Nefis terbiyesi yolculuğunda, önceki fırtınalı denizleri andıran mertebelerin ardından ulaşılan sakin bir liman gibidir Nefs-i Mutmainne (النفس المطمئنة). Bu, "Huzura Ermiş Nefis" demektir. Emmâre'nin isyankarlığından, Levvâme'nin pişmanlık dolu gelgitlerinden ve Mülheme'nin iyi ile kötü arasındaki mücadelesinden sonra gelen bu aşama, kalbin Rabbine dönerek gerçek huzuru, dinginliği ve tatmini bulduğu çok kıymetli bir makamdır.
Bu mertebeye ulaşan nefse Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de özel bir hitapla seslenir:
Huzura Eren Nefse Çağrı
(Fecr Suresi, 89:27-30)
يَٓا اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُۙ ﴿٢٧﴾ اِرْجِع۪ٓي اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةًۚ ﴿٢٨﴾ فَادْخُل۪ي ف۪ي عِبَاد۪يۙ ﴿٢٩﴾ وَادْخُل۪ي جَنَّت۪ي ﴿٣٠﴾
Yâ eyyetuhe'n-nefsu'l-mutmainne. İrci'î ilâ Rabbiki râdiyeten mardiyyeh. Fedhulî fî 'ıbâdî. Vedhulî cennetî.
"Ey huzura kavuşmuş nefis! Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön. (Salih) kullarımın arasına katıl. Ve cennetime gir."
Bu ilahi müjde, Nefs-i Mutmainne'nin ne kadar değerli bir manevi durak olduğunu ve Rabbimizin bu hale ulaşan kullarından ne kadar hoşnut olduğunu açıkça göstermektedir.
Nefs-i Mutmainne Nedir? İtminan ve Huzurun Makamı
"Mutmainne", Arapça kökenli bir kelime olup "itminan" (اطمئنان) halini ifade eder. Peki, itminan nedir? İtminan; kalbin tam bir doyuma ulaşması, her türlü şüphe, endişe ve çalkantıdan kurtulup tamamen yatışması, derin bir iç huzuruna ve sükûnete ermesi, kesin bir bilgi ve sarsılmaz bir güvenle tatmin olması demektir.
İşte Nefs-i Mutmainne; imanı kalbine tam olarak yerleşmiş, gelip geçici dünya hevesleri yerine sadece Allah'ın zikriyle tatmin bulan, büyük ölçüde şüphe ve tereddütlerden arınmış, Allah'a yönelmiş, O'nun emirlerine severek uyan, kaderine teslimiyet gösteren, huzurlu ve dingin nefistir.
Bu mertebedeki kişi, fırtınalı denizde sağlam bir gemide yol alan ve rotasından emin olan bir kaptan gibidir. Dış dünyada zorluklar yaşasa bile, kalbinde Rabbiyle kurduğu sağlam bağdan kaynaklanan bir sükûnet ve güven hakimdir. Artık Emmâre'nin körü körüne istekleri veya Levvâme'nin yıpratıcı kınamaları onu kolay kolay yolundan çeviremez. Mülheme mertebesinde başlayan ilahi ilhamlar burada daha netleşir ve kişi, Rahmanî olanı daha kolay ayırt edebilir.
Mutmainne Halindeki İnsanın Özellikleri ve Güzellikleri
Bu mübarek manevi makama ulaşan müminin hali, davranışları ve iç dünyası şu güzelliklerle bezenir:
- Derin İç Huzuru (Sekîne/İtminan): En belirgin özelliğidir. Başına ne gelirse gelsin, Allah'a olan güveninden kaynaklanan sarsılmaz bir iç huzuruna sahiptir. Rabbimizin buyurduğu gibi:
Kalplerin Huzuru
(Ra'd Suresi, 13:28)
...اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ
...Elâ bi-zikrillâhi tatmeinnu'l-kulûb.
"...Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla (zikirle) mutmain olur (huzur bulur)."
- Kesin ve Sarsılmaz İman (Yakîn): İmanı artık sadece dilde veya taklitte kalmamış, kalbinin derinliklerine işlemiş, kesin bir bilgiye (yakîn) dönüşmüştür. Allah'ın varlığına, birliğine ve diğer iman esaslarına dair şüpheleri kalmamıştır.
- Kanaat ve Gönül Zenginliği: Dünya malına karşı aşırı hırsı gitmiş, Allah'ın verdiğine razı olma (kanaat) hali yerleşmiştir. Asıl zenginliğin Allah'a yakınlık ve gönül tokluğu olduğunu bilir.
