Manevi yolculuğumuzun ilk durağı olan ve sürekli kötülüğü emreden Nefs-i Emmâre'nin karanlık dehlizlerinden sıyrılmaya başladığımızda, karşımıza yeni bir aşama çıkar: Nefs-i Levvâme (النفس اللوامة), yani kendini kınayan, levm eden nefis. Bu mertebe, gaflet uykusundan bir uyanışın, vicdanın sesinin duyulmaya başlandığı, ancak mücadelenin de yoğunlaştığı önemli bir kavşaktır. Yüce Allah, Kıyâme Suresi'nde bu nefse yemin ederek onun değerine ve önemine işaret eder:
Levvâme Nefse Yemin
(Kıyâme Suresi, 75:2)
وَلَٓا اُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِۙ
Ve lâ uksimu bi'n-nefsi'l-levvâme.
"(Kusurlarından dolayı) kendini kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltileceksiniz)."
Allah'ın üzerine yemin ettiği bu nefis, neden bu kadar önemlidir? Hangi halleri yaşar ve bu mertebeden daha ileriye nasıl gidilir? Gelin, bu uyanış halini birlikte tefekkür edelim.
Nefs-i Levvâme Nedir? Uyanan Vicdanın Sesi
"Levm" (لوم), kınamak, ayıplamak, serzenişte bulunmak demektir. "Levvâme" ise bu kınama işini çokça yapan anlamına gelir. Nefs-i Levvâme, işlediği günahlardan, yaptığı hatalardan veya yapamadığı iyiliklerden dolayı pişmanlık duyan, üzülen ve kendini şiddetle kınayan nefis demektir.
Bu mertebedeki kişi, Nefs-i Emmâre'deki gibi günahlara karşı tamamen kayıtsız ve pervasız değildir. Yaptığı kötülüğün farkındadır, vicdanı onu rahatsız eder. Allah'ın emirlerini bilir, onlara uymak ister ama nefsinin ve şeytanın tuzaklarına hâlâ sıkça düşebilir. Bu yüzden sürekli bir içsel çatışma halindedir. Bir yanı onu hayra çekerken, diğer yanı şerre sürüklemeye çalışır.
Levvâme Halindeki İnsanın Özellikleri ve Yaşadığı Haller
Bu mertebedeki bir müminin iç dünyası oldukça hareketli ve değişkendir:
- İçsel Çatışma ve Dalgalanma: Sürekli iyi ile kötü, iman ile gaflet, itaat ile isyan arasında gider gelir. Bazen çok samimi tövbeler eder, bazen aynı günaha tekrar düşebilir. İbadetlerinde bazen huşû ve lezzet bulurken, bazen zorlanır ve isteksizlik hisseder.
- Pişmanlık ve Kendini Kınama: En belirgin özelliğidir. Günah işledikten sonra büyük bir pişmanlık duyar, kendini suçlar, "Neden yaptım?", "Nasıl bu hataya düştüm?" diye kendini yer bitirir. Bu kınama, Emmâre'den farklı olarak, bir vicdan azabıdır.
- Sıkça Tövbe Etme: Pişmanlığın doğal sonucu olarak sık sık tövbe ve istiğfar eder (Ya Tevvâb, Ya Gaffâr). Ancak tövbesinde henüz tam bir sebat ve kararlılık oluşmamış olabilir.
- Hataların Farkındalığı: Kendi kusurlarını, günahlarını ve eksikliklerini görmeye başlar. Emmâre'deki körlük hali kalkmaya başlamıştır.
- Dış Etkilere Açıklık: İyi sohbetlerden, vaazlardan, Kur'an tilavetinden etkilenir, maneviyatı yükselir. Ancak aynı şekilde kötü arkadaşlardan, günah ortamlarından da kolayca etkilenebilir.
Levvâme Mertebesinin Önemi ve Tehlikeleri
Nefs-i Levvâme, manevi yolculukta çok kritik bir aşamadır:
- Önemi: Bu mertebe, uyanışın başlangıcıdır. Vicdanın ses vermesi, pişmanlık duyulması, kalbin tamamen ölmediğinin, içinde iman nurunun parladığının işaretidir. Bu kınama ve pişmanlık, kişiyi tövbeye ve arınmaya sevk eden itici güçtür. Bu aşamayı yaşamadan daha üst mertebelere çıkmak mümkün değildir.
- Tehlikeleri: Ancak bu mertebenin riskleri de vardır:
- Ümitsizlik (Ye's): Sürekli günaha düşüp pişman olma döngüsü, kişiyi zamanla "Ben adam olmam", "Allah beni affetmez" gibi bir ümitsizliğe sürükleyebilir. Bu, şeytanın en büyük tuzaklarındandır. Allah'ın rahmetinin (Er-Rahmân) ve affının (El-Afuvv) sonsuz olduğunu unutmamak gerekir.
