının açılmasına yardımcı olduğu söylenir.
- Her türlü şerden, kötülükten, nazardan, sihirden (büyüden), cin ve şeytanların şerrinden korunmak için okunur.
- Hastalıklara şifa vesilesi olduğuna inanılır.
- Düşmanlara karşı galibiyet, zalimlerin şerrinden emin olmak için okunur.
- Sevgi, muhabbet ve ülfet (ısınma) için okunabileceği belirtilir.
- Manevi sırların açılması, ilham ve keşif kapılarının aralanması için bir anahtar olduğu düşünülür.
- Her bir beyitinin (mısra çifti) farklı bir özelliğe ve faydaya sahip olduğu, belirli niyetler için belirli beyitlerin okunabileceği ifade edilir.
Celcelûtiye Ne İçin Okunur?
Yukarıdaki faziletlere binaen Celcelûtiye Duası, çok çeşitli niyetlerle okunmaktadır:
- Genel korunma ve manevi zırh niyetiyle.
- Zorluklardan kurtulmak ve işlerin kolaylaşması için.
- Maddi ve manevi bereket ve rızık istemek için.
- Şifa talep etmek için.
- Düşmanların ve hasetçilerin şerrinden korunmak için.
- Kalp gözünün açılması, manevi ilerleme kaydetmek için.
- Önemli bir işe başlarken veya bir dileğin kabulü için.
Celcelûtiye Duası Tam Metni
Celcelûtiye Duası (Tam Metin)
Arapça Metin
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
1. بَدَأْتُ بِبِسْمِ اللهِ رُوحِي بِهِ اهْتَدَتْ إِلَى كَشْفِ أَسْرَارٍ بِبَاطِنِهِ انْطَوَتْ [cite: 1]
2. وَصَلَّيْتُ بِالثَّانِي عَلَى خَيْرِ خَلْقِهِ مُحَمَّدٍ مَنْ زَاحَ الضَّلاَلَةَ وَالْغَلَتْ [cite: 1]
3. إِلٰهِي لَقَدْ أَقْسَمْتُ بِاسْمِكَ دَاعِيًا بِآجٍ وَمَاهُوجٍ جَلَتْ فَتَجَلْجَلَتْ [cite: 4]
4. سَأَلْتُكَ بِالاسْمِ الْمُعَظَّمِ قَدْرُهُ وَيَسِّرْ أُمُورِي يَا إِلٰهِي بِصَلْمَهَتْ [cite: 5]
5. وَيَا حَيُّ يَا قَيُّومُ أَدْعُوكَ رَاجِيًا بِآجٍ أَيُوجٍ جَلْجَلُوتٍ هَلْهَلَتْ [cite: 6]
6. بِصَمْصَامٍ طَمْطَامٍ وَ يَا خَيْرَ بَازِخٍ بِمِهْرَاشٍ مِهْرَاشٍ بِهِ النَّارُ أُخْمِدَتْ [cite: 7]
7. بِآجٍ اَهُوجٍ يَا اِلٰهى مُهَوِّجٍ وَيَا جَلْجَلُوتٍ بِالْاِجَابَةِ هَلْهَلَتْ [cite: 8]
8. لِتُحْيِىَ حَيَاةَ الْقَلْبِ مِنْ دَنَسٍ بِه بِقَيُّومٍ قَامَ السِّرُّ فِيهِ وَاَشْرَقَتْ [cite: 9]
9. عَلَىَّ ضِيَاءٌ مِنْ بَوَارِقِ نُورِه فَلاَحَ عَلٰى وَجْهِى سَنَاءٌ وَاَبْرَقَتْ [cite: 11]
10. وَصُبَّ عَلٰى قَلْبى شَاٰبِيبُ رَحْمَةٍ بِحِكْمَةِ مَوْلاَنَا الْكَرِيمِ فَانْطَقَتْ [cite: 12]
11. اَحَاطَتْ بِىَ الْاَنْوَارُ مِنْ كُلِّ جَانِبٍ وَهَيْبَةُ مَوْلاَنَا الْعَظِيمِ بِنَا عَلَتْ [cite: 13]
12. فَسُبْحَانَكَ اَللّٰهُمَّ يَا خَيْرَ بَارِئٍ وَيَا خَيْرَ خَلاَّقٍ وَاَكْرَمَ مَنْ بَعَتْ [cite: 15]
13. فَبَلِّغْنِى قَصْدِى وَكُلَّ مَاٰرِبى بِحَقِّ حُرُوفٍ بِالْهِجَاءِ تَجَمَّعَتْ [cite: 16]
14. بِسِرِّ حُرُوفٍ اُودِعَتْ فِى عَزِيمَتِى بِنُورِ سَنَاءِ اْلاِسْمِ وَالرُّوحِ قَدْ عَلَتْ [cite: 17]
15. اَفِضْ لى مِنَ الْاَنْوَارِ فَيْضَةَ مُشْرِقٍ عَلَىَّ وَاَحْيِى مَيْتَ قَلْبِى بِطَيْطَغَتْ [cite: 18]
16. اَلاَ وَاَلْبِسَنِّى هَيْبَةً وَجَلاَلَةً وَكُفَّ يَدَ الْاَعْدَاءِ عَنِّى بِغَلْمَهَتْ [cite: 20]
17. اَلاَ وَاحْجُبَنِّى مِنْ عَدُوٍّ وَحَاسِدٍ بِحَقِّ شَمَاخٍ اَشْمَخٍ سَلَّمَتْ سَمَتْ [cite: 21]
18. بِنُورِ جَلاَلٍ بَازِخٍ وَشَرَنْطَخٍ بِقُدُّوسٍ بَرْكُوتٍ بِهِ الظُّلْمَةُ انْجَلَتْ [cite: 22]
19. اَلاَ وَاقْضِ يَا رَبَّاهُ بِالنُّورِ حَاجَتِى بِنُورِ اَشْمَخٍ جَلْيًا سَرِيعًا قَدِ انْقَضَتْ [cite: 24]
20. بِيَاهٍ بِيَاهٍ وَيَايُوهٍ نَمُوهٍ اَصَالِيَا وَيَاعَالِيًا يَسِّرْ اُمُورِى بِصَيْصَلَتْ [cite: 25]
21. وَامْنَحْنِى يَاذَا الْجَلاَلِ كَرَامَةً بِاَسْرَارِ عِلْمٍ يَاحَلِيمُ بِكَ انْجَلَتْ [cite: 27]
22. وَخَلِّصْنِى مِنْ كُلِّ هَوْلٍ وَشِدَّةٍ اَيَا جَابِرَ الْقَلْبِ الْكَسِيرِ مِنَ الْخَبَتْ [cite: 28]
23. وَاَحْرِسْنِى يَا ذَا الْجَلاَلِ بِكَافِ كُنْ بِنَصِّ حَكِيمٍ قَاطِعِ السِّرِّ اَسْبَلَتْ [cite: 29]
24. وَسَلِّمْ بِبَحْرٍ وَاَعْطِنِى خَيْرَ بَرِّهَا فَاَنْتَ مَلاَذِى وَالْكُرُوبُ بِكَ انْجَلَتْ [cite: 31]
25. وَصُبَّ عَلَىَّ الرِّزْقَ صَبَّةَ رَحْمَةٍ فَاَنْتَ رَجَاءُ الْعَالَمِينَ وَلَوْ طَغَتْ [cite: 32]
26. وَاَصْمِمْ وَاَبْكِمْ ثُمَّ اَعْمِ عَدُوَّنَا وَاَخْرِسْهُمُ يَا ذَا الْجَلاَلِ بِحَوْسَمَتْ [cite: 34]
27. وَفِى حَوْسَمٍ مَعْ دَوْسَمٍ وَبَرَاسَمٍ تَحَصَّنْتُ بِاْلاِسْمِ الْعَظِيمِ مِنَ الْغَلَتْ [cite: 36]
28. وَاَعْطِفْ قُلُوبَ الْعَالَمِينَ بِاَسْرِهَا عَلَىَّ وَاَلْبِسَنِّى الْقَبُولَ بِشَلْمَهَتْ [cite: 38]
29. وَيَسِّرْ أُمُورَنَا يَا إِلٰهِي وَأَعْطِنَا مِنَ الْعِزِّ وَالْعُلْيَا بِشَمْخٍ وَأَشْمَخَتْ [cite: 39]
30. وَأَسْبِلْ عَلَيْنَا السِّتْرَ وَاشْفِ قُلُوبَنَا فَأَنْتَ شِفَاءٌ لِلْقُلُوبِ مِنَ الْغَثَتْ [cite: 41]
31. وَبَارِكْ لَنَا اَللّٰهُمَّ فِى جَمْعِ كَسْبِنَا وَحُلَّ عُقُودَ الْعُسْرِ بِيَايُوهٍ اِرْتَخَتْ [cite: 42]
32. بِيَاهٍ وَيَايُوهٍ وَيَا خَيْرَ بَازِخٍ وَيَا مَنْ لَنَا الْأَرْزَاقُ مِنْ جُودِهِ نَمَتْ [cite: 43]
33. نَرُدُّ بِكَ الْأَعْدَاءَ مِنْ كُلِّ وِجْهَةٍ وَبِالْاِسْمِ تَرْمِيهِمْ مِنَ الْبُعْدِ بِالشَّتَتْ [cite: 45]
34. وَأَخْذِلْهُمْ يَا ذَا الْجَلاَلِ بِفَضْلِ مَنْ اِلَيْهِ سَعَتْ ضَبُّ الْفَلاَةِ وَقَدْ شَكَتْ [cite: 46]
35. فَاَنْتَ رَجَائِى يَا اِلٰهِي وَسَيِّدِى فَفُلَّ لَمِيمَ الْجَيْشِ اِنْ رَامَ بِى عَبَتْ [cite: 48]
36. وَكُفَّ جَمِيعَ الْمُضِرِّينَ كَيْدَهُمْ وَعَنِّى بِاَقْسَامِكَ حَتْمًا وَمَا حَوَتْ [cite: 49]
37. فَيَا خَيْرَ مَسْؤُلٍ وَاَكْرَمَ مَنْ اَعْطَى وَيَا خَيْرَ مَأْمُولٍ اِلٰى اُمَّةٍ خَلَتْ [cite: 50]
38. أَقِدْ كَوْكَبِى بِالْاِسْمِ نُورًا وَبَهْجَةً مَدَى الدَّهْرِ وَالْأَيَّامِ يَانُورُ جَلْجَلَتْ [cite: 51]
39. بِآجٍ اَهُوجٍ جَلْمَهُوجٍ جَلاَلَةٍ جَلِيلٍ جَلْجَلُوتٍ جَمَاهٍ تَمَهْرَجَتْ [cite: 52]
40. بِتَعْدَادِ اَبْرُومٍ وَسِمْرَازِ اَبْرَمٍ وَبَهْرَةِ تِبْرِيزٍ وَاُمٍّ تَبَرَّكَتْ [cite: 53]
41. تُكَادُ سِرَاجُ النُّورِ سِرًّا بَيَانَةً تُكَادُ سِرَاجُ السُّرْجِ سِرًّا تَنَوَّرَتْ [cite: 54]
42. بِنُورِ جَلاَلٍ بَازِخٍ وَشَرَنْطَخٍ بِقُدُّوسٍ بَرْكُوتٍ بِهِ النَّارُ أُخْمِدَتْ [cite: 56]
43. بِيَاهٍ وَيَايُوهٍ نَمُوهٍ اَصَالِيَا بِطَمْطَامٍ مِهْرَاشٍ لِنَارِ الْعِدَا سَمَتْ [cite: 57]