- İbadetlerde İstikrar ve Lezzet: İbadetleri bir yük olarak değil, Rabbiyle buluşma anı olarak görür. Namazlarından, zikirlerinden manevi bir tat alır ve bunlarda devamlılık (istikamet) gösterir.
- Yerleşmiş Güzel Ahlak: Sabır, şükür, tevekkül, tevazu, cömertlik, affedicilik gibi güzel ahlak (Ahlâk-ı Hamîde) özellikleri artık onun doğal hali gibidir.
- Kadere Rıza Gösterme: Başına gelen her olayın Allah'tan geldiğini bilir ve büyük bir teslimiyetle karşılar. Şikayet etmek yerine sabreder veya şükreder. Bu hal, bir sonraki mertebe olan Nefs-i Râdiye'nin (Razı olan nefs) kapısını aralar.
- Nefsin Kontrol Altına Alınması: Artık nefsinin dizginleri büyük ölçüde ruhunun ve aklının elindedir. Kötü arzular tamamen yok olmasa da, onlara karşı koyma gücü çok yüksektir ve kolay kolay günaha düşmez.
Mutmainne Makamına Ulaşmak ve Orada Kalmak
Nefs-i Mutmainne makamına ulaşmak, önceki mertebelerdeki samimi mücadelenin, tövbenin, zikrin ve ibadetin Allah'ın lütfuyla gelen bir meyvesidir. Bu huzurlu halde kalıcı olabilmek için şu yollara devam etmek gerekir:
- Sürekli Zikrullah: Kalbi daima Allah ile meşgul tutmak itminanın temelidir. Özellikle "Lâ ilâhe illallah" ve "Ya Hayyu Ya Kayyûm", "Ya Selâm", "Ya Mü'min" gibi isimlerin zikri bu hali korumaya yardımcı olur.
- Derin Tefekkür: Allah'ın isimlerini, sıfatlarını, yaratılıştaki hikmetleri ve Kur'an ayetlerini düşünmek, kalbi Allah'a bağlar.
- Huşû İçinde İbadet: Namaz başta olmak üzere ibadetleri tam bir kalp huzuru ve Allah'ın huzurunda olma bilinciyle yapmak.
- Kur'an ile Sürekli Bağlantı: Kur'an'ı okumak, anlamak ve hayatına rehber edinmek.
- Kalp Temizliğine Devam (Tezkiye): Gönüle girebilecek küçük kirlerden, gizli gösterişten (riya) veya dünyaya meyilden sakınmak. Sürekli istiğfar etmek.
- Sabır ve Şükür Dengesi: Hayatın iniş ve çıkışlarında sabır ve şükür dengesini korumak.
- Allah'tan Yardım İstemek: Bu halde kalabilmenin de ancak Allah'ın yardımıyla olacağını bilerek sürekli dua etmek, özellikle kalbin din üzere sabit kalması için ("Ya Mukallibe'l-kulûb...") yalvarmak.
Alimlerden ve Ariflerden Nefs-i Mutmainne Üzerine Sözler
İslam büyükleri, bu huzur makamının değerini şöyle ifade etmişlerdir:
Kalbin İtminanı
İbn Kayyım el-Cevziyye (rh.a) - Mana
Kalbin itminanı ve huzuru, ancak Allah'ı tanımakla, O'nu tek ilah olarak bilmekle, O'nu sevmekle, O'na yönelmekle ve O'nun zikriyle mümkündür. O'ndan başka hiçbir şey kalbe gerçek ve kalıcı bir huzur veremez.
Mutmainne Nefsin Alameti
Tasavvuf Ehli Sözü
Nefs-i Mutmainne'nin alameti, sahibinin Allah'a itaatte lezzet bulması, mahlukata şefkat göstermesi, kaderden şikayet etmemesi ve ölümü bir vuslat (kavuşma) olarak görmeye başlamasıdır.
Nefs-i Mutmainne, fırtınalı bir denizden sonra ulaşılan güvenli bir ada gibidir. Bu adaya ulaşan kalp, dünyanın geçici dalgalanmalarından etkilenmez, gerçek sığınağını Rabbinde bulur. Bu, her müminin hedeflemesi gereken, hem dünyada hem de ahirette saadetin kapısını aralayan mübarek bir makamdır. Rabbim bizlere nefsimizi terbiye ederek bu huzur haline ulaşmayı ve Fecr Suresi'ndeki o güzel çağrıya muhatap olmayı nasip eylesin.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.