İnsanı diğer canlılardan ayıran en temel özelliklerden biri düşünme yeteneğidir. Ancak düşünmek sadece günlük işleri planlamak veya sorunlara çözüm bulmakla sınırlı değildir. İnsanın varoluş amacını, kâinatın sırlarını ve Yaratıcı'nın azametini kavramaya yönelik derin ve bilinçli düşünme eylemi, hem felsefenin hem de dinlerin, özellikle de İslam'ın üzerinde önemle durduğu bir kavramdır: Tefekkür (تفكر).
Tefekkür Kavramı: Felsefi ve İslami Yaklaşımlar
Genel felsefi anlamda tefekkür, zihni belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırarak derinlemesine düşünme, hakikati anlama çabasıdır. Akıl yürütmenin ötesine geçerek sezgisel bir kavrayışa ulaşmayı hedefleyebilir.
İslami açıdan tefekkür ise bundan daha derin ve daha yönlendirilmiş bir anlam taşır. Arapça "fikr" (فكر - düşünce, fikir) kökünden gelen tefekkür, rastgele düşünmek değil; Allah'ı, O'nun isim ve sıfatlarını (Esmâ-ül Hüsnâ), yarattığı eserleri (kâinatı, insanı), indirdiği ayetleri (Kur'an'ı), emir ve yasaklarının hikmetlerini, hayatın anlamını, ölümü ve ahireti bilinçli bir şekilde düşünerek dersler çıkarmak, imanı güçlendirmek ve Allah'ı tanıyıp O'na yakınlaşmaktır (Marifetullah ve Kurbiyet). İslami tefekkürün amacı, aklı ve kalbi birlikte kullanarak sadece bilgiye değil, aynı zamanda imana, teslimiyete, sevgiye ve haşyete ulaşmaktır.
Allah'ı Anlamak İçin Tefekkür Neden Önemlidir?
Tefekkür, Allah'ı tanımanın ve O'na olan imanı taklitten tahkike (delillere dayalı kesin bilgiye) çıkarmanın en önemli yollarından biridir:
- Yaratıcıyı Eserinden Tanımak: Kâinata ve içindeki düzene, sanata, hikmete bakıp düşünmek, bizi bu eserlerin ardındaki Yüce Sanatkâr'a götürür. Her bir varlık, Allah'ın El-Hâlık (Yaratan), El-Bedî' (Eşsiz Yaratan), El-Musavvir (Şekil Veren), El-Hakîm (Hikmet Sahibi), Er-Rezzâk (Rızık Veren), El-Azîm (Çok Ulu) gibi isimlerinin bir tecellisidir. Tefekkür, bu isimlerin manalarını kâinatta okumamızı sağlar.
- Kendini Bilmek, Rabbini Bilmektir: İnsanın kendi yaratılışını, acizliğini, ihtiyaçlarını, ruhunun derinliklerini tefekkür etmesi, onu kendisini yaratan ve her ihtiyacını bilen Rabbine götürür. Meşhur sözde dendiği gibi: "Men arefe nefsehû fekad arefe Rabbehû" (Kendini bilen, Rabbini bilir).
- Kur'an'ı Anlamak: Kur'an ayetleri üzerinde tefekkür etmek, onların sadece lafzını değil, derin manalarını, hikmetlerini ve hayatımıza olan etkilerini kavramamızı sağlar.
- Gafletten Uyanmak: Dünya hayatının geçiciliğini, ölüm gerçeğini ve ahireti tefekkür etmek, kalbi gaflet uykusundan uyandırır, ahirete hazırlanmaya teşvik eder.
- İmanı Güçlendirmek: Tefekkür yoluyla elde edilen bilgi ve idrak, imanı sağlamlaştırır, şüpheleri giderir ve kalbe yakîn (kesinlik) mertebesi kazandırır.
- Allah Sevgisi ve Haşyetini Artırır: O'nun nimetlerini ve rahmetini tefekkür etmek sevgiyi (muhabbet), azametini ve kudretini tefekkür etmek ise saygı ve haşyeti artırır.
Kur'an ve Sünnet Işığında Tefekkürün Yeri
Kur'an-ı Kerim, pek çok ayetinde insanları tefekküre davet eder:
- "Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akıl sahipleri için nice deliller vardır. Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerine derin derin düşünürler (yetefekkerûne fî halki's-semâvâti ve'l-ard) ve şöyle derler: 'Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru!'" (Âl-i İmrân Suresi, 3:190-191). Bu ayet, zikirle tefekkürün birlikteliğine ve sonucunun imana ve duaya dönüşmesine işaret eder.