44. بِهَالٍ اَه۪يلٍ شَلْعٍ شَلْعُوبٍ شَالِعٍ طَهٍى طَهُوبٍ طَيْطَهُوبٍ طَيَطَّهَتْ [cite: 58]
45. اَنُوخٍ بِيَمْلُوخٍ وَاَبْرُوخٍ اُقْسِمَتْ بِتَمْلِيخِ اٰيَاتٍ شَمُوخٍ تَشَمَّخَتْ [cite: 59]
46. اَبَازِيخَ بَيْزُوخٍ وَزَيْمُوخٍ بَعْدَهَا حَمَارُوخِ يَشْرُوخٍ بِشَرْخٍ تَشَمَّخَتْ [cite: 60]
47. بِبَلْخٍ وَسِمْيَانٍ وَبَازُوخٍ بَعْدَهَا بِزَيْمُوخٍ اَشْمُوخٍ بِهِ الْكَوْنُ عُمِّرَتْ [cite: 61]
48. بِشَلْمَخَتٍ اِقْبَلْ دُعَائِى وَكُنْ مَعِى وَكُنْ لِى مِنَ الْاَعْدَاءِ حَسْبِى فَقَدْ بَغَتْ [cite: 63]
49. فَيَا شَمْخَسَا يَا شَمْخَسَا اَنْتَ شَمْلَخَا وَيَا عَيْطَلَا هَطْلُ الرِّيَاحِ تَخَلْخَلَتْ [cite: 64]
50. بِكَ الْحَوْلُ وَالصَّوْلُ الشَّدِيدُ لِمَنْ اَتَى لِبَابِ جَنَابِكَ وَالْتَجَا ظُلْمَتُ انْجَلَتْ [cite: 66]
51. بِطٰهٰ وَيٰسٓ وَطٰسٓ كُنْ لَنَا بِطٰسٓمٓ لِلسَّعَادَةِ اَقْبَلَتْ [cite: 67]
52. وَكٓهٰيٰعٓصٓ كِفَايَتُنَا مِنْ كُلِّ عَيْنٍ بِنَا حَوَتْ [cite: 68]
53. بِحٰمٓعٓسٓقٓ حِمَايَتُنَا مِنْهَا الْجِبَالُ تَزَلْزَلَتْ [cite: 69]
54. بِقٓ وَنٓ وَالْقَلَمِ ثُمَّ حٰمٓ بَعْدَهَا وَفِى سُورَةِ الدُّخَانِ سِرًّا قَدْ اُحْكِمَتْ [cite: 71]
55. بِالٓمٓ وَالنِّسَاءِ وَعُقُودِهَا وَفِى سُورَةِ الْاَنْعَامِ وَالنُّورِ نُوِّرَتْ [cite: 72]
56. وَاَلِفٍ وَلاَمٍ ثُمَّ رَاءٍ بِسِرِّهَا عَلَوْتُ بِنُورِ الْاِسْمِ مِنْ كُلِّ مَا جَنَتْ [cite: 72]
57. وَاَلِفٍ وَلاَمٍ ثُمَّ مِيمٍ وَرَائِهَا اِلٰى مَجْمَعِ الْاَرْوَاحِ وَالرُّوحِ قَدْ عَلَتْ [cite: 73]
58. بِسِرِّ حَوَامِيمِ الْكِتَابِ جَمِيعِهَا عَلَيْكَ بِفَضْلِ النُّورِ يَا نُورُ اُقْسِمَتْ [cite: 74]
59. بِعَمَّ عَبَسَ وَالنَّازِعَاتِ وَطَارِقٍ وَفِى وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِ وَزُلْزِلَتْ [cite: 75]
60. بِحَقِّ تَبَارَكَ ثُمَّ نُونٍ وَسَائِلٍ وَفِى سُورَةِ التَّهْمِيِزِ وَالشَّمْسِ كُوِّرَتْ [cite: 75]
61. وَبِالذَّارِيَاتِ الذَّرِّ وَالنَّجْمِ اِذْ هَوٰى وَبِاقْتَرَبَتْ لِىَ الْاُمُورُ تَقَرَّبَتْ [cite: 76]
62. وَفِى سُوَرِ الْقُرْاٰنِ حِزْبًا وَاٰيَةً عَدَدَ مَا قَرَأَ الْقَارِى وَمَا قَدْ تَنَزَّلَتْ [cite: 77]
63. فَأَسْأَلُكَ يَا مَوْلاَىَ فِى فَضْلِكَ الَّذِى عَلَى كُلِّ مَا اَنْزَلْتَ كُتُبًا تَفَضَّلَتْ [cite: 78]
64. بِاٰهِيًّا شَرَاهِيًّا اَذُونَايَ صَبْوَةً اَصْبَاوُتٍ اٰلِ شَدَّايَ اَقْسَمْتُ بِطَيْطَغَتْ [cite: 79]
65. بِسِرِّ بُدُوحٍ اَجْهَزَطٍ بَطَدٍ زَهَجٍ بِوَاحِ الْوَحَا بِالْفَتْحِ وَالنَّصْرِ اَسْرَعَتْ [cite: 80]
66. بِنُورِ فَجَشٍ مَعَ ثَظْخَزٍ يَا سَيِّدِى وَبِالْاٰيَةِ الْكُبْرَى اَمِنِّى مِنَ الْفَجَتْ [cite: 81]
67. بِحَقِّ فَقَجٍ مَعْ مَخْمَةٍ يَا اِلٰهَنَا بِأَسْمَائِكَ الْحُسْنٰى اَجِرْنِى مِنَ الشَّتَتْ [cite: 82]
68. حُرُوفٌ لِبَهْرَامٍ عَلَتْ وَتَشَامَخَتْ وَاسْمُ عَصَا مُوسى بِهِ الظُّلْمَةُ انْجَلَتْ [cite: 83]
69. تَوَسَّلْتُ يَا رَبِّ اِلَيْكَ بِسِرِّهَا تَوَسُّلَ ذِى ذُلٍّ بِهِ النَّاسُ اهْتَدَتْ [cite: 85]
70. حُرُوفٌ بِمَعْنَاهَا لَهَا الْفَضْلُ شُرِّفَتْ مَدَى الدَّهْرِ وَالْأَيَّامِ يَا رَبِّ انْحَنَتْ [cite: 86]
71. دَعَوْتُكَ يَا اَللهُ حَقًّا وَاِنَّنِى تَوَسَّلْتُ بِالْاٰيَاتِ جَمْعًا بِمَا حَوَتْ [cite: 87]
72. فَتِلْكَ حُرُوفُ النُّورِ فَاجْمَعْ خَوَاصَّهَا وَحَقِّقْ مَعَانِيهَا بِهَا الْخَيْرُ تُــمِّمَتْ [cite: 88]
73. وَاَحْضِرْنِى عَوْنًا خَادِمًا مُسَخَّرًا طُهَيْمَ فَيَائِيلُ بِهِ الْكُرْبَةُ انْجَلَتْ [cite: 90]
74. فَسَخِّرْ لِى فِيهَا خَدِيمًا يُطِيعُنِى بِفَضْلِ حُرُوفِ اُمِّ الْكِتَابِ وَمَا تَلَتْ [cite: 91]
75. وَاَسْئَلُكَ يَا مَوْلاَىَ فىِ اِسْمِكَ الَّذِى بِهِ اِذَا دُعِىَ جَمْعُ الْاُمُورِ تَيَسَّرَتْ [cite: 92]
76. اِلٰهِى فَارْحَمْ ضَعْفِى وَاغْفِرْ لِى زَلَّتِى بِمَا قَدْ دَعَتْكَ الْاَنْبِيَاءُ وَتَوَسَّلَتْ [cite: 93]
77. اَيَا خَالِقِى يَا سَيِّدِى اِقْضِ حَاجَتِى اِلَيْكَ اُمُورِى يَا اِلٰهِى تَسَلَّمَتْ [cite: 95]
78. تَوَسَّلْتُ يَا رَبِّ اِلَيْكَ بِاَحْمَدَ وَاَسْمَائِكَ الْحُسْنَى الَّتِى هِىَ جُمِّعَتْ [cite: 97]
79. فَجُدْ وَاعْفُ وَاصْفَحْ يَا اِلٰهِى بِتَوْبَةٍ عَلَى عَبْدِكَ الْمِسْكِينِ مِنْ نَظْرَةٍ عَبَتْ [cite: 98]
80. وَوَفِّقْنِى لِلْخَيْرِ وَالصِّدْقِ وَالتُّقَا وَاَسْكِنَنِّى الْفِرْدَوْسَ مَعَ فِرْقَةٍ عَلَتْ [cite: 99]
81. وَكُنْ بِى رَؤُفًا فِى حَيَاتِى وَبَعْدَ مَا اَمُوتُ وَاَلْقَى ظُلْمَةَ الْقَبْرِ انْجَلَتْ [cite: 100]
82. وَفِى الْحَشْرِ بَيِّضْ يَا اِلٰهِى صَحِيفَتِى وَثَقِّلْ مَوَازِينِى بِلُطْفِكَ اِنْ خَفَّتْ [cite: 101]
83. وَجَوِّزْنِى حَدَّ الصِّرَاطِ مُهَرْوِلاً وَاَحْمِنِى مِنْ حَرِّ نَارٍ وَمَا حَوَتْ [cite: 102]
84. وَسَامِحْنِى مِنْ كُلِّ ذَنْبٍ جَنَيْتُهُ وَاغْفِرْ خَطِيئَاتِى الْعِظَامَ وَاِنْ عَلَتْ [cite: 104]
85. فَهَذَا خَوَاتِمُهُنَّ مَنْ قَدْ خَصَصْتُهَا بِسِرٍّ مِنَ الْاَسْرَارِ فِى اللَّوْحِ اُنْزِلَتْ [cite: 105]
86. ثَلاَثُ عِصِيٍّ صُفِّفَتْ بَعْدَ خَاتَمٍ عَلٰى رَأْسِهَا مِثْلُ السِّهَامِ تَقَوَّمَتْ [cite: 105]
87. وَمِيمٌ طَمِيسٌ اَبْتَرُ ثُمَّ سُلَّمُ وَفِى وَسَطِهَا بِالْجَرَّتَيْنِ تَشَرْبَكَتْ [cite: 106]
88. وَاَرْبَعَةٌ تُحْكِى الْاَنَامِلَ بَعْدَهَا تُشِيرُ اِلَى الْخَيْرَاتِ وَالرِّزْقِ جُمِّعَتْ [cite: 106]
89. وَهَاءٌ شَقِيقٌ ثُمَّ وَاوٌ مُقَوَّسٌ كَاُنْبُوبِ حَجَّامٍ مِنَ السِّرِّ قَدْ حَوَتْ [cite: 107]
90. وَاَوَاخِرُهَا مِثْلُ الْاَوَائِلِ خَاتَمٌ خُمَاسِىُّ اَرْكَانٍ بِهِ السِّرُّ قَدْ حَوَتْ [cite: 107]
91. فَعَدِّلْهُ مِنْ بَعْدِ عَشْرٍ ثَلاَثَةً وَلاَ تَكُ فِى اِحْصَائِهَا مُتَوَهِّمَتْ [cite: 108]
92. ثَلاَثٌ مِنَ التَّوْرَاةِ لاَ شَكَّ اَرْبَعُ وَاَرْبَعٌ مِنْ اِنْجِيلِ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَتْ [cite: 109]
93. وَخَمْسٌ مِنَ الْقُرْاٰنِ هُنَّ تَمَامُهَا اِلٰى كُلِّ مَخْلُوقٍ فَصِيحٍ وَاَبْكَمَتْ [cite: 110]
94. فَهٰذَا اِسْمُ اللهِ جَلَّ جَلاَلُهُ وَاَسْمَاؤُهُ عِنْدَ الْبَرِيَّةِ قَدْ سَمَتْ [cite: 110]
95. فَهٰذَا اِسْمُ اللهِ يَا قَارِئُ انْتَبِهْ وَلاَ تَرْتَدِدْ تُبْلٰى لِرُوحِكَ بِالْخَبَتْ [cite: 111]
96. فَهٰذَا اِسْمُ اللهِ يَا جَاهِلُ اعْتَقِدْ وَاِيَّاكَ تَشْكُكْ تَتْلُفُ الرُّوحَ وَالْجَسَتْ [cite: 111]