- İstikrarsızlıkta Kalma: Pişmanlık duyup tövbe etmek güzeldir, ancak bu mertebede takılıp kalmak, yani günahın kök nedenleriyle mücadele etmeden sadece pişmanlık ve tövbe döngüsünde yaşamak, ilerlemeyi engeller.
- Aşırı Kendini Kınama: Kendini kınamak bir noktaya kadar iyiyken, aşırıya kaçıp kendini sürekli değersiz hissetmek, ibadet şevkini kırabilir ve kişiyi hareketsizliğe itebilir.
Levvâme Mertebesinden Yükselmek: Mücadele ve İstikrar Yolları
Bu çalkantılı mertebeden kurtulup daha istikrarlı ve huzurlu bir sonraki aşamaya (Nefs-i Mülheme ve Mutmainne'ye) geçmek için şu adımlar atılmalıdır:
- İradeyi Güçlendirmek: Nefsin isteklerine "hayır" deme egzersizleri yapmak. Özellikle oruç (farz ve nafile), iradeyi güçlendirmede çok etkilidir. Günaha götüren ortamlardan ve arkadaşlardan uzak durmak.
- İlmi Artırmak: Allah'ı isim ve sıfatlarıyla daha iyi tanımak, günahların manevi zararlarını öğrenmek, tövbenin şartlarını ve adabını bilmek, mücadele azmini artırır.
- Samimi ve Sürekli Tövbe/İstiğfar: Sadece dille değil, kalben pişmanlık duyarak ve bir daha yapmamaya azmederek tövbe etmek. Günde en az 70-100 defa istiğfara (Estağfirullah) devam etmek.
- İbadetlerde İstikrar: Zor gelse bile farz namazları vaktinde ve cemaatle kılmaya özen göstermek. Nafile ibadetlerle (teheccüd, kuşluk namazı vb.) manevi gücü artırmak.
- Zikirde Devamlılık: Kalbi sürekli Allah ile meşgul tutmak. Özellikle Ya Metîn (sağlamlık), Ya Sabûr (sabır), Ya Hâdî (hidayet), Ya Hafîz (korunma), Ya Kaviyy (güç) gibi isimlerin zikri iradeyi güçlendirebilir.
- Salihlerle Beraberlik (Sohbet): İmanı güçlü, ahlakı güzel insanlarla vakit geçirmek, onların halinden etkilenmek çok önemlidir.
- Dua: Sürekli Allah'tan yardım istemek, sebat dilemek. Özellikle "Ya Mukallibe'l-kulûb, sebbit kalbî 'alâ dînik" (Ey kalpleri evirip çeviren Allah'ım! Kalbimi dinin üzere sabit kıl.) duasına devam etmek.
- Nefis Muhasebesi ve Tefekkür: Gün sonunda veya gün içinde yaptıklarını gözden geçirmek, hataları fark edip ders çıkarmak. Günahın çirkinliğini, itaatin güzelliğini tefekkür etmek.
Alimlerden ve Ariflerden Nefs-i Levvâme Üzerine Sözler
İslam büyükleri, bu mertebenin önemine ve zorluklarına işaret etmişlerdir:
Uyanışın İşareti
Manevi Bir Bakış
Nefs-i Levvâme'nin kendini kınaması, kalbin yaşadığının ve imanın ölmediğinin bir işaretidir. Bu kınama sesi kesilirse, asıl tehlike o zaman başlar.
İmam Kuşeyrî (rh.a)
Risale'den Mana
Levvâme nefis, bir yüzü Rabbine, bir yüzü mahlukata dönük olan kişidir. İtaat ile isyan, zikir ile gaflet arasında gidip gelir. Mücadelesi çetindir ama kurtuluş ümidi de vardır.
Nefs-i Levvâme, mücadelenin başladığı, vicdanın uyandığı, pişmanlık gözyaşlarının aktığı zorlu ama bir o kadar da kıymetli bir mertebedir. Bu aşamadaki mümin, asla Allah'ın rahmetinden ümit kesmemeli, tövbe ve istiğfara sarılmalı, ibadet ve zikirle kalbini güçlendirmeli ve sabırla mücadelesine devam etmelidir. Unutmayalım ki, her düşüşten sonra Allah'a sığınarak kalkmak, O'nun en sevdiği davranışlardandır.
Sevgi ve dua ile kalın. Allah'a emanet olun.