- "Bakmıyorlar mı o deveye, nasıl yaratıldı? Göğe, nasıl yükseltildi? Dağlara, nasıl dikildi? Yeryüzüne, nasıl yayıldı?" (Ğâşiye Suresi, 88:17-20). Bu gibi birçok ayet, doğrudan yaratılış harikaları üzerine düşünmeye çağırır.
- Kur'an üzerinde düşünme emri: "Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı (efelâ yetedebberûne'l-Kur'ân)? Yoksa kalpleri kilitli mi?" (Muhammed Suresi, 47:24; ayrıca bkz: Nisâ 4:82).
Peygamber Efendimiz (s.a.v) de hayatında tefekküre büyük önem vermiştir. Peygamberliğinden önce Hira Mağarası'nda günlerce tefekküre dalması bunun en güzel örneğidir. Ayrıca, "Allah'ın yarattıkları hakkında tefekkür edin, Zâtı hakkında tefekkür etmeyin (çünkü O'nu kuşatamazsınız)" (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân; Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ - mana olarak sahih) gibi rivayetler tefekkürün sınırlarını ve yönünü belirler. "Bir saat tefekkür, [bazen] bir sene [nafile] ibadetten hayırlıdır" şeklindeki rivayetin sıhhati tartışmalı olsa da, İslam büyükleri tefekkürün ibadetler içindeki yüksek değerini hep vurgulamışlardır.
Tefekkür Nasıl Yapılır? Pratik Örnekler
Tefekkür, belirli bir mekana veya zamana sıkıştırılacak bir eylem değildir, ancak bilinçli bir çaba gerektirir:
- Doğa Tefekkürü: Bir çiçeği, bir böceği, yıldızlı bir geceyi, denizin dalgalarını seyredip bunların ardındaki sanatı, kudreti, rahmeti ve hikmeti düşünmek. "Bu güzellik hangi Cemîl isminin yansıması? Bu incelik hangi Latîf isminin tecellisi? Bu kudret hangi Kâdir isminin delili?" diye sormak.
- Nefis Tefekkürü (Öz Eleştiri): Gün sonunda veya sakin bir anda kendi davranışlarını, niyetlerini, günahlarını, sevaplarını düşünmek. Acizliğini, Allah'a muhtaçlığını idrak etmek. Pişmanlık duyup tövbeye (Et-Tevvâb) yönelmek. Nimetler için şükretmek (Eş-Şekûr).
- Kur'an Tefekkürü: Okunan ayetlerin manaları üzerinde durmak, "Bu ayet bana ne diyor? Hayatıma nasıl bir etkisi olmalı?" diye düşünmek. Emir ve yasakların hikmetini anlamaya çalışmak.
- Esmâ Tefekkürü: Belirli bir Esma'yı zikrederken, o ismin manasını ve kâinattaki yansımalarını düşünmek. Örneğin "Ya Basîr" derken, O'nun görmesinin kusursuzluğunu ve her halimizi gördüğünü idrak etmek.
- Ölüm ve Ahiret Tefekkürü: Dünyanın geçiciliğini, ölümün her an gelebileceğini, hesap gününü, cennet ve cehennemi düşünerek ahirete yönelik bir bilinç ve hazırlık içinde olmak.
Tefekkürün anahtarı, bakmakla görmek arasındaki farkı anlamaktır. Kâinata ve olaylara ibret nazarıyla bakmak, her şeyde Allah'ın isimlerinin ve sıfatlarının tecellilerini görmeye çalışmaktır.
Tefekkür Üzerine Hikmetli Sözler
İslam büyükleri tefekkürün önemini sıkça vurgulamışlardır:
- Hasan-ı Basrî (rh.a) şöyle der: "Bir saat tefekkür, bazen bütün bir gece [nafile] ibadet etmekten daha hayırlıdır." (Manası)
- İmam Gazâlî (rh.a), İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn adlı eserinde tefekküre geniş yer ayırmış ve onu marifetullaha ulaşmanın temel yollarından biri olarak görmüştür.
- Yaygın bir söze göre: "Kalpler de demir gibi paslanır. Onların cilası ise Allah'ı zikir ve tefekkürdür."
- "Tefekkür, kalbin kandilidir. O yanarsa, hayır ve şer yolları aydınlanır."
Tefekkür, aklı ve kalbi birlikte çalıştıran, imanı besleyen, marifet kapılarını aralayan değerli bir ibadettir. Zikirle tefekkürü birleştirmek, Esmâ-ül Hüsnâ'nın nurlu dünyasına daha derinlemesine nüfuz etmemizi sağlar. Rabbimizden bize tefekkür etme yeteneği, basiret ve O'nu hakkıyla tanıma lütfunu niyaz edelim.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.