97. فَخُذْ هٰذِهِ الْاَسْمَاءَ حَقًّا وَاَخْفِهَا فَفِيهَا مِنَ الْاَسْرَارِ مَا لاَ بِهِ لَوَتْ [cite: 112]
98. بِهَا الْعَهْدُ وَالْمِيثَاقُ وَالْوَعْدُ وَاللِّقَا وَبِالْمِسْكِ وَالْكَافُورِ حَقًّا قَدِ اخْتَمَتْ [cite: 112]
99. وَلاَ تُعْطِ ذَا الْاَسْمَاءِ يَوْمًا لِجَاهِلٍ وَلَوْ كَانَ مَعْ اُنْثٰى لَكَانَتْ بِهِ سَمَتْ [cite: 113]
100. فَاِنْ كَانَ حَامِلُهَا مِنَ الْخَوْفِ هَارِبًا فَاَقْبِلْ وَلاَ تَخْشَ الْمُلُوكَ بِمَا حَوَتْ [cite: 113]
101. فَاِنْ كَانَ مَصْرُوعًا مِنَ الْجِنِّ وَاقِعًا فَحَامِيمَ حَرْفُ الْعَيْنِ يَا صَاحِ قُطِّعَتْ [cite: 114]
102. فَتَرْسِمُ مِنْ فَوْقِ الْجَبِينِ حُرُوفَهَا فَهَا هِىَ اِسْمُ اللهِ جَمِيعًا تَفَضَّلَتْ [cite: 115]
103. وَاِنْ كَانَ اِنْسَانًا يَخَافُ عَدُوَّهُ وَلاَ تَخْشَ مِنْ بَأْسِ الْمُلُوكِ وَلَوْ طَغَتْ [cite: 116]
104. فَاِنْ كَانَ هٰذَا الْاِسْمُ فِى مَالِ تَاجِرٍ فَاَمْوَالُهُ بِالْخَيْرِ وَالْجُودِ قَدْ نَمَتْ [cite: 117]
105. وَاِنْ كُنْتَ حَامِلَهَا مِنَ الْخَوْفِ آمِنًا فَأَقْبِلْ وَلاَ تَخْشَ فَتَأْمَنْ مِنَ الْخَبَتْ [cite: 118]
106. فَيَا حَامِلَ الْاِسْمِ الَّذِى جَلَّ قَدْرُهُ تَوَقّٰ بِهِ كُلَّ الْاُمُورِ تَسَلَّمَتْ [cite: 118]
107. فَقَاتِلْ وَلاَ تَخْشَ وَحَارِبْ وَلاَ تَخَفْ وَدُسْ كُلَّ اَرْضٍ بِالْوُحُوشِ تَعَمَّرَتْ [cite: 119]
108. فَلاَ حَيَّةٌ تَخْشٰى وَلاَ عَقْرَبٌ تَرٰى وَلاَ اَسَدٌ يَأْتِى اِلَيْكَ بِهَمْهَمَتْ [cite: 121]
109. وَلاَ تَخْشَ مِنْ سَيْفٍ وَلاَ طَعْنِ خَنْجَرٍ وَلاَ تَخْشَ مِنْ رُمْحٍ وَلاَ شَرٍّ اَسْهَمَتْ [cite: 123]
110. جَزَا مَنْ قَرَاَ هٰذَا شَفَاعَةُ اَحْمَدَ وَيُحْشَرُ فِى الْجَنَّاتِ مَعَ حُورٍ صُفِّفَتْ [cite: 124]
111. وَاعْلَمْ بِاَنَّ الْمُصْطَفَى خَيْرُ مُرْسَلٍ وَاَفْضَلُ خَلْقِ اللهِ مَنْ قَدْ تَفَرَّقَتْ [cite: 126]
112. وَصَدِّرْ بِهِ مِنْ جَاهِهِ كُلَّ حَاجَةٍ وَسَلْهُ لِكَىْ تَنْجُوَ مِنَ الْجَوْرِ وَالطَّغَتْ [cite: 127]
113. وَصَلِّ اِلٰهِى كُلَّ يَوْمٍ وَسَاعَةٍ عَلَى الْمُصْطَفَى الْمُخْتَارِ مَا نَسَمَةٌ سَمَتْ [cite: 128]
114. وَصَلِّ عَلَى الْمُخْتَارِ وَالْاٰلِ كُلِّهِمْ كَعَدِّ نَبَاتِ الْاَرْضِ وَالرِّيحِ مَا سَرَتْ [cite: 129]
115. وَصَلِّ صَلاَةً تَمْلَأُ الْاَرْضَ وَالسَّمَاءَ كَوَبْلِ غَمَامٍ مَعْ رُعُودٍ تَجَلْجَلَتْ [cite: 130]
116. فَيَكْفِيكَ اَنَّ اللهَ صَلّٰى بِنَفْسِهِ وَاَمْلاَكَهُ صَلَّتْ عَلَيْهِ وَسَلَّمَتْ [cite: 131]
117. وَسَلِّمْ عَلَيْهِ دَائِمًا مُتَوَسِّلاً مَدَى الدَّهْرِ وَالْاَيَّامِ مَا شَمْسٌ اَشْرَقَتْ [cite: 133]
118. وَسَلِّمْ عَلَى الْاَطْهَارِ مِنْ اٰلِ هَاشِمٍ عَدَدَ مَا حَجَّ الْحَجِيجُ وَسَلَّمَتْ [cite: 134]
119. وَارْضَ يَا اِلٰهِي عَنْ اَبِى بَكْرٍ مَعْ عُمَرَ وَارْضَ عَلٰى عُثْمَانَ مَعَ حَيْدَرِ الثَّبَتْ [cite: 135]
120. كَذَا الْاٰلُ وَالْاَصْحَابُ جَمْعًا جَمِيعُهُمْ مَعَ الْاَوْلِيَاءِ وَالصَّالِحِينَ وَمَا حَوَتْ [cite: 137]
121. مَقَالُ عَلِيٍّ وَابْنِ عَمِّ مُحَمَّدٍ وَسِرُّ عُلُومٍ لِلْخَلاَئِقِ جُمِّعَتْ [cite: 138]
Türkçe Okunuşu
1. Bede’tü bi bismillahi rûhî bihihtedet [cite: 140]
İlâ keşfi esrârin bi bâtınihintavet [cite: 140]
2. Ve salleytü bissânî alâ hayri halkıhî [cite: 140]
Muhammedin men zâhad dalâlete velğalet [cite: 140]
3. İlâhi lekad aksemtü bismike dâıyen [cite: 140]
Bi âcin mâhûcin celcelûtin celcelet [cite: 140]
4. Seeltüke bi ismil muazzami kadruhû [cite: 140]
Ve yessir ümûri yâ ilâhî bi salmehet [cite: 140]
5. Ve yâ hayyü yâ kayyûmü edûke râciyen [cite: 140]
Bi âcin eyûcin celcelûtin helhelet [cite: 140]
6. Bi samsâmin tamtâmin ve yâ hayra bâzihın [cite: 140]
Bi mıhrâşin mihrâşin bihin nâru uhmidet [cite: 140]
7. Bi âcin ehûcin yâ ilâhî mühevvicin [cite: 140]
Ve yâ celcelûtin bil icâbeti helhelet [cite: 140]
8. Li tuhyî hayâtel kalbi min denesin bihî [cite: 140]
Bi kayyûmin kâmes sirru fîhi ve eşrakat [cite: 141]
9. Aleyye dıyâün min bevârikı nûrihî [cite: 141]
Felâha alâ vechî senâün ve ebrakat [cite: 141]
10. Ve subbe alâ kalbî şeâbîbû rahmetin [cite: 141]
Bi hıkmeti mevlânel kerîi fe entakat [cite: 141]
11. Ehâtat biyel envâru min külli cânibin [cite: 141]
Ve heybetü mevlânel azıymi binâ alet [cite: 141]
12. Fe sübhânekellâhümme yâ hayra bâriin [cite: 142]
Ve yâ hayra hallâkın ve ekrame men beat [cite: 142]
13. Fe bellığnî kasdî ve külle meâribi [cite: 142]
Bi hakkı hurûfin bil hicâi tecemmeat [cite: 142]
14. Bi sirri hurûfin ûdiat fî azıymetî [cite: 142]
Bi nûri senâil ismi ver rûhi kad alet [cite: 142]
15. Efıd lî minel envâri feydate müşrıkın [cite: 142]
Aleyye ve ahyî meyte kalbî bi taytafet [cite: 142]
16. Elâ ve elbisennî heybeten ve celâleten [cite: 142]
Ve küffe yedel a’dâi annî bi ğalmehet [cite: 142]
17. Elâ ve ahcübennî min adüvvin ve hâsidin [cite: 142]
Bi hakkı şemâhın eşmehın sellemet semet [cite: 142]
18. Bi nûri celâlin bâzihın ve şerantahın [cite: 142]
Bi kuddûsin berkûtin bihiz zulmetüncelet [cite: 142]
19. Elâ vakdı yâ rabbâhü bin nûri hâcetî [cite: 143]
Bi nûri eşmehın celyâ serîan kadinkadat [cite: 143]
20. Biyâhin ve yâyûhin nemûhin esâliyen [cite: 143]
Ve yâ âliyen yessir ümûrî bi saysalet [cite: 143]
21. Ve emnahnî yâ zel celâli kerâmeten [cite: 143]
Bi esrâri ılmin yâ haliymü bikencelet [cite: 143]
22. Ve hallısnî min külli hevlin ve şiddetin [cite: 143]
Eyâ câbiral kalbil kesiyri minel habet [cite: 143]
23. Ve ahrisnî yâ zelcelâli bi kâfi kün [cite: 143]
Bi nassı hakıymin kâtııs sırri esbelet [cite: 143]
24. Ve sellim bi bahrin ve a’tınî hayra berrihâ [cite: 144]
Fe ente melâzi vel kürûbi bikencelet [cite: 144]
25. Ve subbe aleyyer rizka sabbete rahmetin [cite: 144]
Fe ente racâül âlemiyne velev tağat [cite: 144]
26. Ve asmim ve ebkim sümme a’mi adüvvena [cite: 144]
Ve ahrıshüm yâ zelcelâli bi havsemet [cite: 144]
27. Ve fi havsemin mea devsemin ve berâsemin [cite: 144]
Tehassantü bil ismil azıymi minelğalet [cite: 144]
28. Ve a’tıf kulûbel âlemiyne bi esrihâ [cite: 144]
Aleyye ve elbisennî kabûlen bi şelmehet [cite: 144]
29. Ve yessir ümûrana yâ ilâhî ve a’tınâ [cite: 144]
Minel ızzi vel ulyâ bi şemhın ve eşhamet [cite: 144]
30. Ve esbil aleynes setra veşfi kulûbenâ [cite: 144]
Fe ente şifâün lil kulûbi minel ğaset [cite: 144]
31. Ve bâriklenallâhümme fi cem’ı kesbinâ [cite: 145]
Ve hulle ukûdel usri biyâyûhin irtehat [cite: 145]
32. Biyâhin ve yâyûhin ve yâ hayra bâzihın [cite: 145]
Ve yâ men lenel erzâku min cûdihî nemet [cite: 145]
33. Neruddü bikel a’dâe min külli vichetin [cite: 145]
Ve bil ismi termîhim minel bu’di bişşetet [cite: 145]
34. Ve ahzilhüm yâ zelcelâli bi fadli men [cite: 145]
İleyhi seat dabbül felâti ve kad şeket [cite: 145]
35. Fe ente racâi yâ ilahî ve seyyidî [cite: 145]
Fe fülle lemîmel ceyşi in râme bî abet [cite: 145]
36. Ve küffe cemiyâl mudırrîne keydehüm [cite: 146]
Ve annî bi aksâmike hatmen ve mâ havet [cite: 146]
37. Fe yâ hayra mes’ûlin ve ekrame men a’ta [cite: 146]
Ve yâ hayra me’mûlin ilâ ümmetin halet [cite: 146]
38. Ekıd kevkebî bil ismi nûran ve behceten [cite: 146]
Meded dehri vel eyyâmi yâ nûru celcelet [cite: 146]
39. Biâcin âhûcin celmehûcin celâletin [cite: 146]
Celîlin celcelûtin cemâhin temehracet [cite: 146]
40. Bi ta’dâdi ebrûmin ve simrâzi ebramin [cite: 146]
Ve behrati tibrîzin ve ümmin teberreket [cite: 146]
41. Tükâdü sirâcün nûri sirran beyâneten [cite: 146]
Tükâdü sirâcüs sürci sirran tenevverat [cite: 146]
42. Bi nûri celâlin bâzihın ve şerantahın [cite: 146]
Bi kuddûsi berkûtin bihin nâru uhmidet [cite: 146]
43. Biyâhin ve yâyûhin nümûhin esâliyen [cite: 146]
Bi tamtâmin mihrâşin li nâril ıdâ semet [cite: 147]
44. Bi hâlin ehîlin şel’ın şel’ûbin şâliın [cite: 147]
Tahiyyin tahûbin taytahûbin tayyattahet [cite: 147]
45. Enûhın bi yemlûhın ve ebrûhın uksimet [cite: 147]
Bi temliyhı âyâtin şemûhın teşemmehat [cite: 147]
46. Ebâzîha beyzûhın ve zeymûhın ba’dehâ [cite: 147]
Hamârûhı yeşrûhın bi şerhın teşemmehat [cite: 147]
47. Bi belhın ve simyânin ve bâzûhın ba’dehâ [cite: 147]
Bi zeymûhın eşmûhın bihil kevnü ummirat [cite: 147]
48. Bi şelmehatin akbil düâi ve kün meıy [cite: 148]
Ve kün lî minel a’dâi hasbî fe kad beğat [cite: 148]
49. Fe yâ şemhasâ yâ şemhasâ ente şemlehâ [cite: 148]
Ve yâ aytalâ hatlür riyâhı tehalhalet [cite: 148]
50. Bikel havlü ves savlüs şedîdü li men etâ [cite: 148]
Libâbi cenâbike veltecâ zulmetüncelet [cite: 148]
51. Bi tâha ve yâsîn ve tâsîn kün lenâ [cite: 148]
Bi tâsim mîmin lis seâdetıkbelet [cite: 148]
52. Ve kâfin ve hâyâin ve aynin ve sâdihâ [cite: 148]
Kifâyetünâ min külli aynin binâ havet [cite: 148]
53. Bi hâmîme aynin sümme sînin ve kâfihâ [cite: 148]
Hımâyetünâ minhel cibâlü tezelzelet [cite: 148]
54. Bi kâfin ve nûnin sümme hâmîmin ba’dehâ [cite: 148]
Ve fî sûretid dühâni sirran kad uhkimet [cite: 149]
55. Bi elifin ve lâmin ven nisâ ve ukûdihâ [cite: 149]
Ve fî sûretil en’âmi ven nûri nüvvirat [cite: 149]
56. Ve elifin ve lâmin sümme râin bi sirrihâ [cite: 149]
Alevtü bi nûril ismi min külli mâ cenet [cite: 149]
57. Ve elifin ve lâmin sümme mîmin ve râihâ [cite: 149]
İlâ mecmeıl ervâhı ver rûhı kad alet [cite: 149]
58. Bi sirri havâmîmil kitâbi cemîıhâ [cite: 149]
Aleyke bi fadlin nûri yâ nûru uksimet [cite: 149]
59. Bi amme abese ven nâziâti ve târikın [cite: 149]
Ve fî vessemâi zâtil bürûci ve zülzilet [cite: 149]
60. Bi hakkı tebâreke sümme nûnin ve sâilin [cite: 150]
Ve fî sûretit tehmîzi veş şemsi küvvirat [cite: 150]
61. Ve bizzâriyâtiz zerri ven necmi iz hevâ [cite: 150]
Ve bıkterabet liyel ümûru tekarrabet [cite: 150]
62. Ve fî süveril kur’âni hızben ve âyeten [cite: 150]
Adede mâ karael kârî ve mâ kad tenezzelet [cite: 150]
63. Fe es’elüke yâ mevlâye fî fadlikellezî [cite: 150]
Alâ külli mâ enzelte kütben tefaddalet [cite: 150]
64. Bi âhiyyen şerâhiyyen ezûnâyi sabvetin [cite: 150]
Asbâvüsin âli şeddâye aksemtü bi taytağat [cite: 150]
65. Bi sirri büdûhın echezetın betadin zehecin [cite: 150]
Bivâhıl vehâ bil fethı ven nasri esreat [cite: 150]
66. Bi nûri feceşin mea sazhazin yâ seyyidî [cite: 150]
Ve bil âyetil kübrâ eminnî minel fecet [cite: 150]
67. Bi hakkı fekacin mea mahmetin yâ ilâhena [cite: 151]
Bi esmâikel husnâ ecirnî mineş şetet [cite: 151]
68. Hurûfün li behrâmin alet ve teşâmehat [cite: 151]
Ve ismü asâ mûsâ bihiz zulmetün celet [cite: 151]
69. Tevesseltü yâ rabbi ileyke bi sirrihâ [cite: 151]
Tevessüle zî züllin bihin nasühtedet [cite: 151]
70. Hurûfün bi ma’nâhâ lehel fadlü şürrifet [cite: 151]
Meded dehri vel eyyâmi yâ rabbinhanet [cite: 151]
71. Deavtüke yâ allâhü hakkan ve innenî [cite: 151]
Tevesseltü bil âyâti cem’an bi mâ havet [cite: 151]
72. Fe tilke hurûfün nûri fecma’ havâssahâ [cite: 152]
Ve hakkık meânîhâ bihil hayru tümmimet [cite: 152]
73. Vahdurnî avnen hadîmen müsehharan [cite: 152]
Tuheymefyâîlü bihil kürbetüncelet [cite: 152]
74. Fe sehhır lî fîhâ hadîmen yütıy’uni [cite: 152]
Bi fadli hurufi ümmil kitâbi ve mâ telet [cite: 152]
75. Ve es’elüke yâ mevlâye fismikellezî [cite: 152]
Bihî izâ düıye cem’ul ümûri teyesserat [cite: 152]
76. İlâhi ferham da’fi vağfirlî zelleti [cite: 152]
Bi mâ kad deatkel enbiyâü ve tevesselet [cite: 152]
77. Eyâ hâlikıy yâ seyyidî ıkdı hâcetî [cite: 152]
İleyke ümûrî yâ ilâhî tesellemet [cite: 152]
78. Tevesseltü yâ rabbî ileyke bi ahmedâ [cite: 152]
Ve esmâikel husnelletî hiye cümmiat [cite: 152]
79. Fe cüd va’fü vasfah yâ ilâhî bi tevbetin [cite: 152]
Alâ abdikel miskîni min nazratin abet [cite: 153]
80. Ve veffıknî lil hayri ves sıdkı vettükâ [cite: 153]
Ve eskinennil firdevse mea firkatin alet [cite: 153]
81. Ve kün bî raûfen fî hayâti ve ba’de mâ [cite: 153]
Emûtü ve elkâ zulmetel kabrin celet [cite: 153]
82. Ve fil haşri beyyıd yâ ilâhî sahîfetî [cite: 153]
Ve sekkıl mevâzînî bi lutfike in haffet [cite: 153]
83. Ve cevviznî haddes sırâtı mûhervilen [cite: 153]
Vahminî min harri nârin ve mâ havet [cite: 153]
84. Ve sâmıhnî min külli zenbin ceneytühû [cite: 154]
Vağfir hatıy’atiyel ızâme ve in alet [cite: 154]
85. Fe hâzâ havâtimühünne men kad hassastühâ [cite: 154]
Bi sirrin minel esrâri fil levhı ünzilet [cite: 154]
86. Selâsü ısıyyin suffifet ba’de hâtemin [cite: 154]
Alâ ra’sihâ mislüs sihâmi tekavemmet [cite: 154]
87. Ve mîmün tamîsün ebteru sümme süllemü [cite: 154]
Ve fi vasatihâ bil cerrateyni teşerbeket [cite: 154]
88. Ve erbeatün tühkil enâmile ba’dehâ [cite: 154]
Tüşîru ilel hayrâti ver rızka cümmiat [cite: 154]
89. Ve hêün şekıykun sümme vâvün mükavvesün [cite: 154]
Ke ünbûbi haccâmin mines sirri kad havet [cite: 154]
90. Ve evâhıruhâ mislül evâili hâtemün [cite: 154]
Humâsiyyü erkânin bihis sirru kad havet [cite: 154]
91. Fe addilhü min ba’di aşrin selâseten [cite: 154]
Ve lâ tekü fî ıhsâihâ mütevehhimet [cite: 155]
92. Selâsün minet tevrâti lâ şekke erbeu [cite: 155]
Ve erbeun min incîli ıysebnü meryemet [cite: 155]
93. Ve hamsün minel kur’âni hünne temâmühâ [cite: 155]
İlâ külli mahlûkın fesıyhın ve ebkemet [cite: 155]
94. Fe hâzâ ismüllâhi celle celâlühû [cite: 155]
Ve esmâühû ındel beriyyeti kad samet [cite: 155]
95. Fe hâzâ ismüllâhi yâ kâriüntebih [cite: 155]
Ve lâ tertedid teblî li rûhıke bil habet [cite: 155]
96. Fe hâzâ ismüllâhi yâ câhilu’tekıd [cite: 156]
Ve iyyâke teşkük tetlüfür rûha ve elcetet [cite: 156]
97. Fe huz hâzihil esmâe hakkan ve ahfihâ [cite: 156]
Fe fîha minel esrâri mâ lâ bihî levet [cite: 156]
98. Bihel ahdü vel mîsâku vel va’dü vel likâ [cite: 156]
Ve bil miski vel kâfûri hakkan kadıhtemet [cite: 156]
99. Ve lâ tu’tı zel esmâi yevmen li câhilin [cite: 156]
Ve lev kâne mea ünsâ le kânet bihî semet [cite: 156]
100. Fe in kâne hâmilühâ minel havfi hâriben [cite: 156]
Fe akbil ve lâ tahşel mülûke bi mâ havet [cite: 156]
101. Fe in kâne masrûan minel cinni vâkıan [cite: 156]
Fe hâmîme harfül ayni yâ sâhu kuttıat [cite: 156]
102. Fe tersimü min fevkıl cebîni hurûfehâ [cite: 157]
Fe hâ hiye ismüllâhi cemiy’an tefaddalet [cite: 157]
103. Ve in kâne insânen yehâfü adüvvehû [cite: 157]
Ve lâ tahşe min be’sil mülûki velev tağat [cite: 157]
104. Fe in kâne hâzel ismü fî mâli tâcirin [cite: 157]
Fe emvâlühû bil hayri vel cûdi kad nemet [cite: 157]
105. Ve in künte hâmilehâ minel havfi hâriben [cite: 118]
Fe akbil ve lâ tahşe fe te’men minel habet [cite: 118]
106. Fe yâ hâmilel ismillezî celle kadruhû [cite: 118]
Tevekkâ bihî küllel ümûri tesellemet [cite: 118]
107. Fe kâtil ve lâ tahşe ve hârib ve lâ tehaf [cite: 119]
Ve düs külle erdın bil vühûşi teammerat [cite: 120]
108. Fe lâ hayyetün tahşâ ve lâ akrabün terâ [cite: 121]
Ve lâ esedün ye’ti ileyke bi hemhemet [cite: 122]
109. Ve lâ tahşe min seyfin ve lâ ta’ni hancerin [cite: 123]
Ve lâ tahşe min rumhın ve lâ şerrin eshemet [cite: 123]
110. Cezâ men karae hâzâ şefâatü ahmedâ [cite: 124]
Ve yuhşeru fil cennâti mea hûrin huffifet [cite: 125]
111. Va’lem bi ennel Mustafâ hayru mürselîn [cite: 126]
Ve efdalü halkıllâhi men kad teferrakat [cite: 127]
112. Ve saddir bihî min câhihî külle hâcetin [cite: 127]
Ve selhü li key tencüve minel cevri vettağat [cite: 127]
113. Ve salli ilâhi külle yevmin ve sâatin [cite: 128]
Alel mustafel muhtâri mâ nesmetün semet [cite: 128]
114. Ve salli alel muhtâri vel âli küllihim [cite: 129]
Ke addi nebâtil erdı ver riyhı mâ serat [cite: 129]
115. Ve salli salâten temleül erda ves semâe [cite: 130]
Kevebli ğamâmin ma’ ruûdin tecelcelet [cite: 130]
116. Fe yekfîke ennellâhe sallâ bi nefsihî [cite: 131]
Ve emlâkehû sallet aleyhi ve sellemet [cite: 132]
117. Ve sellim aleyhi dâimen mütevessilen [cite: 133]
Meded dehri vel eyyâmi mâ şemsün eşrakat [cite: 133]
118. Ve sellim alel athâri min âli hâşimin [cite: 134]
Adede mâ haccel hacîcü ve sellemet [cite: 134]
119. Verda yâ ilâhî an ebî bekrin mea umera [cite: 135]
Verda alâ osmâne mea hayderis sebet [cite: 136]
120. Kezal âlü vel ashâbü cem’an cemîuhüm [cite: 137]
Meal evliyâi ves sâlihıyne ve mâ havet [cite: 137]
121. Mekâlü aliyyin vebni ammi muhammedin [cite: 138]
Ve sirru ulûmin lil halâikı cümmiat [cite: 139]
Türkçe Meali (Genel Anlam)
1. Bütün Sırların hazinesi olan "Bismillah" ile başlarım. Ruhum içinde sırların gizlendiği hazineyi onunla keşfetti. [cite: 2]
2. Ardından mahlûkatının en hayırlısı, dalalet ve yanlışlıkları ortadan kaldıran Hz. Muhammed (sav)'e salavat getiririm. [cite: 3]
3. İlahi! Senin isminle kasem edip dua ediyorum. Kusursuz olan Allah, Ehad, Bedi ve Kadir isimlerini şefaatçi kılıp niyazla Senden istiyorum. [cite: 4]
4. Kadri muazzam olan İsm-i Azam'ın hürmetine Senden niyaz ediyorum. Ya İlahi, işlerimi kolaylaştır. [cite: 5]
5. Ya Hayy, ya Kayyum! Allah'ım, Ehad, Bedi ve Basıt isimlerini şefaatçi kılarak ve ümitle Sana yalvarıyorum. [cite: 6]
6. Ey yaratma mertebelerinin en yükseğinde bulunan Allah'ım! Sabit, Cebbar isimlerinin hakkı, uyumaz sıfatın ve ateşleri söndüren Halim ismin hürmeti için... [cite: 7]
7. Ey çabuk imdada koşan Rabbim! Allah, Ehad, Basit isimlerin ve dualara süratle cevap veren Bedi ismin hürmetine Sana yalvarıyorum. [cite: 8]
8. Kayyum ismin hürmetine, kalbimi bütün kirlerden temizleyerek ihya et. [cite: 9]
9. Ona Senin Kayyumiyet sırrın yerleşip ışık saçsın. Üzerimde bir aydınlık bulunsun. [cite: 10, 11]
10. Böylece kalbime ve yüzümde bir ışıltı zuhur edip parıldasın. Kalbime rahmet sağanakları dökülsün de onu Kerim olan Mevla'mızın hikmet incileriyle dile getirsin. [cite: 12]
11. Her yandan beni nurlar kuşatsın da büyük Mevla'mızın heybeti bizi kaplasın. [cite: 14]
12. Sen her türlü noksandan münezzehsin, ey yaratma ve yoktan her an çoklukla var etme mertebesinin en yükseğinde bulunan ve ölüleri en kerimane tarzda dirilten ve rızıklandıran Allah'ım! [cite: 15]
13. Allah'ım! Bir araya getirilmiş bütün heca harflerinin hakkı için beni maksadıma ulaştır ve her türlü ihtiyaçlarımı gider. [cite: 16]
14. Yüce İsm-i Azam'ın ve Kur'an'ın her tarafı kuşatan nuruyla irademe yerleştirilen harflerin sırrı hürmetine ve İsm-i Azam'ın nuru hürmetine... [cite: 17]
15. Nurlardan üzerime ışık saçacak bir feyiz akıt ve İsm-i Hâkim'inle, Nur isminle kalbimin cansızlığını giderip hayatlandır. [cite: 18]
16. Ne olur! İsm-i Cebbar'ınla bana bir heybet ve celal giydir ve düşmanlarımın ellerini benden çektir. [cite: 20]
17. Kadri yüce, Kadir, Selam, Aziz ve Celil ism-i şeriflerinin hürmetine beni her türlü düşman ve hasetçiden ve kötülüklerden koru. [cite: 21]
18. Allah'ım! Celal, Celil, Rauf, Kuddüs ve Rahim isimlerinin nuru hürmetine bu karanlıkları nurunla aydınlığa çevir. [cite: 23]
19. Ey Rabbim! İsm-i Azam'ın nuru hürmetine o nur ile ihtiyaçlarımı gider. Selam ve Hayy ism-i şeriflerinle hacetimi süratle yerine getir. [cite: 25]
20. Ma'bud, Hu, Samed ve Şehid isimlerinin hürmetine ey Yüce Kâfi isminle benim bütün işlerimi kolaylaştır. Sen bana yetersin. [cite: 26]
21. Ey Celal sahibi ve ey Halim! Senin yardımınla açılacak bir ilmin sırrıyla bana bir ikram lütfeyle. [cite: 27]
22. Sırları kesin ve inkişaf etmiş Kur'an-ı Hâkim'in nurani ve açık ifadeleriyle beni her türlü korku ve sıkıntıdan kurtar. [cite: 28]
23. Ey Celal sahibi Allah'ım! "Kün=ol" emrinin "Kaf" harfinin sırrı hürmetine beni koru. [cite: 30]
24. Karanlıklar ve Tehlikeler deryasında beni güvende kıl ve o deryadan en hayırlı bir selamet sahiline çıkmayı ihsan eyle. Sensin benim sığınağım ve sıkıntılar ancak Seninle ortadan kalkar. [cite: 32]
25. Rahmet olan yağmurun sağanak hali gibi üzerime rızık yağdır. Her ne kadar günahta aşırıya gitseler de âlemlerin ümidi yalnız sensin. [cite: 33]
26. Ey Celal sahibi! Basir ism-i şerifin hürmetine, ihsan ettiğin sayısız nimetlere karşı nankörlük eden düşmanlarımızı sağır, dilsiz, kör eyle. [cite: 35]
27. Âlim, Gani ve Sabur isimlerinle beraber her şeyi kuşatan İsm-i Azam'ın kalesine sığınarak, her türlü yanlışlığa düşmekten korunurum. [cite: 37]
28. Baştanbaşa bütün mahlûkatın gönüllerine ülfet ve ünsiyet bahşederek bana lütfunla çevir ve bana makbuliyet elbisesini giydir. [cite: 38]
29. Ya İlahi! Ali, A'la ve Selam ism-i şerifin hürmetine bize izzet ve yücelik ver ve işlerimizi kolaylaştır. [cite: 40]
30. Üzerimize af ve mağfiret örtüsünü sar ve kalplerimize rahmetinle şifa ver. Kalpleri manevi hastalık kirlerinden temizleyip şifaya kavuşturan yalnız sensin. [cite: 42]
31. Allah'ım! Hu ismi şerifin hürmetine, bütün rızkımızda bize bereket ihsan eyle ve önümüzdeki bütün zorluk ve güçlükleri kaldır. [cite: 42]
32. Ya İlahi, Ey gerçek Ma'bud, Ya Hu ve Ya Hayre'l-halıkîn! Rızıklarımızı nihayetsiz cömertlikle bize gönderen Cevad isminle sana yalvarıyorum. [cite: 43]
33. Her yönden gelen düşmanı senin yardımınla defederiz. Sen de İsm-i Azam'ınla onları uzaklaştırır ve onları darmadağın edersin. [cite: 45]
34. Ey Celal sahibi! Çöl kelerinin, yanına koşarak gelip şikâyette bulunduğu Hz. Muhammed'in (asm) şanı hürmetine düşmanlarımızı rahmetinden mahrum kılarak zelil eyle. [cite: 47]
35. Ya İlahi! Benim ümidim ve efendim yalnız sensin. Beni tahkir etmek isteyen ordunun düzenini dağıt. [cite: 48]
36. Kesin yeminlerin ve muhtevaları hürmetine bütün zararlıların hile ve tuzaklarını benden defet. [cite: 49]
37. Ey eski ümmetlerden beri kendisinden dilekte bulunulanların en hayırlısı, ihsanda bulunanların en kerimi ve ümit kapılarının en değerlisi! [cite: 50]
38. Ey Nur! Gizliliklere ilmiyle nüfuz eden Nur İsminle, yıldızımı çağlar ve asırlar boyu nurlu kıl ve parlamaya devam ettir. [cite: 51]
39. Ey Ehad, Bedi, Aziz ve Celil olan Allah'ım! Senin bütün güzel isimlerin sonsuz haşmet ve azametiyle sürekli parlamaktadır. [cite: 52]
40. Ey Evvel ve Ahir olan Allah'ım! Bütün mahlukatın arzu ve ihtiyaçlarına cevap veren güzel isimlerini anarak onların bereketine sığınıyorum. [cite: 53]
41. Nurun kandili gizliden gizliye tutuşturulup yakılıyor. Kandiller kandili perde altında yanarak nur saçıyor. [cite: 55]
42. İzzet, azamet, celal ve Kibriya sahibi münezzeh ve mukaddes olan Zat-ı Rahim'in nuruyla küfrün ateşi söndürülür. [cite: 56]
43. Ma'bud-u bilhak (el-İlah) Hu, Samed, Zu'l-Batş (düşmanlarını kıskıvrak yakalayan) Cabbar (hükmüne karşı konulmaz) ve Halim olan Zatın yardımıyla (o nur) düşmanlarının ateşini bastıracak. [cite: 57]
44. Gerçek Ma'bud, Hak olan ve hakkı gerçekleştiren, Cemil, Vedud ve Mucib olan Zatın yardımıyla insanlara kendisini sevdirecektir. [cite: 58]
45. Ey Kayyum ve Vekil olan ve bütün ayetlerinin hikmetlerini yalnız kendisi bilen Allah'ım! Hannan isminin hürmetine dualarımızı kabul et. [cite: 59]
46. Ey bütün sırlara vakıf olan Allah'ım! Mübdi ve Müid isimlerinin hürmetine bize şefkat ve merhametinle muamele et. [cite: 60]
47. Her hak sahibinin hakkını layıkıyla veren, her varlığın ihtiyacını adaletle gideren Adl ve haklıyı haksızdan ayıran, hüküm sahibi Hakem isimlerinin tecellisiyle dünya tahripten kurtulur ve tamir edilir. [cite: 62]
48. Hak ism-i şerifin hürmetine duamı kabul buyur, benim yanımda ol, düşmanlarıma karşı bana kâfi gel, çünkü artık onlar çok ileri gittiler. [cite: 63]
49. Ey Rab ve Rahman olan Allah'ım! Hiç şüphesiz sen Hak Ma'budsun. Ey kuvvetli mededkârım! Fitne, düşmanlık ve inkar fırtınaları peşi peşine kopmaktadır. [cite: 65]
50. Kâfirlerden korunmak ve düşmana şiddetli hücum gerçekleştirmek ancak senin yardımınladır. Senin yüce kapına gelip sığınan kimsenin karanlığı dağılır. [cite: 67]
51. Tâ Hâ, Yâ Sîn, Tâ Sîn ve Tâ Sîn Mîm hürmetine bize yönelip gelen bir saadete ermek için bizim yardımcımız ol. [cite: 67]
52. Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd ile bizi dört bir yandan kuşatan kem gözlere karşı korunuruz ve bu bize yeter. [cite: 68]
53. Hâ Mîm Ayn Sîn Kâf bizi koruyan sığınağımız olsun; onun karşısında dağlar bile sarsılır. [cite: 70]
54. Kâf, Nûn ve Hâ Mîm hürmetine bu himayeyi gerçekleştir. Duhân suresinde de muhkem kılınmış bir sır vardır. Bu sır hürmetine bizi muhafaza eyle. [cite: 72]
55. Elif Lâm (ile başlayan sureler), Nisâ suresi, Mâide Suresi (Ukûd), En'âm suresi ve nurlu kılınmış Nur suresi hürmetine... [cite: 72]
56. Elif Lâm Râ sırrı ve İsm-i A'zam'ın nuruyla, işlediğim her günahtan vazgeçerek yükseldim. [cite: 72]
57. Elif Lam Mim Ra (sırrıyla) yüce olan ruhaniler ve melekler meclisine yükseldim. [cite: 73]
58. Kur'an-ı Hakim'deki bütün Hâ Mim'lerin sırrı hürmetine, beni her türlü nurun kaynağı olan Nur isminin fazlına ve tecellisine mahzar eyle. [cite: 74]
59. Amme, Abese, Nâziât, Târık, Ve's-Semâi Zâti'l-bürûc ve Zilzâl Sureleri hürmetine... [cite: 75]
60. Tebâreke (Mülk), Nûn, Seele Sâilün (Meâric), Tehmîz (Hümeze), İze'ş-Şemsu Küvvirat (Tekvîr) Sureleri hakkı için... [cite: 75]
61. Zâriyât, Necm ve Kamer (İkterabet) Sureleri hürmetine işlerim bana yaklaştı (kolaylaştı). [cite: 77]
62. Kur'an-ı Hakim'deki hizb hizb, ayet ayet okuyucuların okudukları ve inmiş olanlar adedince Kur'an sureleri hakkı için... [cite: 77]
63. Ey Mevla'm! Kendilerine kitap indirdiğin her peygambere ihsanda bulunan lütuf ve fazlını istiyorum. [cite: 78]
64. Ey Hayy ve Kayyum olan Allah'ım! Senin her şeye gücü yeten ve kudretiyle bütün varlık alemini kuşatan Kadir ve Cebbar isimlerinin üzerine kasem ve yemin ederek sana yalvarıyorum. [cite: 79]
65. Beduh, Echezetın, Betadın, Zehecin ve Vâhâ'nın Vâhı ile (Havass ilmiyle ilgili olabilir) inayetinle fetihler ve yardım hızla gelsin. [cite: 80]
66. Ya Seyyid'im! Varlık ve birliğini güçlü delillerle ispat eden Ayetü'l Kübra'daki hakikatlerin nuruyla beni her türlü felaket ve tehlikelerden emin kıl. [cite: 81]
67. Ey İlah'ımız! Fettah ve Rezzak isimlerinin hürmetine ve Esmâ-i Hüsnâ hakkı için beni dağınıklık ve perişaniyetten kurtar. [cite: 82]
68. Bu harfler (Merih yıldızı?) yüksek ve âlidir. Asa-yı Musa ismiyle manevi karanlıklar dağılır. [cite: 84]
69. Ya Rabbi! Bu harflerin yüce manalarını şefaatçi yaparak sana niyaz ediyorum ki, bu dua ve yakarışlarım, zillet ve aczini izhar ederek hidayete erenlerin duası nevinden olsun. [cite: 86]
70. Ey merhametli Rabbim! Bunlar öyle harflerdir ki, manaları sebebiyle çağlar ve zamanlar boyu üstünlük kendilerine bahşedilmiş ve faziletle yüceltilmişlerdir. [cite: 86]
71. Ey Allah'ım! Hak olarak Sana dua ettim ve şüphesiz ben, içerdikleriyle birlikte bütün ayetleri vesile kıldım. [cite: 87]
72. İşte onlar, nur harfleridir. Onların hasiyet ve meziyetlerini topla, manalarını gerçekleştir. Her türlü hayır onlarla tamamlanır. [cite: 89]
73. Bana itaat eden yardımcı bir hizmetçi (Tuheymefyâîl?) gönder. Onunla tüm gam, keder ve sıkıntım ortadan kalksın. [cite: 91]
74. Ümmü'l-Kitap olan Fatiha suresi ve arkasından gelen sureler hürmetine bu konuda bana itaat edecek bir hizmetçi musahhar kıl. [cite: 91]
75. Ey Mevla'm! Kendisiyle çağrıldığında bütün işlerin kolaylaştığı isminle, İsm-i Azam'ınla Sana yalvarıyorum. [cite: 93]
76. İlahi! Peygamberlerin Sana manen yaklaşmak için kendilerine şefaatçi kıldıkları kelimeler hürmetine güçsüzlüğüme merhamet et. Günahlarımı bağışla. [cite: 94]
77. Ey Yaratıcım ve Seyyidim (Efendim)! İhtiyacımı yerine getir. İşlerim sana havaledir, sana teslim oldum. [cite: 96]
78. Ya Rabbi! Hz. Muhammed (sav)'i ve burada cemedilen güzel isimlerini şefaatçi kılarak Senden niyaz ediyorum, yalvarıyorum. [cite: 97]
79. Ya İlahi! Günah ve yersiz bir bakışa varıncaya kadar bütün hatalarımdan tevbe etmeyi şu miskin kuluna lütfeyle ve affınla muamele et. [cite: 99]
80. Beni hayır, ihlâs ve takvaya muvaffak kıl ve yüce toplulukla birlikte beni Firdevs cennetine sakin eyle. [cite: 99]
81. Hayatımda ve ölüp kabrin karanlığına vardığımda bana merhametli ol (Raûf ol) ve kabir karanlığını üzerimden atarak beni aydınlığa çıkar. [cite: 101]
82. Ya İlahi! Ne olur, Mahşerde amel sahifemi lütfunla ak eyle ve eğer (sevaplarım) hafif gelecek olursa sevap terazimi lütfunla ağır getir. [cite: 101]
83. Beni, keskin olan sırat köprüsünden koşarak (hızla) geçir ve o büyük Cehennem ateşinden ve içindeki dehşetli azaptan koru. [cite: 103]
84. İşlediğim her günahtan dolayı beni affet (müsamaha göster). Çok da olsa büyük günahlarımı, hata ve kusurlarımı bağışla. [cite: 104]
85. Bunlar sonlarıdır, tahsis ettiklerimden, Levh'te (Levh-i Mahfuz?) inen sırlardan bir sırdır. [cite: 105]
86. Bir mühürden sonra dizilmiş üç asa (veya elif); başlarında dimdik oklar gibi durmuşlar. [cite: 105]
87. Ve silik (veya kör), ebter (kesik) bir Mim, sonra bir merdiven; ortasında iki çengel (veya testi) ile birbirine geçmiş. [cite: 106]
88. Onları takip eden dört (harf) parmaklara benzer; hayırlara ve toplanmış rızka işaret ederler. [cite: 106]
89. Sonra yarık bir He ve kavisli bir Vav; hacamatçının aleti (şişesi) gibi, sırrı içinde barındırır. [cite: 107]
90. Bunların sonuncuları da öncekiler gibi bir mühürdür; beş köşelidir, sır onun içinde saklıdır. [cite: 107]
91. Onu ondan sonra üç (daha) say; sayımında şüpheci olma! [cite: 108]
92. Üçü Tevrat'tandır, şüphe yok ki dördü (de); ve dördü de Meryem oğlu İsa'nın İncilindendir. [cite: 109]
93. Beşi de Kur'an'dandır, onun tamamı bunlardır; konuşan ve konuşamayan her mahluka (yöneliktir). [cite: 110]
94. İşte bu, Allah'ın ismidir, celali pek yücedir. O'nun isimleri yaratılmışlar katında pek yücelmiştir. [cite: 110]
95. İşte bu Allah'ın ismidir, ey okuyan, dikkat et! Sakın (haktan) dönme ki, ruhun alçaklıkla (veya kötülükle) imtihan edilmesin. [cite: 111]
96. İşte bu Allah'ın ismidir, ey cahil, (buna) inan! Sakın şüphe etme ki, ruhunu ve bedenini helak edersin. [cite: 111]
97. Bu isimleri hak olarak al ve onları (ehil olmayandan) gizle! Çünkü onlarda öyle sırlar vardır ki, başka hiçbir şeyde yoktur (veya onlarla sapılmaz). [cite: 112]
98. Ahit, misak, vaat ve buluşma onunladır. Misk ve kâfur ile hak olarak mühürlenmiştir. [cite: 112]
99. Bu isimleri sakın bir gün cahile verme! Eğer bir kadının yanında bulunsa (veya kadın onu taşısa), onunla yücelirdi. [cite: 113]
100. Eğer onu taşıyan korkudan kaçıyorsa, (düşmana) yönel ve (içerdikleriyle) hükümdarlardan korkma! [cite: 113]
101. Eğer cinlerden çarpılmış, yere düşmüş biri ise, ey dostum, Hâ Mîm (harfi) ve Ayn harfi ile (o musibet) kesilir (giderilir). [cite: 114]
102. Onun harflerini alnın üzerine çizersin; işte o, Allah'ın ismidir, hepsiyle faziletli kılınmıştır. [cite: 115]
103. Eğer düşmanından korkan bir insan ise(n), hükümdarların gücünden korkma, taşkınlık etseler bile! [cite: 116]
104. Eğer bu isim bir tüccarın malında bulunursa, malları hayır ve cömertlikle artar. [cite: 117]
105. Eğer sen onu taşıyorsan, korkudan emin olursun. (Düşmana) yönel ve korkma, (her türlü) alçaklıktan güvende olursun. [cite: 118]
106. Ey kadri pek yüce olan ismi taşıyan! Onunla bütün işlere sarıl (veya korun), selamete erersin. [cite: 118]
107. Savaş, korkma! Harbet, çekinme! Vahşi hayvanlarla dolu her yere gir! [cite: 120]
108. Ne bir yılandan korkarsın, ne bir akrep görürsün. Ne de bir aslan kükreyerek sana gelir. [cite: 122]
109. Ne kılıçtan, ne hançer yarasından kork! Ne mızraktan, ne de isabet eden şerden kork! [cite: 123]
110. Bunu okuyanın mükâfatı Ahmed'in (s.a.v) şefaatidir. Cennetlerde saf saf dizilmiş hurilerle birlikte haşrolunur. [cite: 125]
111. Bil ki, Mustafa (Muhammed s.a.v) gönderilmişlerin en hayırlısıdır ve Allah'ın (yeryüzüne) dağılmış kullarının en faziletlisidir. [cite: 127]
112. Her hacetin için O'nun makamını (şanını) öne al (vesile kıl) ve zulümden ve taşkınlıktan kurtulmak için O'ndan iste (O'nun hürmetine dua et). [cite: 127]
113. Ya İlahi! Her gün, her an ve her rüzgâr estikçe o seçkin Mustafa'ya (s.a.v) salât eyle. [cite: 128]
114. O seçilmiş Muhammed'e (s.a.v) ve bütün Âline, yeryüzünün bitkileri ve esen rüzgârın esintileri adedince salât eyle. [cite: 129]
115. Gök gürültüleriyle birlikte bulutlardan dökülen yağmurlar (adedince) ve yeri göğü dolduracak kadar (çok) bir salât ile salât eyle! [cite: 130]
116. Bizzat Allah’ın ve meleklerinin ona salât ve selâm getirmesi (Onun (asm) şanının büyüklüğünü göstermesi bakımından) sana yeter. [cite: 132]
117. O halde sen de, yıllar ve günler sürdükçe ve güneş ışık saçmaya devam ettikçe, sürekli olarak ve şefaatini dileyerek ona selâm getir. [cite: 133]
118. Âl-i Hâşim’den (Haşim Oğullarından) o paklara, hacılar Kâbe'yi ziyaret edip onu selâmlamaları adedince selâm eyle. [cite: 134]
119. Yâ İlâhî! Hz. Ebû Bekir ve Ömer’den, Hz. Osman ve sarsılmaz Haydar’dan (Hz. Ali’den) da razı ol. [cite: 136]
120. Aynı şekilde bütün Âl ve Ashabından, evliya ve salihlerden ve bunlara tâbi herkesten razı ol. [cite: 137]
121. Bu, Hz. Muhammed’in (s.a.v) amcası oğlu Hz. Ali’nin sözleridir. Onda mahlûkat için ilimlerin özü ve sırrı toplanmıştır. [cite: 139]
İslami Açıdan Celcelûtiye'ye Yaklaşım
Celcelûtiye Duası'na yaklaşırken şu hususları tekrar göz önünde bulundurmak önemlidir:
- Kaynak ve Sahihlik: Metnin Hz. Ali'ye aidiyeti veya Cebrail'den geldiği yönündeki rivayetlerin hadis ilmi açısından kesinlik taşımadığını bilmek gerekir.
- Tevhid Hassasiyeti: Yardım, etki ve gücün sadece ve sadece Allah'tan geldiğine inanmak, metnin kendisine veya içindeki harf/isimlere ilahi bir güç atfetmemek esastır. Bu, şirke düşme tehlikesinden korur.
- Anlama Gayreti: Özellikle içerdiği özel isimler ve sembolik ifadeler nedeniyle, mümkünse güvenilir şerhlerden faydalanmak önemlidir.
- Caizlik Sınırı: Büyü, sihir gibi haram amaçlarla veya İslam dışı unsurlarla karıştırılmış versiyonlarından kesinlikle uzak durulmalıdır.
- Öncelik Sırası: En faziletli ve en güvenilir dualar, Kur'an-ı Kerim'de geçen dualar ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) öğrettiği sahih dualardır. Celcelûtiye gibi metinler, bu temel kaynaklardan sonra ve onlarla çelişmediği sürece bir vesile olarak görülebilir ancak temel kaynakların yerine geçmez.
- Rehberlik: Özellikle Havass uygulamaları veya yüksek sayılarda zikirler için ehil bir rehberden izin (icazet) ve yönlendirme almak tavsiye edilir.
Sonuç olarak Celcelûtiye, İslam maneviyat geleneğinde özel bir yere sahip, güçlü ve sırlı olduğuna inanılan bir kasidedir. İçerdiği Esmâ ve ayetler hürmetine pek çok faydası umulur. Ancak ona yaklaşırken kaynağı konusundaki durumu bilmek, niyetimizi halis tutmak, gücü yalnızca Allah'tan beklemek ve özellikle derinlemesine uygulamalar için ehil kişilerin rehberliğine başvurmak en doğru yoldur.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.